Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Bunu tartışabiliriz
Sevgisiz saygı, saygısız sevgiden evladır.
Sayfa 12
Bir fikrin doğuşu, formül olarak ilk belirdiği an değil, kalbin gücüyle aşılandığı ve sevginin sıcaklığıyla beslendiği kuluçka döneminin ardından kabuğu kırılmasıyla gerçekleşir.
Reklam
Fikrin gücü, duygulara geçer ve onlara yalnızca kuvvet değil yönde verir. Yumuşak demirdeki sınırsız akımlar için mıknatıslanma neyse, fikir de duygular için odur.
Kiçik yaşlardan hərşeyi özün etmə istəyi nə dərəcədə yaxşıdır bilmirəm amma ətrafından fərqli olursan. Tək başına həll etmə potensialın varsa bunu niyə tək etməyəsən ki? Çox kiçik yaşlardan beləyəm. Və bəzən baş apara bilməyəcəyim problemlərdə belə kömək istəmirəm. Amma bilirəm, kömək istəsəm edəcəklər. Bəlkə də ona görə ətrafımdaki bir çox yaşıdımdan daha çox şey yaşamış ya daha çox tək başıma əylənmiş, qorxularımı məhv etmişəm. Həm də axı insanın tək başına aldığı uğur daha dəyərlidir, nəinki birinin bunu sənin üçün etməsi. Bura nəsə yazmağım sadəcə bu fikirləri kiməsə danışmağa dəyməyəcəyi üçündür. Qalsın burda arada özüm oxuyacam :D
Boş.
Bəzən sadəcə boş bir yerə yazmaq yaxşı hiss etdirir. Yazar olmadığın halda belə. Heç kimin oxumağını gözləmədən. Sadəcə birinin belə anlaya bilməyəcəyindən əmin olduğun hərşeyi yazmaq...
Reklam
Sadece inanmış adam... Onun için inandırıyor.
Sayfa 144Kitabı okudu
Dolayısıyla bir fikrin değerli olup olmadığının bunu ifade eden kişinin samimiyetiyle hiçbir ilgisi yoktur. Hatta adam ne kadar samimiyetsizse, ileri sürdüğü fikrin bir o kadar entelektüel olma ihtimali daha fazladır.
"Benim fikirlerimi her zaman kabul etmenizi istemiyorum. Düşünmenizi istiyorum. Başkasının yardımı olmadan düşünmenizi istiyorum."
Gustave le Bon
"Bazı fikirlerin kolaylıkla kabul edilmesi, yayılması; insanların çoğunun kendi muhakemeleri üzerine kurulmuş bir fikre sahip olmak imkanından yoksun bulunmalarındandır."
Reklam
"Anıları bırakın. Tutkularınızı içeren gelecek zamanı bırakın; hem bildiklerinizi hem de isteklerinizi unutun ki yeni bir fikir için yer açılabilsin."
145 syf.
5/10 puan verdi
Ariyet Fikirle Düşünmek
Özdenören’in bir şeyler anlatmak ister ama bir türlü, çeşitli saiklerden dolayı söyleyemez bir hali var. Anladığım kadarıyla Batılılaşma sürecinin (Tanzimat’tan süregelen) insanımıza ve kültürümüze uymadığı zehabında ki, yer yer katıldığım noktalar var. Ama işin kaynağına, felsefesine kadar didik edildiği bir düşünce yapısında bir türlü, en azından kitap içerisinde, nereye varmak istediği ve bunun nasıl başarılabileceği tam anlaşılmıyor. Makyavel tarzı yönetimi ve şantajı daha doğrusu modern politikacıyı net bir şekilde Batı toplumlarına sunan kişi Joseph Fouche olarak takdim ediliyor ki anlattıkları hakikaten günümüzde bile değişmeden devam ediyor. Süreçte her yol mübahtır ve ne gerekiyorsa o düşünmeden yapılır. Üniversite sorununa değiniyor ve özel üniversitelerin belirli şartlarda kurulması gerektiğini savunuyor. Bugün, göçmen sorunundan sonra belki de ülkemizin en büyük sorunu üniversiteler ve her yere sınırsız üniversite açmakla eğitim sorununun çözüleceği sanıldı. Sonuçta üretim yerine insanlar çocukların oluşturduğu yapay ekosistemle geçimini sağlamaya başladı, friksiyonel işsizlikle işsizlik azaltıldı, mezun olan çocuklar okulda bir şey öğrenemedikleri için okuduklarıyla alakası olmayan vasıfsız işlerde çalışmak zorunda kaldı, bir süre sonra o işlerde de çalışmayı bıraktılar ve çığ gibi büyüyen üniversite mezunu sorunu ortaya çıktı. Kontrolsüz yapılan hiçbir şey bugüne kadar ülkeye fayda vermedi; başörtüsü yasağı, ensar-muhacir denilerek alınan göçmenler, iki okuldan biri olan imam hatipler, her yere açılan üniversiteler ve daha bir sürü şey.
Rasim Özdenören
Rasim Özdenören
Ariyet Fikirle Düşünmek
Ariyet Fikirle DüşünmekRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 019 okunma
123 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.