Bu... felaketten önce... ben
biraz sıkintılıydım. Birkaç firsatı kaçırmıştım. Ödleğin teki
olduğum için bazı șeyleri yüzüme gözüme bulaştırmıştim.
Ama șimdi menfaatler. . . Bilmiyorum işte. Istemeden birini
öldürtebilirdim." Sonunda başını kaldırıp bu heybetli ada-
mn gözlerinin içine bakabildi. "Benim için değerli olan biriyle ilgili her şeyi mahvedebilirdim.
Güzel ve öyle çerezlik okunabilecek seri. Fazla heyecanlı, okuyucuyu içeri çeken bir seri değil. Diziden de bağımsız bir kitap. Bazı ortak hikayeler mevcut ama genel anlamda farklı. Tavsiye ederim.
"Burayı harika bir şeye dönüştürebilirdin... İnsanların hep birlikte uyum ve güven içinde yaşadığı yere... Şimdi dönüştürdüğün bu sapkın, hastalıklı, ucube gösteri merkezi yerine daha insanca bir şeyler yapabilirdin."
"İnsanlar kötü olarak doğuyormuş. Bu sadece bir bahane. Şimdi uğraştığımız şu bok... bu sadece bir tetikleyici. İçimizdeki gerçek insanı ortaya çıkarıyor."
Böyle bir dünyada nasıl olur da bir kız hâlâ modayla ilgilenebilirdi, Bob Stookey'nin aklı almıyordu. Ama Lilly Caul'un cazibesinin bir parçasıydı bu. Bedeninin kişiliğiydi. Ensesindeki zambak dönmesinden tutun, kotundaki özenli yırtıklara ve yamalara kadar Lilly'di bu.
Megan'ın hırsı, amacı, hedefi yoktu. Böyle de mutluydu. Ama Lilly'nin hâlâ hayalleri vardı. Bunlar çok geçici heveslerdi belki de. Ama yine de hayalleri vardı işte.