Tabii ki gerçek hayattaki olaylar, mektupta yazdıklarımla örtüşmez. Hayat bir bulmacadan çok daha fazlasıdır. Ne var ki, bu itirazla düzeltilebilecek şeyler, ne uğraşabileceğim ne de uğraşmak istedim küçük ayrıntılar. Onlar bizi gerçeğe öylesine yaklaştırıyor ki, bu sayede ikimiz de biraz olsun sakinleşebilir ve huzur içinde ölebiliriz.
FRANZ
Sayfa 64Kitabı okudu
Benim içime yerleştirmiş oldun şüphe, senin başkalarına karşı duyduğun güvensizlikten çok daha büyük.
Sayfa 64Kitabı okudu
Bir görüşe göre evlilik korkusunun kaynağı, aileye karşı işlenen suçlar için ileride çocukların öç alabileceği kaygısında yatıyor.
Sayfa 59Kitabı okudu
Yazdığım şeylerin içeriği sendin. Yüzüne karşı haykıramadığım şeyleri yazıyordum. Senin zorunla ilerlese de yönüne benim karar verdiğim uzun soluklu bir terk edişti.
Sayfa 45Kitabı okudu
"Utancının ondan fazla yaşamasından korkuyordu."
Sayfa 38Kitabı okudu
Göz kamaştırıcı olduğu kadar ümitsiz bir manzaraydı.
Sayfa 35Kitabı okudu
Açgözlülük, derin mutsuzluğun en belirgin özelliğidir.
Sayfa 34Kitabı okudu
İnsanlar, çocuklarına yaratılışları doğrultusunda davranır. Bu senin için baskı, yüksek ses ve çabuk sinirlenmek demekti ve bu senin tabiatına en uygun olandı. Çünkü güçlü ve cesur bir çocuk yetiştirmek istedin.
Sayfa 11Kitabı okudu
Ama başa çıkılamaz olduğuma inanmıyorum. Güzel birkaç cümle, başımın okşanması, elimden tutulması, sıcak bir yaklaşım söz dinlememe engel olmazdı.
Sayfa 11Kitabı okudu
Ama böyle bir şey hiçbir zaman gerçekleşmedi. Hayat, varsayımlarla ilerlemez.
Sayfa 10Kitabı okudu
Ailedeki ilk çatışmaların yükünü tek başıma taşımak için çok güçsüz bir çocuktum; ama buna mecburdum.
Sayfa 9Kitabı okudu
Senin nüfuzun altında olmadan büyüseydim bile, muhtemelen senin istediğin gibi birisi olmayacaktım.
Sayfa 9Kitabı okudu
Bana başta acı ama sonradan çok işime yarayacak bir ders verdin.
Jane Austen
![[̲̅t̲̅a̲̅m̲̅e̲̅r̲̅] ☾](https://r2.1k-cdn.com/sig/size:96/plain/https%3A%2F%2F1k-cdn.com%2Fresimler%2Fuyeler%2F325014_1710085179_AxDAP.jpg){kind=small}
...Çünkü insanlar, başkalarından farklı olana tahammül edemezler.
Sayfa 18
Zaman insanın efendisi olmalıdır, kölesi değil.
