1

1. Dünya Savaşı

Ruslar, Ahlat'a doğru ilerlerken akşam olur, hava kararmaya başlar. Ahlat'ın girişine geldiklerinde bir bakarlar ki, bir ordu tam önlerinde dimdik ayakta durmakta. Hem de gizlenme ihtiyacı bile duymadan. Rus komutan emir verir: "Ateş!" Müthiş bir yaylım ateşi başlar ama karşılarındaki ordu hâlâ dimdik durmaktadır. Kaçan maçan da yok. Çaresiz sabahı beklemeye başlarlar. Günün aydınlanmasıyla bir bakarlar ki, karşılarında duranlar insan boyunda mezar taşlarıdır. Büyük şok geçirirler ve kurşun yağdırdıkları bu eşsiz güzellikteki mezar taşlarını tahrip ederler.
Sayfa 22
Müttefiklerimizin dostluklarının samimiyet derecesi, daha harbe girmeden ve hükümetin kapitülasyonları kaldırdığını ilan etmesiyle derhal belli oldu. Hükümet bu ilanı yapar yapmaz, Alman sefiri Vangenhaym derhal sadrazama koştu ve onu en ağır şekilde şu sözlerle tenkit etti: -Ruslar İstanbul'u alırsa size yardım etmeyeceğiz!
Sayfa 218
Reklam
Büyük Harb'in yarattığı sıkıntılar sadece Türkiye ile ilgili değildi. Birinci Dünya Savaşı'nı sadece mağlublar değil, sözde galipler de kaybetmişti. Dünya değişmiş ve bu değişen dünya bir takım acıların içinden geçmek zorunda kalacaktı.
Sayfa 112 - Kronik YayınlarıKitabı okudu
Filistin Cephesi
“Türk birliklerinin bu başarısızlığının bir nedeni de, bu sırada Kafkas Cephesinde yapılacak harekâta katılmaya istekli bazı subayların buradaki birliklerinden ayrılmalarıydı. Enver'in emrine göre, Kafkasya'ya gidecek subaylara bir üst rütbeye terfi ve bir maaş zam sözü verilmişti. Bunu duyanlardan çoğu, Kafkasya'ya gitmeyi istediler. Çünkü Ordular Grubundaki subaylar, normal aylıklarını bile alamazlarken ve ailelerinin geçim sıkıntısı çektiğini bilirken, böyle bir söz verme karşısında çok dayanamazlardı. Savaş ateşi içindeki bir cephenin subaylarına, daha elverişli ve uzun süre savaş olasılığından uzak bir cephede bir üst rütbe ve bir maaş zam sözüyle görev önerisi, sanırım ki, savaş tarihinde rastlanılacak biricik örnektir.”
Sarıkamış 1914-1915
“Tam 90 yıl evvel kışın ortasında,Osmanlı İmparatorluğunun kuzey ucunda,en mutena kolordumuz karlara gömüldü.Karşısındaki Rus ordusu özel kazılmış kış siperlerinde,alışık olduğu iklimin giyim ve donanımı içindeydi.”
"Bir devletin bu kadar aciz, bu kadar yetkisiz ellerde bu kadar havadan bir ölüm kalım macerasına sürüklenmesinin çağımızda pek örneği yoktur."
Sayfa 212
Reklam
"Kemal, Kemal! Bizi rahat bırak! Sonra vicdanen mesul olursun. Biz öyle şeyler yapacağız ki, neticesinden sen de memnun olacaksın, dünya da hayretler içinde kalacaktır!"
Sayfa 221
Harb etmek eskiden erkekçe bir işmiş. Şimdi insanca bir iş... Kadınlar bizden daha iyi döğüşüyorlar. Miting yapıldığı zaman burada olup, Sultanahmet Meydanını görmeliydiniz. Siyah çarşaflı bir kadın kalabalığı, memleketin üzerinde bir an, siyah bir bayrak gibi dalgalandı. Bazı hareketler, o hareketin şeflerine neden o kadar büyük değer verdirebiliyor, ben işte o gün anladım. Miting tepeden tırnağa kahramanlıktı.
219, Kız İhsanKitabı okudu
1902 Doğumlular
"Kimse bizim ne düşündüğümüzü sormuyordu.Savaş büyüklerin işiydi.Savaşın kötü bir hastalık olduğunu çoktan öğrenmiştik, çünkü herkesin ondan korunmaya çabaladığını görüyorduk."
- Mesele, bugün, İhsan, Nedime, Kâmil, şu, bu meselesi değil... Memleket meselesi... -Ahmet güldü:- (Vatan) diyecektim amma, bu kelimeyi öyle kepaze ettiler ki... Bazı sözleri gereksiz yerlerde kullanmayı yasaklamalı... Bunların başına da (vatan) ve (millet) kelimelerini yazmalı... Hayatını memleket için vermeyi kararlaştıranlar, bu uğurda şereflerini tehlikeye atamazlarsa acayip olmaz mı? - Ben şerefimle beraber ölmeyi daha uygun görüyorum...
116 Ahmet ve Kâmil BeyKitabı okudu
55 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.