Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Sibel
Sibel
@kitaptanhitaplar
İnstagram♡kitaptanhitaplar
123 okur puanı
Haziran 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
||Herkese merhaba
Hüznün ve sevincin bir arada ve güzel bir aşk ile sonuçlanan bir karşılaşmanın olduğu harika bir kitap "Bağ"
20 yıl önce amcasının korkunç bir oyunu yüzünden Çınarlı kasabasından ayrılmak zorunda kalan Kemal ve İstanbul'un renkli gecelerinde, partiden partiye koşan, en yakın arkadaşı ve nişanlısının ihanetine uğrayan Mila'nın kesişen yolları büyük bir aşka dönüşüyor.
Babasından kalan bütün mirasa konmak isteyen Ahmet, abisine yeğeni Kemal'in kasabada en yakın arkadaşı Erenin sevdiği kız ile adının çıktığını ve bir an önce ikisini evlendirmelerini teklif eder. Ahmet'in planına göre Eren bunu duyar ve Kemal'i öldürür. Olay hiç de öyle gelişmez ve Eren ile Leyla kaçarlar. Trafik kazası geçirip ölür iki genç. Bütün sorumluluğu babasında bulan Kemal kasabayı terk eder.
Mila en yakın arkadaşı Melis ve nişanlısı Sinan'ın birlikte olduğunu görüp İstanbul'u terk eder ve çiftliğe gider. Çiflikte yeni bir hayata adım atar ve şarap üretmeyi kafasına koyar bunun içinde tecrübeye gerek var.
Kemal babasının ölüm döşeğinde yanına gelir son nefesinde babasının yanında olur. Bütün miras Kemal'e kalır ve şarap üretmek için bağları verimli hale getirir. İş ilanı verir ve Mila bu ilan ile birlikte Kemal ile tanışır. Birbirine delice aşık olurlar. Mila önce kimliğini saklar ama daha fazla dayanamaz her şeyi Kemal'e anlatır.
Bundan sonra Kemal onu affeder mi yoksa yolları sonsuza kadar ayrılır mı??
Okuyup öğrenmeye ne dersiniz??
||Herkese merhaba
Sonunda yazarın kalemiyle tanıştım ve iyiki de tanışmışım dediğim bir kitap oldu "Doğu'nun Limanları"
Akıcı ve sade bir anlatımı olan kitabı elinizden bırakmak istemeyeceğinize eminim
Bazen ne kadar kaçsanda istemediğin bir karaktere bürünmek zorunda kalırsın. İsyan'ın hikayesi de tam burda başlıyor. Savaş dönemi olduğu için babası İsyan'ın savaş kahramanı olmasını çok istiyor. Ama onun tek istediği doktor olmak. Bu uğurda ablası babasını ikna eder ve İsyan başka bir ülkeye okumaya gider. Olaylar hiç de planladığı gibi gitmez. Kendini babasının istediği gibi savaş kahramanı olma yolunda bulur. Bir kaçış sırasında tanıştığı Clara'ya aşık olur ve evlenirler. Babasının hasta olduğunu öğrenir ve Clara'yı tehlikeli sınırlardan korumak için tek başına gider babasının yanına. Savaşın şiddetlenmesi ile geri dönemez. Bu hasret İsyan'ın aklını kaçırmasına neden olur ve kardeşi onu tımarhaneye götürür. Yıllarca orda kalan İsyan'ın iyileşme umudu ise kızı Nadya olacaktır.
Yer yer gülümsetse de hüzün dolu bu hikayenin her satırında olayların hep mutlu sona varmasını ümit edeceğiz.
O zaman en kısa zamanda okumanızı tavsiye ediyorum
Şimdiden keyifli okumalar diliyorum
||Herkese merhaba Melody'nin hikayesini şiddetle tavsiye ediyorum
Neden mi çünkü gerçek hayatta Melody gibi özel çocuklarla karşılaşınca daha çok empati kurabilelim.
