En Beğenilen Yüzünde Bir Yer kitaplarını, en beğenilen Yüzünde Bir Yer sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Yüzünde Bir Yer yazarlarını, en beğenilen Yüzünde Bir Yer yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
..zaten böbrekleri yüzünden iyice solgunlaşmıştı kadın. Düşürdüğü iki taşı mücevher gibi koynunda saklıyordu. Biri ona nasılsın, halin nedir diye sorar sormaz memelerinin arasından çıkardığı taşları gösteriyordu. Bunlar taş değil de nesneleşmiş kederiydi Besenin. Belinde kum kum biriktirip dokuduğu sözsüz birer anlatıydı bu yamuk yumuk taşlar. İçi yırtılasıya dışarı attığı cevherini gösterince her şeyi söylemiş gibi oluyor, susmayı sürdürüyordu. O gün bakır kazanda pişirdiği aşureyi karıştırırken uzun uzun iç çekti. Her hatırlayış derin bir iç çekişti son zamanlarda. Derken beklenmedik bir cümle çıkıverdi ağzından “gitmek diye bir şey yok .. sadece çağrılmak var “
Böyle mi iyileşeceksin? Yedeğinin yedeğinin yedeğiyle şeylere dokunarak yani? Hem aç, yoksul ve incitilmiş insanlara, hem de sokakları arşınlayan mutlu perilere mi bölüneceksin aynı anda?
Taşla uyurken mutlak bir bütünlüğe kavuşuyorsun sanki. Öte yandan avucundaki taşın anlamı toprak mı altın mı, acaba hangisini tutuyorsun elinde hâlâ anlayabilmiş değilim.
Yanımda değildin. Senin yerinde kemiklerindeki sızıyı görebiliyordum ancak. Avuçlarındaki teri, bel çukurundaki sancıyı bir de... Halin perişandı. Kadim bir ıstırapla benliğin küçülmüş, yaşadığın onca zaman bir incir çekirdeğinin içine sığışmıştı. Yatakta iki büklüm, etinin zonklamasını dinliyordun. Gözlerini açmaya korkuyordun sanki. Kollarını yüzüne kapamış, dalgınlığın dış kapısını kapatmaya çabalıyordun. Gerçekte hiç doğmadığın, böylece hiç ölmeyeceğin başka bir zamana, çağrışımsız bir alana sıçramayı diliyordun belki. Asırlık bir uzaklık vardı aramızda. Yeryüzünün aynı köşesinde farklı zamanlarda duruyorduk ikimiz. Bölük pörçük hallerini izliyordum senin.