"Kimsin sen?"
"Atak, hırslı, ileri görüşlü, genç bir Türk delikanlısıyım."
Elini çenesine götürdü.
"Peki ben kimim?"
"Atak, hırslı, ileri görüşlü, zehir gibi orta yaş üstü bir Türk delikanlısısın."
"Adım ne oğlum adım ne?"
"Vay... Nasıl? Adını mı unuttun?? Ha haa, insan adını bilmez mi yahu? De get ordan agam, benimle maytap geçme. Sen adını bilmiyor musun gerçekten?"
"Bilmiyorum ulan işte bilmiyorum!"
"E agam sen o zaman baya geri zekalısın..."
-Hünkârım, dedi, milletin hazinesi sizin demektir. İstediğiniz kadar akçe alabilirsiniz. Niçin kendinizi yoruyorsunuz? İhtiyacınız varsa hazineden isteyiniz.
Sultan 1. Mahmud, elindeki işi bıraktı. Vezirine dik dik baktı. Alnında biriken terleri göstererek, şöyle konuştu:
-Bak vezirim, bu alın teridir. İnsanın alın teri akıtarak, emek vererek kazandığı para helâl olur. Çok çalışmalı, alın teri ve göz nuru dökmeliyiz. Milletin hazinesi millet içindir. Onu, milletin ihtiyaçlarına harcamazsak, Allah bizden hesap sorar.
Affı zalimler değil, mazlumlar verir. Çanakkale'de dövüşürken ne asi ne esirdik. Namuslu bir millet gibi dövüştük, öldük, öldürdük. Ne zamandan beri ve hangi milletle harp edilir de mağlup olduğu zaman ona katil denilir?