Melody konuşamayan yürüyemeyen ve daha bir çok temel ihtiyacını tek başına karşılayamayan özel bir çocuk. Kendisi gibi bir çok özel çocuğun olduğu bir sınıfta eğitim görmektedir. Fazlasıyla zeki olan Melody'in tek isteği konuşmak ve düşüncelerini paylaşmak. Sonunda ailesi ona bu isteğini karşılayacak bir alet alır. Bir bilgi yarışması için hazırlanan ön eleme sorularının hepsini doğru yapan Melody yarışmaya katılmaya hak kazanır.
Sonrasında neler olduğunu, ailesi, öğretmenleri ve arkadaşlarıyla ilişkisini okuyup öğrenmeye ne dersiniz :)
Okur Takip Önerileri
Herkese merhaba
Gerçek hayat hikayelerini okumayı çok seviyorum. Kahramanın yaşamında kendime de yer buluyorum bu tarz kitaplarda. Kahramanın sevincine ve üzüntüsüne ortak olmak bambaşka bir duygu. "Aliya" da bu kitaplardan biri. Kitapta Aliya İzzetbegoviç'in yaşam öyküsünü anlatıyor. Daha çok savaş ve yönetici kısmını anlatıyor. Aliya'nın İslam için verdiği savaşta haksızlığa uğramış ve hayatının bir bölümünü hapiste geçirmiştir. Buna rağmen asla vazgeçmemiştir.
Hayatının çoğu hüzünle geçsede sevdiği insanla evlenmesi en büyük mutluluğu olmuştur.
Aliya gerçekten inandığı değerler uğruna sonuna kadar savaşan örnek bir kahraman olmuştur.
Gerçek yaşamdan alınan hayat hikayelerini okumayı sevenler için kesinlikle tavsiye edeceğim bir kitap.
||Herkese merhaba
Uzun zamandır çok merak ettiğim bir kitaptı "Simyacı"
Ve tabiki de çok ama çok beğendim.
Endülüs'lü çoban Santiago'nun hazinesine ulaşmak için geçtiği yolları ve başından geçenleri anlatıyor. Bir gün yaşlı bir kadın Mısır piramitlerinin yanında ona ait bir hazinenin bulunduğunu anlatıyor. Aynı şeyi yaşlı bir kralda anlatınca delikanlı hazinesini aramaya koyuluyor.
Yaşlı adama bu söyledikleri karşısında koyunlarının bir kısmını veriyor.
Delikanlının bütün parası çalınır ve bir billuriyeci dükkanında çalışmaya başlar. Epey para biriktirdikten sonra hazinesini aramaya devam eder. Bir kafile ile çöl yolculuğuna başlar.
Bu kafile de Simyacı'yı arayan bir ingilizle tanışır.
Yolculuk esnasında savaşın olduğunu öğrenip Vaha'ya giderler. Delikanlı burda aşkı bulur.
Hazinesine mı ulaşacak yoksa aşkının peşinden mi gidecek?
Bunu okuyup öğrenmeye ne dersiniz
Klavuz niteliğinde olan bu kitabı kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum şimdiden keyifli okumalar diliyorum
||Herkese merhaba
Hepimizin çok sevdiği Zeze'nin ikinci kitabını da çok beğenerek okudum. Zeze yine bildiğimiz gibi kabına sığmayan haylaz bir çocuk. Ama biraz daha büyümüş, delikanlı olmaya yeni yeni adım atıyor.
