Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
"Venedik Limanı'ndaki uzak gemileri dikizlemek ve ya Padua'daki çatı tepelerini seyretmek yerine, Galileo teleskopunu göklere çevirmişti. Sonrasında olanların ise bilim tarihinde eşi benzeri yoktu. Bilim tarihi uzmanı Noel Swerdlow şöyle anlatıyor: 'Galileo'nun sonraki iki aylık zaman dilimine sığdırdığı keşiflerin sayısı bütün zamanların rekoruydu ve dünya bir daha asla eskisi gibi olmayacaktı."
Sayfa 82 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
"Galileo'dan önce, yeryüzüyle gökyüzü birbirinden keskin çizgilerle ayrılıyordu. Ve bu ayrım sadece bilimsel ya da felsefi değildi. İnsanoğlu yeryüzüyle gökyüzü arasına adeta bir paravan çekmiş ve bu paravanı mitoloji, din, romantik şiir ve estetik kaygılardan örülü ağır bir perdenin arkasına gizlemişti. Fakat şimdi Galileo diye bir adam çıkmış, akıl almaz şeyler söylüyordu! Aristo öğretisinin aksine, Galileo Dünya'yı bir gök küreyle(yani Ay'la) aynı kefeye koyuyordu -her ikisinin de yüzeyi katı ve engebeliydi ve her ikisi de Güneş'ten gelen ışığı yansıtıyordu."
Sayfa 83 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
Reklam
"Bilim tarihini değiştiren insanların en önemli özelliklerinden biri, hangi keşiflerin gerçekten fark yaratabileceğini anında sezmeleri idi."
Sayfa 83 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
"Aristocular Dünya'nın Güneş'in yörüngesinde dönmesinin hep imkansız olduğunu iddia etmişti. Çünkü Dünya'nın kendi yörüngesinde zaten bir uydusu vardı. Ve evrenin iki ayrı rotasyon merkezi olamazdı! Her şey hem dünyanın hem de güneşin etrafında nasıl dönebilirdi ki? Oysa Galileo'nun keşfi, güneşin yörüngesinde dönen bir gezegenin, kendi yörüngesinde dönen uydulara da sahip olabileceğini tartışmasız şekilde ispatlıyordu."
Sayfa 84 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
"Galileo'nun öteki yıldızlarla ilgili gözlemleri, insanoğlunun Güneş Sistemi'nin ötesindeki evreni keşfetmeye yönelik ilk girişimleriydi."
Sayfa 87 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
"Bilim dallarının bu kadar keskin saflara ayrılması Galileo'yu en çok kızdıran şeydi. Hidrostatik tezinin taslağı olan Yüzen Cisimler Üzerine Tartışmalar'da, Galileo matematiği doğanın sırlarını çözmeye yarayan güçlü bir makine olarak tanımlamıştı: Rakiplerimden birinin beni topa tutacağından eminim, hatta 'Konuları fiziksel olarak ele almak başka, matematiksel olarak ele almak başka şeydir,' diye haykıran sesi bile kulağımda. Ona göre, geometri kendi işine bakmalı ve matematikten farklı sonuçlar veren tabiat bilgisine burnunu sokmamalı. Sanki geometri gerçek bilgiye ulaşmanın önünde bir engelmiş gibi! Sanki hem matematikçi, hem fizikçi olunamazmış gibi! Bundan çıkarılacak doğal sonuç olarak geometri bile biri fizik bilemezmiş ya da fiziksel konularla ilgilenip mantık yürütemezmiş gibi! Bu, yersiz bir öfkeye kapılıp büyük hekim Acquapendente'nin, yani bu ünlü anatomi bilgini ve cerrahın sadece neşter ve merhemlerle yetinmesini, ilaçla tedaviye hiç bulaşmamasını söylemek kadar saçma bir şeydir. Sanki cerrahi uzmanlık ilaçla tedaviye engelmiş ya da ona zarar veriyormuş gibi!"
Sayfa 90 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
Reklam
"Galileo, kapışma fırsatlarını da hiç kaçırmazdı. Örneğin matematiğin doğası ve onun bilimdeki yeri üzerine en kapsamlı düşüncelerini dile getirdiği Deneyci adlı eseri, yine bir başkasıyla girdiği polemiğin sonucuydu. Galileo'nun ustalığını konuşturduğu bu müthiş eser öylesine popüler olmuştu ki, Papa VIII. Urbanus bile yemek esnasında bu kitaptan sayfalar okuturdu."
