Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.2
Zamanın Hükmü
Necib MahfuzEn Beğenilen Zamanın Hükmü Yorumları ve İncelemeleri
En Beğenilen Zamanın Hükmü sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Zamanın Hükmü kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
160 syf.
10/10 puan verdi
Necib Mahfuz bu eserinde de Mısırın tarihine ışık tutmuş. Yine bir ailenin içinde bulunduğu durumu ülkenin siyasi ve ekonomik durumuyla iç içe vererek okuru sıkmadan bir tarih dersi veriyor sanki. Nasrın ülkesine dönmesinden Enver Sedatın lider olmasına kadar süreci irdeleyen yazar, burada mısır toplumunun gelişen olaylar karşısındaki tutum çeşitleri bir bir sıralanıyor.
İnsanların içinde bulundukları kargaşalar bir yana gelecekten ve umuttan bol bol bahsetmesi de yazarın, kendin milleti ve ülkesine olan inancının bir sembolik tarafı da görülebilir.
Mahfuz hemen hemen bütün eserlerinde olduğu gibi bu eserinde de umutlu bir sonla, Mısırın karanlık ve aydınlık dönemlerinin toplumdaki yansımalarını bir portresini çizerken, ayrıca toplumun içinde bulunduğu umut ve karamsarlık ikilemini de çok iyi yansıtmış eserine.
Müslüman Kardeşlerden Vafd Partisine değin bütün siyasi havayı yansıttığı bu eserinde yazar, aslında kendi umutlarını ve ülkesini tarihi bir yolculukla okura sunuyor.
"Necib Mahfuz bu romanında oldukça geniş kapsamlı konuları, dikkatli bir dille ele alarak, tutumlu ve üstü kapalı bir üslupla muhteşem bir şekilde ifade eder. Böylece, yirminci yüzyıl boyunca anavatanı Mısır'daki modem toplumun ve siyasetin saptığı yolları, farklı bir açıdan bakarak, kaleme alabilmiştir." İşte bunlar sonsözde geçen bir bölüm.Lakin kendi ülkesindeki siyasi ve toplumsal olayları anlatmaya çalışması,edebi dili geri plana atmış ve bu yüzden de okuması daha zor bir kitap ortaya çıkmasına sebebiyet vermiş diyebilirim.Okunabilecek bir kitap olmasına rağmen her gün siyasetle yatıp kalkan bir ülkede olduğumuz için siyasi temelli kitaplar okumak beni cezbetmiyor.Ama belki de siz seversiniz.
160 syf.
7/10 puan verdi
1930’lardan 1970’lere kadar bir zaman aralığında, duvardaki bir aile fotoğrafından yola çıkarak ailenin 3 neslinin hikayesini aynı zamanda da Mısır’ın siyasal hayatını aktarmış yazar... bu kadar az sayfada ikisini birlikte yapabilmek büyük bir başarı bence... bölümlere ayırmadan bütün olarak aktarılmış tüm olaylar, bu okurken biraz yorabilir, bir de bazı yerlerde isimler karıştırılmış gibi geldi bana(yanılıyor olabilirim, belki de kafa karışıklığıdır) o anlarda birkaç paragraf öncesine dönmek zorunda kaldım...
çok sevdim diyemem ama Ortadoğu ülkelerinin yaşadığı karmaşa, toplumlarının yapısı ve benzerliklerinin sebebini anlamak için okunmalı, zaten kısa olduğu için heyecanla değilse de konu akıp gittiği için kolay okunan bir kitap...
Zamanın Hükmü
Zahide Tuba Kor hocanın Ortadoğu derslerinden bana kalan en önemli bilgi şu sanırım; o toprakları anlamak adına ülkede yaşayan insanları da tanımamız yani Arap sosyolojisi hakkında okumalar yapmamız. Mesela Mısır’da bir yıllık Mursi dönemi dışında, bütün idarecilerin subay kökenliği olduğunu bilmeden, ya da Tuba hocanın Minberi Aksa Dergisi’nde
#okudumbitti #kitapyorumu
#necibmahfuz #zamanınhükmü
Mısırlı Nobel Edebiyat Ödüllü yazardan ilk romanım. Kalemi sade, akıcı, anlaşılır. 160 sayfalık kısacık romanda üç kuşak Mısır’ın başından geçen siyasi ve sosyolojik olaylara el-Mehdi ailesi çervesinde şahit oluyoruz. Birçok savaş ve devrim gören aile kendi içlerinde de zorlu süreçlerden geçer. Her şeye rağmen ayakta kalabilecekler mi? Yıllar önce çektirdikleri mutlu fotoğraf karesinde olduğu gibi huzurlu günlere kavuşabilecekler mi?
Keyifle ve merakla okudum
#alıntı
••
Ne kadar müphem de olsa her türlü umut, umutsuzluktan iyidir.
••
Tüm ülke hiç yavaşlamadan ilerliyordu; her gün yeni bir şeyler oluyor, neşe ve kederi yanyana getiriyordu. İnsanların kalpleri bugünün verdiği heyecanla geçmişe duyulan özlem arasında gidip geliyordu. En büyük korkuları ise tüm umutları gerçekleşmeden dünyanın sonunun gelmesiydi.
••
Hayatın doğal akışına karşı kürek çekmenin bir anlamı yok. Buradaki mesele, ilerlemeden büyük fayda sağlayıp olabildiğince az kayıp vermenin yolunu bulmak.
••
İnsanların kalplerindeki tek duygu keder değildi. Tabii ki yüzeyde bir keder tabakası duruyordu, ama bastırılmış bir haz ve içini kemiren bir korku hissi de çılgınca bir ahenk içinde dans ediyordu.
••
Evi gerçekten tamir ettirebilirler miydi?
Bu çamur birikintisi gerçekten güzel bir bahçeye dönüşebilir miydi? Onun hayallerinde burası gerçek bir cennet bahçesi olacaktı, ama gerçek hayatta delik deşik, toprak yığınlarıyla dolu, çamurla kaplanmış bir arazi parçasıydı.