''Onlardan biri işte. Kim olduğu fark etmez. Hepsi aynıdır, başka adlar altında hepsi aynı bokun soyudur. Mahmut, Hasan, Fevzi, Sabri, İbrahim, Avden, Beyumi.''
Hafiften feministik hava soluduğum bu kitapta 'kadın'ın 16. yüzyıldan günümüze kadar olan sosyal konumundaki değişim örneklerle anlatılmış. Yer yer beğendiğim ve hak verdiğim kısımlar olsada kitabı genel anlamda çok sıkıcı buldum.
Bir kitap okudum ve hayatım değişti, derler ya. Benim için
Feminizm Kitabı böyle bir kitap
Bir öğrencimle kitap arkadaşı olmuştuk. İstediğimiz kitapları birbirimize alıyorduk. Ben bunu seçmiştim. Onun hediye ettiği bir kitaptı ve okumaya başladığımda çok bilindik yepyeni bir dünyayla tanıştım.
Bir Kürt olarak bu kitabı çok daha iyi anladığımı
Kültürel olarak rağbet gösterilen rasyonalitenin gelişimi boyunca bir kenara atılması gereken şeyler başlangıçtan bugüne simgesel olarak kadınlıkla ilişkilendirilmiştir.
Akıl ' ın kadınlar tarafından işlenmesinin önündeki engeller, büyük ölçüde, Akıl ideallerimizin tarihsel olarak kadınlığı dışlamış olmasından ve kadınlığın kendisinin de böylesi bir dışlama işlemi yoluyla oluşmuş olmasından doğmaktadır.
Ama o sayfaları tekrar okuyup içlerindeki o sarsıntıyı, o öfkeyi fark edince yazarın yeteneğinin hiçbir zaman eksiksiz ve bütün olarak dışa vuramayacağını görüyorsunuz. Kitapları biçimini yitirecek, çarpılacaklardır. Sükûnet içinde yazacağına öfke içinde yazacaktır. Karakterlerini anlatacağına kendini anlatacaktir.
Bir kadın ne yaparsa yapsın bu kitaplarda eleştirmenlerin kesin olarak bulunduğunu söylediği o ebedi hayat pınarını bulamaz. Bunun tek nedeni bu kitapların erkeklerin meziyetlerini göklere çıkarması, değerlerini dayatması veya onların dünyasını anlatması değildir. Asıl neden, bu kitaplara nüfuz etmiş duyguların kadınlar tarafından anlaşılmaz olmasıdır.
Babaları ya da anneleri üzerinden geçmişi düşünebiliyor. Daha önce de söylediğim gibi kadın yazarken geçmişi anne ve büyük anneleri aracılığıyla düşünür.