Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Araştırma İnceleme Edebiyat

Profil
“Dil ile düğümleneni diş ile çöz(e)mezler.”
Sayfa 191 - Bilge kültür Sanat yayınları
“Değirmende doğmuş sıçan gök gürlemesinden korkmaz.”
Sayfa 201 - Bilge kültür Sanat yayınları
Reklam
“Sanatın hafifletemeyeceği acı yoktur.”
Sayfa 158 - Sel. yayıncılık
-Sözcükler,
"Hiçbir sözcük kitapda durduğu gibi durmaz, Suyun huyu akmaksa sözcüklerin huyu da dolaşmaktır. "
ithaki yayınları
88 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Öykü nedir? Diye başlayalım söze Yaşanmış veya tasarlanmış bir olayı, bir durumu; yer, kişi ve zaman belirterek anlatan kısa yazılara öykü deniliyor.. Kısacık bir kıtap ama öylesine hemencik bıtmeyenlerden, üzerinde durulası, bazı yerleri not alınası güzel bir kitabı daha okunmus olmanın keyfındeyım, incelememı de kendimce yazınca, keyfe keder olucam bakalım, bakalım Kitapla ilgili bilgiyi bıze arka kapak söyle fısıldıyor, Romandan kısa oluşun ve kurmaca (yabancı dillerde fiktif) oluşu dışında, ortak yönleri yok öykü, kısa öykü ve küçük öykünün. Öykü ya da eski deyişle hikâye, belli biçim özellikleri gösterir. Bunlar, özetle önemli bir başlangıç, olay zincirinde kendini belli eden bir doruk v kesin bir sondur. Öykü, biçim özellikleri dışında içerikte, anlatı konumunda da bazı özellikler gösterir. Öykü, Avrupa edebiyatlarında genel olarak 19. yüzyılda yaygın türdü, 19. yüzyılda en kalıcı örneklerini verdi. Bizim edebiyatımıza gelince, bizde de bazı çevrelerde küçük öyküye yukarıdan bakıldığını söyleyebiliriz. O kadar ki küçük öykü, yazarlığı ilk basamağı sayılıyor ve küçük öyküde ustalaşmış birinden artık roma beklenebileceği söyleniyor. Aslında tam tersi, küçük öykü romanda daha fazla özen ve ustalık ister, çünkü anlatı disiplininin ta kendisidir Bence edebiyatımızda, özellikle bugünkü edebiyatımızda mükemmel küçük öyküler var. Bu da şiir geleneğimizin kazandırdığı yoğun anlat yeteneğinin sonucu. Olmalı dıye düşünüyorum . Sizde öykünün serüvenındekı yolculuğa çıkmak isterseniz Buyurun o halde #OKUYUN #OKUTUN
19. Yüzyıldan Günümüze Türk Edebiyatında Öykü
19. Yüzyıldan Günümüze Türk Edebiyatında ÖyküGürsel Aytaç · Hece Yayınları · 20195 okunma
Gerçekler bir kere anlaşılınca yan gelip keyif çatılacak birer tembellik durağı değil, her an didinme isteyen, her an yeniden hak edilerek kazanılan, sorumluluğu gittikçe artan birer merhaledir. Değişkendirler, sürekli işe yarar hazır kalıplara uymazlar.
İthaki Yayınları
Reklam
Faulkner & Don Kişot…
“William Faulkner, her sene Don Kişot’u tekrar okurdu...”
Sayfa 86 - *William Faulkner: Amerikalı YazarKitabı okudu
Nietzche vs Dosto...
“Nietzsche, Dostoyevski’yi ‘bir şeyler öğrenebileceğim tek psikolog’ olarak tanımlamıştır...”
Sayfa 212Kitabı okudu
Nazım Hikmet 2. Dünya Savaşı yıllarını Çankırı ve Bursa hapishanelerinde geçirdi. Savaşın başlangıç yıllarındaki Nazi ilerleyişinin acısını dört duvar arasındayken duymak, güncel olayları eksiksiz izleme gereksinimini duyuruyordu. Radyo ve gazete haberlerinden öğrendiği olaylar kimi kez kaynaklık etti şiirlerine. Ama asıl Memleketimden insan Manzaraları'na ça­ lışarak dünyanın içine düşürüldüğü yıkım yıllarının yansıma­ larını olağanüstü anlatım özellikleriyle işlemeyi başardı.
Bahtiyarım ... Ama sözcüklerle savaşarak yeni yaratı olanakları bulunsa bile parmaklıklar ötesinde aylar yıllar geçirmenin kabul edile­ mez yoksunlukları var. İrade zorlamasıyla yakasını kurtaramı­ yor bu yoksunlukların getirdiği etkilerden içerdeki adam. Okuyacağımız dizelerde insanoğlunun en doğal hakkının yasaklanması karşısında duyulan tepkiyle sarsılıyoruz.
359 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.