Bu kitabında da hüzün eksik olmuyor maalesef
"Güneşi Uyandıralım" Zeze'nin maceraları ile dolu ikinci kitabı. Şeker Portakalı'nın yerini tutması tabiki mümkün değil ama en az Şeker Portakalı kadar çok seveceğiniz bir kitap. Zeze ailesinden ayrı başka bir aileye evlatlık olarak gider. Yeni ailesinin durumu çok iyi ve oldukça disiplinli bir yapıya sahiptirler. Zeze'nin en iyi şekilde eğitim alması için elinden geleni yapan aile onun yaramazlıklarını önleyemez. Okulda da oldukça yaramaz bir çocuk olsa da okulun en başarılı öğrencisidir. Bu kitapta şeker portakalı fidanı yok ama ona yol gösteren, cesaretlendiren ve korkularının üstüne gitmesini sağlayan cururu kurbağası var. Adam ismindeki kurbağası onun yüreğinde yaşar ve gün gelince onu terk eder. Aşık olup çok acı çeker, çünkü ikisinin ailesi bunu öğrenir ve yolları ayrılmak zorunda kalır. Sevdiklerinden ayrı kalsa da yüreğindeki küçük kurbağası, okuldaki öğretmeni Fayolle ve gerçek babası yerine koyduğu ünlü Fransız şarkıcı Maurice onu asla yanlız bırakmaz ve onu çok severler.
Ailesi onu bir süreliğine yatılı okula gönderdiğinde ise orada daha rahat yüzeceği ve sokakta oyun oynayacağı için çok mutlu olur.
Kitabın adının nerden geldiğini ise okuyup öğrenmeniz için saklı tutuyorum.
Şeker Portakalı'nın devamı olan bu kitabı da elinizden düşürmeden okuyacağınıza eminim
Okumayı düşünen arkadaşlarıma şimdiden eyifli okumalar diliyorum
||Herkese merhaba
Stefan Zweig'ın birbirinden güzel kitaplarıyla tanışmaya devam ediyorum
Bu kitabında ise bambaşka bir güzellik var çünkü üç usta kalemin hikayesini okudum
"Üç Büyük Usta" Balzac, Dickens ve Dostoyevski'nin hayatını, kitaplarını ve kitap kahramanlarını konu edinen bir kitap. Yazarların hayat hikayesi, karşılaştıkları zorluklar, ne sıkıntılar çekerek günümüze büyük eserler bıraktıklarına şahit oluyoruz.
Balzac'ın ve Dickens'in kitaplarını henüz okumadığım ve en yakın zamanda okumam gerektiğini ve Dostoyevski'nin kitaplarını ne zorluklarla, ne sağlık sorunları yaşayarak yazdığını bir kez daha anladım.
Kitabı okurken yazarların oluşturduğu kahramanlar ile özel olarak tanışmak ise bir ayrıcalık
Kesinlikle herkesin okuması gereken bir kitap.
Okuyacak olan arkadaşlarıma şimdiden keyifli okumalar diliyorum
||Herkese merhaba
Tavsiye üzerine okuduğum bu kitabı o kadar çok beğendim ki sanırım baş ucu olması gereken kitaplardan biri
"İstemenin Esrarı" dualarımızın neden kabul olmadığının sebeplerini ve reddedilen dualarımızın neden reddedildiğini anlatıyor. Dualarımızın kabulü için ısrarla istemenin makbul olduğunu anlatıyor. Duanın hayatımızda ne kadar büyük bir yere sahip olduğunu bize bir kez daha gösteriyor. Allah'tan isterken samimi bir şekilde istemeliyiz. En çok da çaba sarf etmeliyiz çünkü isteklerimiz bir kuştur bunun bir kanadı dua ise diğeri çabadır. İkisinden biri eksik olursa isteklerimiz gerçekleşmez. Kitabın son bölümünde ise Esma-ül Hüsna ile istemenin güzelliğini ve peygamberlerin dualarına yer veriyor.
