Sermet Bey sordu: "Karından ne sebeple ayrıldığını pek anlayamadım doğrusu." "Sen hiç evlenmedin Sermet. Bilemezsin. İnsana öyle bir bakarlar ki yaptığın hiçbir işi ciddiye alamazsın." Hikmet başını albaya çevirdi: "Oysa burada huzurumuz var, değil mi albayım?" Hüsamettin Bey başını salladı: "Huzurumuz var da denemez. Vaktimiz bol olduğu için bütün günümüzü huzursuzlukla dolduramıyoruz sadece. Sessiz sedasız okuyorum burada. Hikmet'e bakılırsa okumam da duyuluyormuş. Gözleriniz çok ses çıkarıyor, diye geldi bir gece yarısı."
Hazreti Ömer'in Müslüman olmadan önce Halid bin Velid’e şu sözlerle yakındığını hatırlatırdım: "Muhammed'e inananlar küçükken büyüdü, biz büyükken küçüldük."
Sayfa 17 - Ketebe Yayınları, 1. basım, Mayıs 2020Kitabı okudu
Everest Açıkhava serisinden bu yıl okuduğum ikinci kitap, oyun türünde bir eser: Melih Cevdet Anday (ö.2002) imzalı “Mikado’nun Çöpleri”
Oyun iki perdedir. Soğuk bir kış gecesi sokakta çocuğu ile birlikte kalan kimsesiz bir kadına Üzülüp onu evine getiren bir adamın şafak sökene kadar onunla sohbet etmesini konu edinir. Bitmek tükenmek bilmeyen
Murathan Mungan’ın son romanı “995 km” Türkiye’nin 80’li yılların ortalarından itibaren girdiği terör anaforunu ele alıyor. Kitap, bu anlamda siyasî bir roman hüviyetinde.
İki isimsiz bölümden oluşan romanın özellikle başkişisi dikkatleri çekmeyi başarıyor. Küçüklüğünden beri annesiz babasız yetişen bu isimsiz adam, çıkarları uğruna derin devlet
Faruk Duman’la 2021’in o unutulmaz yazında “Sus Barbatus!” nehir romanıyla tanışmıştım. Çok daha evvelinden ismini duyduğum bu modern yazarımızın “Sus Barbatus!”larını (üç cilt) üst üste okumuş ve o zamanlar bu roman serisi için “21. Yüzyıl destanı” tanımlaması yapmıştım. Özellikle Yaşar Kemal’i çağrıştıran gövdeli bir üslubun yazarın özgün