Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Kadmos, Brought the Alphabet to the Greeks
Tradition has it that the raw material for the Greek alphabet was brought to Boeotia by a Phoenician named Kadmos (Cadmus). Kadmos was said to have been the son of the Phoenician king Agenor, and the brother of Europa - whom Zeus set out to seduce, appearing to her in the form of a bull, and whom he eventually carried off. Agenor sent Kadmos off in search of Europa. Having had no luck in finding his sister, Kadmos went to consult the Delphic oracle who told him that he should follow a wandering cow and establish a city wherever she might stop to graze, which he did, and there the Boeotian city of Thebes was established.
Sayfa 6 - David R. GodineKitabı okuyor
Onlar yalnızca yaşanırlar
"Seviyorum, istiyorum, nefret ediyorum" gibi. Ama son zamanlarda eylem bildiren sözcükler, sahip olmak kavramları ile ifade ediliyor. Böyle bir durumda da, isimler fiillerin yerinde kullanılıyor. Eylemleri, sahip olmak eğilimli isimlerle birlikte kullanmak, dili mahvetmek demektir. Çünkü süreçlere ve eylemlere sahip olmak mümkün değildir, onlar yalnızca yaşanırlar.
Sayfa 41 - Dildeki DeğişimlerKitabı okudu
Reklam
Topluluk Problemi
Dil ne kadar kendine özgüyse topluluk da o kadar birbirine bağlı olma eğilimindedir ve bunun tam tersi de geçerlidir. Bugün İngilizce konuşan bir topluluktan tekil olarak bahsetmek kulağa garip gelmektedir ve artık farklı topluluklarla konuştukları farklı 'İngilizcelerden' bahsetmek gerekmektedir
Topluluk Problemi
Eğer gerçek topluluklar karman çorman ilişkilerden oluşuyorsa ideal olanlar -Benedict Anderson'un tanımıyla 'hayali topluluklar'- net sınırlara sahiptirler. Hayal edilen topluluklar, hayal gücünün diğer unsurları gibi gerçek etkilere sahiptirler. Belirli bir dili ya da bir dilin çeşitlemelerini dayatarak bir topluluk oluşturma girişiminin önemli sonuçları bulunmaktadır ve bunlar her zaman planlanan sonuçlar değildir. Bundan dolayı dillerin rolünü yalnızca bir topluluğun Birlik bağı hissinin yansımaları ya da ifadeleri olarak değil, aynı zamanda onların yapılanma ve bozulmalarının aracı olarak incelemek zorundayız.
Dilin Toplumsal Tarihi
19 yüzyıl tarihçileri, milli birlik üzerine odaklanma eğilimindeydiler ve herhangi bir dil üstüne yazarken sanki o dil bir hayvan ya da bitkiymiş gibi 'evriminden' ya da 'büyümesinden' söz ederek sosyal çeşitliliği göz önüne almıyorlardı.
Reklam
,tıpkı gençliğin zihindeliğine bedel olarak ödediğimiz ihtiyarlığın dermansızlığı gibi.
Bir çocuk için bilinmeyen dil İngilizcedir (Türkçe, Japonca, Inslekampx dili ya da Arapçadır); bilinen dil ise mantıkçıdır.
Diller o dili konuşanların hayat alanları yıkıldığında kaybolur, örneğin soykırım sebebiyle, zorla asimile edilme ya da asimile etmeyi hedefleyen bir eğitimle, Nüfus bakımından kaybolma ile Krauss’un “kültürel sinir gazı” diye adlandırdı elektronik medya bombardımanı ile. Daha baskın kültürel sosyal ve politik yok etmeleri durduramazsak da yerli dillerde, edebiyat alanında ve televizyon alanında bazı eğitimsel gereçler geliştirerek bazı dillerin yok olmasını önleyebiliriz.
Anlama eyleminin sürecinin tamamı, yolda karşılaşan iki psikanalist ile ilgili fıkrayla daha iyi ifade edilmiştir. Biri “Günaydın“ der, diğeri ise “Ne demek istedi acaba“ der.
Reklam
İnsan iletişimi sadece, sanki bir kablo ile birbirine bağlanmış iki faks makinesi gibi bir bilgi iletimi demek değildir; sosyal, entrikacı, sağduyulu ve sosyal hayvanlar tarafından art arda sergilenen bir dizi davranıştır. İnsanların kulaklarına sözcükleri aktarırken onları etkileriz ve saygılı olsun ya da olmasın, kendi niyetimizi açığa çıkarır, sanki onlara dokunuyormuşçasına etkileriz.
Dil bilgisi sadece basit bir koddur, protokoldür, belirli bir dilde hangi tür seslerin hangi tür anlamlara denk düştüğünü belirleyen değişmez bir veri tabanıdır. Bir konuşma ve anlama programı veya tarifesi değildir. konuşma ve anlama eylemleri dilbilgisel bir veri tabanını paylaşırlar.
Otuz beş yıllık yapay zeka araştırmalarından çıkan temel ders zor sorunların aslında kolay olduğu, kolay sorunlarınsa zor olduğudur.
Shaw‘ın bir ortamda söylediği gibi, “Hayatta iki trajedi vardır. Biri insanın kalbinin arzusuna ulaşmamasıdır. Diğeri de ulaşmasıdır.“
987 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.