Kitap bana olumlu yönde çok güzel şeyler kattı
Herkese okuması için tavsiye ediyorum şimdiden keyifli okumalar diliyorum
||Herkese merhaba
Bazen bir şeyi o kadar çok isteriz ki onun dışında her şeye kapalıdır hem gözümüz hem yüreğimiz. İşte Martin Eden için bu edebiyattı, yazmaktı. O yazmaktan başka hiç bir işten keyif alamayan bir edebiyatsever
Martin Eden ile tanışmam severek takip ettiğim sevgili @martinnedent sayfası sayesinde oldu. Uzun zamandır takip
||Herkese merhaba
Sevdiğimiz yazarların bütün kitaplarını okuma isteği hepimizde var sanırım.
Emine Şenlikoğlu da bu yazarlardan biri.
Okuyabildiğim kadar kitabını okuyorum.
Ve hepside bana çok şey katıyor.
Önemli olan da bu değil mi zaten?
Yazarın "Bize Nasıl Kıydınız?"adlı kitabı Rabia'nın babasının ve yengesinin yaşadığı bir ilişki sonucu el birliğiyle Rabia'nın erkek kardeşini öldürmesini ve bu suçu da Rabia'nın annesine atmalarıyla gelişen olayları anlatıyor. Oğlunu annesinin gözleri önünde öldürdükleri için annesi delirir ve akıl hastahanesinde ölür. Daha sonra gerçek suçlular yakalanır ve hapse atılır. Rabia bir işe girip orda tanıştığı Hüseyin adlı bir işçi sayesinde dinine döner ve İslam'a o kadar güzel bağlanır ki amcası kuzeni de onun sayesinde İslam'a tam bir dönüş yaparlar.
Rabia'nın bu güzel dönüşü yine çok güzel bir evlilikle sonuçlanır. İslam'a uygun bir şekilde
Herkese bir şeyler katacak bu güzel kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum şimdiden keyifli okumalar diliyorum
||Herkese merhaba
Maalesef ki ülkece çok kötü bir yılı geride bıraktık.
Umarım 2021 yılı hepimiz için mutlu huzurlu sağlıklı ve çokça kitap okuyacağımız bir yıl olur
Yılın ilk kitabı çok sevdiğim yazardan tabikide
Stefan Zweig'in kitaplarını çok severek okuyorum.
Bu kitabını da çok severek okudum.
Bir o kadar da duygulandım.
"Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat"
Mrs C.'nin kaldığı hotel de evli ve iki çocuk annesi olan bir bayanın çok kısa bir zamanda tanıştığı genç bir adamla kaçması sonucu hotel de bu konu üzerine tartışma çıkar. Herkes kaçan bayanı suçlarken aralarından biri onu haklı bulur. Bunun üzerine Mrs C. yıllar önce başından geçen bir olayı o kişiye anlatmaya karar verir. Mrs C. kocasının ölümünden sonra hiç kimseyle bir ilişki yaşamamıştır. Bir gün kocasının da gittiği kumarhaneye gider ve orda herşeyini kaybeden bir gencin aniden dışarı çıktığını görür. İntihar edeceğini düşünür ve peşinden gider. Hiç tanımadığı bu genci kurtarır ve o şehirden gitmesi için ona bir miktar para verir. Hiç hesapta yokken ona aşık olur. Genç adamın şehirden gittiğini düşündüğü sırada tekrar onu kumarhanede görür. Genç adam Mrs C.yi herkesin için de azarlar ve hayal kırıklığına uğrayan kadın o şehri bir daha dönmemek üzere terkeder.
Çok beğenerek okuduğum bu kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum.
Okuyacak olan arkadaşlarıma şimdiden keyifli okumalar diliyorum
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020126,9bin okunma
||Herkese merhaba
Şu sıralar Az Yayınevi'nin birbirinden güzel kitaplarını okumaya başladım.
Ama maalesef bu kitap için aynı şeyi söyleyemiyorum
Her kitap emek verilerek yazılır, her kitap ayrı bir hazinedir.
Ama maalesef bu kitabı sevemedim
"Aşk Üfleyen Neyzen" uzun zamandır okumak istediğim ama beklentimin çok aşağısında olan kitap.
