Japon Edebiyatından ilk olduğum kitap oldu. Sitede okuyup yorumlayan okurlardan esinlenip listeme almıştım. Japonların meşhur yüksek teknolojileri ve iş ahlakının yanı sıra edebiyat ve çeşitli sanat dallarında da başarılı olduklarını düşünüyordum fakat bu zamana kadar hiç okumamıştım. Eser zamanda yolculuk konusu ile birlikte kişinin kendini detaylı bir yüzleşmeye tabi tutup hayatını sorgulamasını sağlıyor. Esasen bir tiyatro eseri olduğu için detaylı tasvirleri ile mekanı ve kişileri zihninizde çok canlı bir şekilde yaşıyorsunuz. Tabi iflah olmaz kahve tutkunları için fonda bol bol da kahve mevcut. Akıcı bir dille yazılmış okuyanı çok sıkmayan bir eser olmuş, çeşitlilik açısından tavsiye ederim. İyi okumalar dilerim.
"Hiçbir gerçek, bir sevdiğimizi kaybettiğimiz zaman duyduğumuz kederi gideremez. Hiçbir gerçek, hiçbir samimiyet, hiçbir güç, hiçbir nezaket bu acıyı geçiremiyor. Tek yapabileceğimiz şey, üzüntüyü sonuna dek yaşamak ve sonunda bundan bir şey öğrenmek, ama her ne öğrenirsek öğrenelim, bir sonraki beklenmedik üzüntüde bir yardımı olmuyor."
Kitapta beni içine çeken satırlardır. Bu düşünceye de öneriye de sonuna kadar katılıyorum. Kitapla ilgili iki alıntı paylaştım, ölümün yaşamın zıttı olmadığı aksine yaşamın bir parçası olduğunu anlatan. Bu düşünce ve beraberinde gelen kabulleniş duygusu çok yakın zamanda tanıştığım bir duygu. Ölüm de doğum kadar yaşamın içinde olan bir gerçek.
Bende bıraktığı izler bu şekilde. Genel anlamda akıcı bir kitap. Keyifli okumalar dilerim.