Bizim iller, bizim iller
Yatarken de üzüm yerler!
Deyip bir de yemiş ve gece kahvaltısı isteyince, hoca derhal şu şekilde kıt' ayı ikmal etmiş ve açgözlüyü susturmuş :
Bizde öyle adet yoktur
Saklarlar da kışın yerler!
Bekri Mustafa'yı rica minnet camiye götürmüşler,
-Hoca başlamış anlatmaya bir yer vardır ki orada zengin fakir ayırımı yoktur. Dertli giren neşeli olur. Oraya giren herkesin gönlü ferahtır. Bilin bakalım burası neresidir?
Bekri Mustafa yanıt vermiş: ''Neresi olacak Meyhane.''
Bekri Mustafa, yoksul bir mahallede “Küçük Ayasofya Camii”nin önünden geçmektedir. O sırada musallada bir tabut vardır, fakat namazı kıldıracak imam ortalarda yoktur. Cemaatin beklemekten canı sıkılır ve başında kavuğu, sırtında cübbesiyle oradan geçen Bekri Mustafa’yı “hoca” zannederek namazı kıldırmasını söylerler.
Yok, ben hoca değilim” dese de, dinlemezler ve zorla öne geçirirler. Bekri Mustafa namazı kıldırdıktan sonra tabutun örtüsünü açar ve ölünün kulağına bir şeyler fısıldar. Cemaat, ölüye ne söylediğini merak eder.
Bekri Mustafa gülerek cevaplar: “Sen şimdi aramızdan ayrılıp ahrete gidiyorsun. Eğer orada, bu dünyanın ahvalini sana sorarlarsa, Bekri Mustafa Ayasofya’ya imam oldu dersin. Onlar durumu anlar…” der.
Nasrettin Hoca bir gün eşekten düşmüş, çevresindekiler;
– Aman hocam hemen bir doktor çağıralım, demişler. Nasrettin Hoca şöyle cevap vermiş:
– Ben doktor istemem. Bana eşekten düşmüş birisini getirin.
İki arkadaş yolda karşılaştılar;
"Çok hastayım sorma" dedi biri "Ama param çok kısıtlı ve bu yüzden doktora gidemiyorum."
"Ali Bey'e gitsene." dedi öbürü "Hem ücreti uygundur hem de ikinci gidişte ücretin yarısını alır."
Bu laf üzerine hasta hemen doktor Ali Bey'e gitti. Kapıdan girer girmez oldukça keyifli bir şekilde seslendi:
"Merhaba doktor, işte yine ben geldim!"
Savaşçının teki karısına bekaret kemeri takmış ve anahtarı da ölümü durumunda en yakın arkadaşına bırakmış. Ancak birkaç mil uzaklaşmış ki, bakmış arkadaşı, 'Yanlış anahtarı verdin!' diye bağırarak öfkeyle ardından at koşturuyor.
Kız: Nihayet o an geldi.
Erkek: Beni terk mi ediyorsun?.
Kız: Hayır!.
Erkek: Beni seviyor musun?.
Kız: Hem de çok..
Erkek: Beni hiç aldattın mı?.
Kız: Hayır.. Bunu niye sordun ki?
Erkek: Beni öper misin?
Kız: Bulduğum her fırsatta.
Erkek: Beni tokatlar mısın?.
Kız: Deli misin?. Tabii ki hayır..
Erkek: Sana güvenebilir miyim?.
Kız: Evet!.
Erkek: Sevgilim benim!.
-Şimdi hepsini sondan başa doğru okuyun..
Temel bir gün kendini fare zannediyormuş diye akıl hastanesine yatmış. Doktorlar iyileştirdikten sonra taburcu etmişler. Temel tam çıkarken kedi görünce içeri kaçmış. Doktorlar sorunca "Ben fare olmadığımdan eminim de kedi benim fare olmadığımı biliyor mu?" demiş...