Kimseye şifa verecek takatim yok, vicdan ve merhamet açısından kimseden üstün değilim.
Bana şifa verecek her hikmetin, bir inci avcısı gibi peşinde olmakla tamamlanıyor ömrüm…
Sevgili dost,
Günlerdir bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor. Yağmur suları şehrin göbeğini göle çevirdi. Sokakların kiri aktı, kalbimizin kiri duruyor. Yağmur suyu yumuşatırmış değdiği yeri. Rahmet! Gelin yıkmayalım, yıkayalım bu şehri!
Hz. Aişe ne zaman sadaka verecek olsa üzerine güzel koku sürermiş. Sebebini sorduklarında, “çünkü bunu Allah’a yolluyorum.” diye cevap vermiş. Ne zaman sadaka verirseniz bilin ki bu Allah’a (cc) gönderdiğiniz bir ameldir.
Allah’ın (cc) rızıklandırdığı şeyden infak etmek, parayı dünya hesabından ahiret hesabına transfer etmektir. Hesap hâlâ sizindir, banka Allah’ın bankasıdır.
Resulullah’ın (sav) dediği gibi iman zaman zaman artıp azalabilir. Bazen çok yoğun hissedersiniz, bazen o yoğunluğu hissetmezsiniz. Bazen namazda okunan ayetlerle gözünüzden akan yaşlar hayatınızı değiştirir. Bazen de aynı ayet okunur siz sadece rükûyu beklersiniz. İman artıp azalır. Allah (cc) sürekli takva sahibi insanların bile imanlarında iniş çıkış olduğunu vurgular.
Hayatınızda zorluk çektiğinizde Allah’ın Kitab’ını açar ve birkaç ayet/sayfa okuyup probleminize cevap bulursunuz. Bunu kimseye kanıtlayamaz, bunun bir mucize olduğuna dair kimseyi ikna edemezsiniz. Bu Allah’tan (cc) size gelen kişisel bir hidayettir.
Nas suresi’nde, “İnsanların sadrlarına vesvese veren” (Nas,5) diyoruz, “insanların kalplerine vesvese veren demiyoruz. “İnsanların sadrlarına (göğüslerine) fısıldayan” deniyor ayette. Sadr ile kalp arasında fark vardır.
Sadr (göğüs) bir yerdir. Bu yerin içindeki hazine kalptir. Şeytan kalbe ulaşamaz. Şeytanın göğsünüze ulaşımı vardır. Kalbi eviniz, göğsü de çevresindeki arazi gibi düşünürsek şeytan araziye girebilir ama kapıyı açmadan evinize giremez. Kalp, sizin evinizdir ve kilitlidir. Şeytan sürekli kalbinizin kapısını tıklatır, ona vesvese vermeye çalışır. Bizim görevimiz şeytan kalplerimizi tıklattığında bunu fark etmektir.
Allah’ın kusursuz olan dininden taviz vermeye çalışandan daha yozlaşmış kimse yoktur. Kusursuz olan bu dine, “daha iyi hale getirmek” gayesiyle hiçbir şey eklenemez ve ondan hiçbir şey çıkartılamaz. Allah’ın dini kusursuzdur. Herhangi bir ilave, herhangi bir eksiltme onun kusursuzluğunu bozar; bu doğru yoldan sapmadır. İslam fesadı gidermek için geldi. Düzeltilmeye ihtiyacı yoktur; aksine düzeltmeye geldi ve düzeltilmesi gerekecek şekilde gelmedi.
“De ki: Dininizi Allah’a mı öğretiyorsunuz?” (Hucurat,16)
Ama ne kadar karanlık olsa da şu sebepler âleminde hangi gece sınırsız ve sonsuz ki? Sabah, bütün zifiri karanlığı inkar ederek bir kez daha açtı İstanbul’un üzerine.