Bilindiği üzere Türk edebiyatının ilk natüralist romanı sayılan bu romanda Nabizade Nâzım, bu eserinde o dönemdeki kadın erkek ilişkileri üzerine değinmiş ama bunu kadını aşağılayarak yapmış. O dönemdeki sosyal yapıyı ve kadına verilen değer göz önüne tutulduğunda buna çok da şaşırdığım söylenemez. Kitaptaki tema kıskançlık olarak işlenmiş ve her şeyin temeline bu kıskançlık sebebiyet vermiş olarak gösterilmiş fakat olay tamamen Suphi’nin karaktersizliğinden kaynaklanıyor.
Karakterlerin psikolojik incelemesine değinecek olursak karakterlerin derinlemesine inilmemiş. Zehra kıskanç ama neden? Sırrıcemal kıskanç ama neden? Suphi bile yeri geliyor kıskançlık krizine giriyor ama neden? Bu soruya hiçbir yanıt bulunamıyor. Küçük yaşta annesini kaybeden Zehra’nın bunun oluşturduğu güven eksikliğinden mi kaynaklanıyor? Sırtıcemal’in köle olmasından dolayı mı güvencesizlikten dokayı bu kıskançlığa giriyor? Suphi de küçük yaşta annesini kaybetti acaba bu mu güven eksikliğinin sebebi? Sadece tahminlerde bulunabiliyoruz. Ayrıca kıskançlık teması tüm karakterlerde aynı şekilde ele alınmış, birbirini tekrarlıyor. Birebir aynısı.
Kitaptaki bir diğer problemlerden birisi de “kıskançlık” duygusunun sadece kadına atfedilmesi. Kadınlar kıskançtır gibi bir algı oluşturuluyor ama Suphi karakterinin kıskançlığı üzerine yazılanları da okuyoruz.
Dönemin yapısını ve yazılan ilk romanlar arasında olması göz önüne alınırsa bunlara diyecek bir şey yok ama kadınlar üzerine yapılan genellemeler ve kadına verilen değer üzerine söylenecek çok şey var...