Sayfa 92 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
"Bir başka deyişle, Kilise'nin Galileo'ya olan itirazı aslında Dünya'nın evrenin merkezindeki konumunu kaybetmesinden değil, Kilise'nin otoritesinin sarsılmasından kaynaklanıyordu. Roma Katolik Kilisesi'nin Reformcu din adamlarıyla boğuştuğu bir dönemde, Galileo da işin tuzu biberi olmuştu. Ve Galileo-Kilise savaşı patlak vermek üzereydi."
Sayfa 97 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
"Newton'un takım kutusundan çıkan matematik, onun mucizevi başarılara imza atmasını sağladı. Tarihi bir tesadüf eseri Galileo'nun öldüğü yıl dünyaya gelen bu dahi, mekanik kuramının en temel yasalarını formüle etti. Gezegen hareketlerini tanımlayan kanunları deşifre etti. Işık ve renk olgusunun teorik temellerini attı, diferansiyel ve integral hesabını buldu. Aslında sırf bu başarılar bile Newton'u büyük bilim insanlarının şeref locasına dahil etmeye yetiyordu. Fakat onu büyücüler listesinin tepesine, yani gelmiş geçmiş en büyük bilim insanı için ayrılan o koltuğa oturtan asıl başarısı, kütle çekim kuvvetiyle ilgili çalışmasıydı. Newton'un bu eseri, göklerle yeryüzü arasındaki uçurumu kapatmış, astronomi ve fizik alanlarının fitilini ateşlemiş ve evrenin tamamını tek bir şemsiye altında toplamıştı."
Sayfa 123 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
"(...)1665-1666 yıllarında Londra'da korkunç bir veba salgın patlak verdi. Haftalık ölüm vakalarının binlerle ifade edildiği o günlerde, Cambridge'deki tüm fakülteler kapanmak zorunda kalmıştı. Böylece okuldan ayrılan Newton da uzak bir köy olan Woolsthorpe'taki evine dönmek zorunda kaldı. Newton, Ay'ı Dünya'nın çevresindeki yörüngede tutan kuvvetin aslında aynı kuvvetler olduğunu kanıtlamaya yönelik ilk girişimini işte buradaki sakin kır yaşamının sessizliğinde yapmıştı."
Sayfa 125 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
Reklam
"(...)daha önce formüle ettiği mekanik yasalarından faydalanan Newton, Kepler'in gezegen hareketleriyle ilgili ikinci yasasını da ispatlamıştı! İspatladığı şey tam olarak şuydu: Bir gezegen Güneş'in etrafındaki eliptik yörüngesinde dönerken, gezegeni ve Güneş'i birleştiren doğru çizgi, eşit zaman aralıklarında eşit alanlar tarar. Ayrıca Newton şunu da ispatlamıştı: Eliptik yörüngede dönen bi cisim için... elipsin merkezine uygulanan çekim kuvveti, mesafenin karesiyle ters orantılıdır. İşte bu iki buluş Principia'ya giden yolda en önemli köşe taşlarıydı."
Sayfa 126 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
Kahramanlık Çağı - Pythagoras
"6. yüzyıldaki manzara, çalgılarını sabırsızlıkla akort etmeye çalışan bir orkestra görüntüsünü akla getiriyor. Bu sahnede herkes yalnızca kendi çalgısına yoğunlaşıp diğerlerinin çıkardığı sesleri duymazlıktan gelir. Sonra heyecanlandırıcı bir sessizlik olur, orkestra şefi sahneye çıkar, değneğini üç defa vurur ve kaostan uyum çıkmasını sağlar."
Sayfa 22 - Phoenix YayıneviKitabı okudu
Kahramanlık Çağı
"Manevi boşluklar duygusal patlamalara yol açmaya eğilimlidirler..."
Sayfa 30 - Phoenix YayıneviKitabı okudu
Kahramanlık Çağı
"Profesör Whitehead'in ünlü sözünde belirttiği gibi, 'Avrupa felsefe geleneğinin en kesin genel tarifi, onun Platon'a düşülmüş bir dizi dipnottan ibaret olduğudur.' Bu söz şöyle de değiştirilebilir: 'Rönesans'a kadar bilim, Aristoteles'e düşülmüş bir dizi dipnottan ibarettir.' "
Sayfa 50 - Phoenix YayıneviKitabı okudu
Kahramanlık Çağı
"Platon'un Ütopya'sı Orwell'in 1984'ünden daha korkunçtur, çünkü Orwell'in gerçekleşmesinden korktuğu şeyi Platon arzulamaktadır."
Sayfa 52 - Phoenix YayıneviKitabı okudu
498 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.