Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Onlar, nasıl 10. yüzyıldan 16, 17 hatta 18. yüzyıla kadar İslâm bilimlerinden buldukları bütün müspet bilimleri, pozitif unsurları aldılarsa biz Müslümanların hiç korkmadan bugün Avrupalıların ulaştıkları, bizde olmayan bütün unsurları, bütün buluşları almak için bir yarış içerisine girmeliyiz. Mesela Japonlar bunu yaptılar. Biz Müslümanlar kadar bilimsel bir geçmişe sahip değilken müthiş şeyler yaptılar fakat biz hâlâ yerimizde sayıyoruz.
Avrupalıların elinde olan bütün haritaların, İslam dünyasında daha evvel yapılmış olan haritaların bir taklidi ve parçalarının bir araya getirilmesi ve bozulması şeklinde olduğunu bilemezdi Halife 4. Murat. Bunu dünyada bilen yoktu.
Reklam
Hindistan ve Matematik
En ünlü Antik Hintli matematikçi Brahmagupta, 7. yüzyılda prizmaların ve diğer geometrik şekillerin hacimlerini hesaplamaya çalıştı. "O" rakamından söz eden ilk kişi oldu ve O'la çarpılan her sayının "0" olduğunu biliyordu. Bir diğer Hintli matematikçi Bhaskara (d. 1115) bir sayı O'a bölündüğü zaman sonucun sonsuz olacağını bulduğunda aradan neredeyse 500 yıl geçmişti. Bu kavramlar olmadan dünyanın modern matematiksel açıklamaları imkânsız olurdu.
ÇİN VE İNANÇ
Çinliler, usta kimyacılardı. En iyilerinin birçoğu Taoistti; yani MÖ 6. yüzyılla 5. yüzyıl arasında yaşamış Lao Tsu'nun izinden giden bir dini cemaatin üyesiydi. (Tao, "yol" anlamına gelir.) Diğerleri, Konfüçyüs veya Buddha'nın izinden gitti. Bu dini liderlerin felsefeleri, takipçilerinin evrenin araştırılmasına ilişkin tutumlarını etkiledi. Din insanların kendi çevrelerine bakışını her zaman etkiler.
ÇİNDE DEĞİŞMEYEN YAZI SİSTEMİ:İDEOGRAF
Çin'deki yazı sisteminde "ideograf" adı verilen objeleri temsil eden küçük resimler kullanıldı. Bizim gibi alfabe kullananlara garip gelse de bu yazı sisteminde küçük resimleri yorumlamayı bilmek, çok ama çok eski Çince metinleri daha güncel metinler kadar kolay okuyabileceğiniz anlamına gelir.
ÖLÜMDEN SONRASI VE FİRAVUNLAR
Firavunların ilahi olduğuna ve öldükten sonra yaşayabildiğine inanılıyordu. Aslında dev anıt mezarlar olan piramitlerin inşa edilmesinin bir nedeni de buydu. Firavunlar, akrabaları ve diğer önemli kişiler öteki dünyadaki yeni bir hayatı beklemek için hizmetkârlar, kediler, köpekler, eşyalar ve erzaklarıyla birlikte bu dev yapıların içine yerleştirildi. Mısırlılar önemli kişilerin vücutlarını muhafaza etmek için (nede olsa ölümden sonraki hayata çürümüş ve kokmuş bir halde başlayamazlardı) cesetleri mumyalamanın yollarını geliştirdi. Bu öncelikle iç organların çıkarılmasını gerektiriyordu (beyni burun deliklerinden çekip çıkarmak için uzun bir kanca kullanılıyordu) ve çıkarılan organlar özel kaplara konuyordu. Vücudun geri kalanını korumak için çeşitli kimyasal maddeler kullanılıyordu. En sonunda ketene sarılan ceset, mezarındaki ebedi istirahatgâhına yerleştiriliyordu.
Reklam
MISIR'DA İNANÇ VE ASTROLOJİ
Mısırlıların astronomisi, Babil'deki astronomiye benzerdi ama ölümden sonraki hayata büyük ilgi duyan Mısırlılar yıldızları gözlemlerken daha çok pratik kaygılar gütmüştü. Takvim sadece en uygun ekim zamanını veya Nil'in taşma olasılığını haber verdiği için değil, aynı zamanda dini bayramları planlamalarına imkân tanıdığı için son derece önemliydi. Mısırlıların "doğal" yılı 360 gündü: On günlük üç haftada oluşan on iki ay vardı ve mevsimlerin kaymasını önlemek için yılın sonuna ekstradan beş gün ekleniyordu. Mısırlılar, evrenin dikdörtgen bir kutu şeklinde olduğuna inanmıştı. Dünya bu kutunun dibindeydi ve Nil Nehri dünyanın tam ortasından geçiyordu. Yılın başlangıcı, Nil'in taştığı tarihe denk düşüyordu ve sonunda bunu en parlak yıldız olan Sirius'un gökyüzünde yükselmesiyle ilişkilendirdiler.
MISIR VE HİYEROGLİF YAZILARI:
Mısır İlk önce Yunanlılar,daha sonra Romalılar tarafından fethedildikten sonra hiyeroglifleri okuma ve yazma yeteneği ortadan kayboldu ve neredeyse 2000 yıl boyunca anlamlarını hiç kimse çözemedi. 1789'da bir Fransız asker, Mısır'ın kuzeyindeki Rosetta yakınlarında küçük bir kasabada bir enkaz yığının arasında yuvarlak kil tabletler buldu.Üç dilde yazılmış bir bildirgeydi:hiyeroglifler ve "demotik" adı verilen bir diğer Mısır alfabesi kullanılmıştı. Londra'ya getirilen Rosetta taşı Bugün Britis Museum'da halen görülebilir.
MISIR'IN GÜCÜ=NİL NEHRİ
Mısırlılar varlığını Nil'e borçluydu. Her yıl taşan kudretli nehir, kenarlarındaki arazileri zengin alüvyonlarla tazeliyor ve bir sonraki yılın ekinleri için hazır hale getiriyordu ve Mısır çok sıcak ve kurak bir ülkeydi.
BABİLLİLER VE BİLİM
○Çentik işaretini kullandılar. ●1dakikanın 60 saniye,1saatin ise 60 dakika olduğunu söylediler. ○ Bir haftanın 7 gün olduğunu, bir çemberin 360 dereceden oluştuğunu söylediler. İnsanlar dünyayı evrenin merkezi olarak kabul ettiği müddetçe onun diğerleri gibi bir gezegen olduğunu düşünmedi. Gökyüzüne 12 parçaya böldüler ve her parçaya belirli takım yıldızlarla (veya "burçlarla") ilgili bir isim verdiler.Babilliler, gökyüzündeki noktaları birleştirerek çeşitli objelerin ve hayvanların resmini çıkardı; örneğin bir takım yıldızı teraziye, bir başkasının akrebe benzettiler. Bunun sonucunda yıldızların üzerimizdeki etkisini inceleyen astrolojinin temeli olan ilk Zodyak,yani burçlar kuşağı ortaya çıktı.
465 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.