Nitekim başka bir kadının kocasıyla yatan kadınlar da kendilerini bu şekilde kandırır: Erkeğin kendilerine son derece bağlı olduğuna ve onun karısını terkedeceğine inanmak isteseler de erkeğin metresine bağlılığı öncelikle erotiktir ve onu gerçekten sevdiği söylenemez.
Arzularlar ama sevmezler; bu iki zıt kutup asla bir araya gelmez. Bu tür erkeklerin her zamanki sevgi ve arzu biçimlenimi genellikle şöyledir:
1. Doğru kadın (Çoğu hastasının mensup olduğu sınıfa gönderme yaparak, kendi burjuva sınıfından, der Freud.): Sevgi mümkündür, arzu imkansız.
2. Yanlış kadın (alt sınıftan bir kadın): Arzu mümkündür, sevgi imkansız.
"Yalan söylenmez, yalan söylemek çok kötüdür," denilen bir çocuk, kapı çalındığında, "Evde olmadığımı söyle," diyen bir anne/babayla karşılaşırsa, yalan konusunda ne düşünür acaba?