Kitabın kahramanı kendini Mesih olarak görür. Çünkü inanışlara göre Polonya'daki büyük katliamdan sonra bir Mesih'in gelmesi lazımdı. Kalabada, 1666'da Mesih'in geleceği yazıyormuş.
Tarih ve aşkın karışık olduğu bu kitap benim zevkime göre değildi ama yine de okuyacak olan arkadaşlarıma şimdiden keyifli okumalar diliyorum
||Herkese merhaba
Bazen ders almamız gereken ve derine indikçe bize yol gösteren hikayeler vardır.
İçindeki derin manaya indikçe mutluluğun anahtarının elimizde olduğunu görüyoruz.
Yazarımız kitabında aslında hepimizin duyduğu, bildiği hikayeleri sanatsal bir dille bize aktarıyor. Ayrıca hikayeden çıkarmamız gereken dersi de eklemeyi unutmuyor
"Hikayeci Bilge" adlı kitapta yazarımız bu tarz hikayeleri birleştirip kitap haline getirmiş, sonlarında ise hepimizin uygulaması gereken mutluluk dolu farkındalık dersleri eklemiş.
"Bana bir hikaye anlat, içinde gerçekler olmasın ama hayat kadar gerçek olsun, diyorsanız..." bu kitabı kesinlikle okumalısınız
Severek okuduğum ve hayatımda uygulayacağım bu güzel hikayeler ve farkındalık derslerini hepinize tavsiye ediyorum
Kitabı okuyacak arkadaşlarıma şimdiden keyifli okumalar diliyorum
||Herkese merhaba
Hayat oturduğunuz yerden akıp gider.
Siz ayaktayken de hayatla beraber bir akıntıya kapılıp gidersiniz. Peki oturup hayatın akıp gitmesini mi, yoksa akıntıya kapılmayı mı tercih edersiniz?
Gelin bu soruyu sevgili yazarımız Ömer Kaya ile beraber cevaplayalım.
Hepimiz bugüne kadar mutlaka bir iki tane hayat hikayesi
||Herkese merhaba
Stefan Zweig'in harika ve bir o kadar da duygu yüklü bir kitabı "Bilinmeyen bir kadının mektubu"
Okurken çok hüzünlendim. Çünkü bu kadar saf ve güzel bir aşk ancak bu kadar güzel anlatılırdı. Ve sanırım günümüzde bu tarz güzel bir aşk yaşamak neredeyse imkansız
Yazar olan R. kendisine gelen müsvedde bir kâğıda yazılı mektubu okumaya başlar. Gelen mektup yıllar önce taşındığı binada ona çocukluğundan beri aşık olan bir kadından. R. binaya taşındığında henüz 13 yaşında olan bu küçücük kız ona her gün daha da bağlanır. Her hareketini izler. Binaya girişini, çıkışını, evine kimlerin geldiğini, her adımını takip eder. Ama annesinin bir başkasıyla evlenme kararını alması ile bütün dünyası başına yıkılır. O şehirden giderler. Ama kız onu görmek için bu şehirde iş bulur ve yıllar sonra geri gelir. Onu her gün izler ve sonunda R.onu fark eder.
Aralarında bir günlük bir ilişki geçer.
Ve sabah ayrıldıklarında R.ona beyaz çiçekler verir. O günden sonra kadın ona her doğum gününde beyaz çiçekler gönderir.
Ama R.onu asla tanımaz. Zaten mektuba başlarken kadın "Sana, beni asla tanımamış olan sana." diye başlar.
Çocuğu olur ama R.bunu asla öğrenmez taki çocuğu öldüğü gece kadın oturup ona her şeyi mektupla yazana kadar.
Bir solukta okuyup bitirdiğim hüzünlü kitabı herkese tavsiye ediyorum
Şimdiden keyifli okumalar diliyorum
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,7bin okunma