Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Kendimi durmadan sil baştan kurgulamaktan mahvoldum.
Sayfa 254Kitabı okudu
Her şey ne kadar boş! Biz, dünya ve her ikisinin kendi sırları.
Reklam
Tanrılar hayellerimi değiştirsin; ama hayal kurma yeteneğime el sürmesin.
"Kuvvetli bir inanç ve yeterli isteğin üstesinden gelemeyeceği hiçbir şey yok." - Fernando Pessoa
"Ve bu duyguyu yazarak iyileştiriyorum. O ironik reçeteyle, dile getirilmekle iyileşmeyecek hüzün yoktur, saf olmaması, içine bir parça akıl karışmış olması, gerçekten derin olması şartıyla. Edebiyat başka hiçbir yararı kalmadığında en azından bu işe yarayacak – bir avuç insan için olsa bile. Ne yazık ki akıl hastalıkları duygusal rahatsızlıklardan, onlar da bedensel hastalıklardan daha az ıstırap verir. “Ne yazık ki” diyorum, çünkü insanlık onuru tam tersini gerektirir. Bir esrarla karşı karşıya olduğumuzda üzerimize çöken hiçbir sıkıntı, aşk, kıskançlık ya da pişmanlık kadar acı veremez, bedende hissedilen yoğun korkular kadar bunaltıcı olamaz ya da öfke kadar, hırs kadar insanı değiştirmez. Ama şu da doğru ki, ruhu paramparça eden hiçbir ıstırap şiddetli bir diş ağrısı, karın ağrısı ya da (sanırım) doğum sancısı kadar gerçek olamaz."
Condillac ünlü eserine şöyle başlar:50 “Ne kadar yukarı tırmanırsak tırmanalım, ne kadar aşağı inersek inelim, asla duygularımızın dışına çıkamayız.” Asla kendimizden yelken açamayız. Asla bir başkasına varamayız, bunun tek istisnası, düş gücüyle kendimizi başkalaştırdığımız, kendi kendimizi hisseder hale geldiğimiz durumlardır. Gerçek manzaralar bizim yarattıklarımızdır, çünkü onların tanrısı bizizdir ve gerçekte oldukları gibi, yani yaratıldıkları gibi görürüz onları.
Reklam
"Yalnızca var olmayan manzaralar, asla okumayacağım kitaplar dağıtıyor sıkıntımı. Hayat benim için, beynime kadar ulaşmayan bir dalgınlık hali. Beynimi ise, tam aksine özgür bırakıyorum ki, hüzünleri yaşayabileceğim bir yerim olsun."
"Argonotlar, mühim olan yaşamak değil, denizlere açılmak, derlermiş. Marazi bir duyarlığı olan Argonotlar olarak, biz de diyelim ki hissetmektir mühim olan, yaşamak değil."
"Nasıl isterse öyle olsun: Her şeyi kendi haline bırakıyorum. Ve kaderin emriyle, unutulmuş üç beş yemine sadık kalarak tesadüflerin tamamladığı ben, varlığımı tanrıya ya da belki de var olan tanrılara terk ediyorum."
"Bu loş zamanlarda ne düşünebilirim, ne hissedebilirim, ne de bir istek duyabilirim. Sadece rakamlar yazar ya da anlamsız şeyler çiziktiririm. Hiçbir şey hissetmem, sevdiğim biri ölse yabancı bir dilde olup bitmiş gibi algılarım. Yapamam; hep uykudayım gibi gelir, en akıllıca hareketlerim, sözlerim, edimlerim, dışımda bir yerde alınan nefesler, herhangi bir organizmanın ritmik olarak çalışan içgüdüsü gibi görünür gözüme."
87 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.