g

Göç Hikayesi

204 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Ben bir Göçmen Kızı gördüm Tuna boyunda...
Kitabın ilk okuyucularından biri olarak, gerçek bir hayat hikayesinden esinlenmiş olan bu romanı çok beğendim. Sosyal medya sayfasında gördüğüm kadarıyla, kitabın yazarı Nuray Çalışkan mesleğini aşkla yapan bir doktor, tam bir seyahat düşkünü ve harika bir anne. Kitabına da bunlardan hepsinden bir parça koymuş ve üzerinde de 5 yıl çalışmış. Öncelikle ‘Göçmen Kızı’ gerçek bir göç hikayesi; küçük bir Türk kızının 1989’dan 2024’e uzanan hayatını anlatıyor. Ailesiyle Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç etmesi, eğitimi, bir doktor ve anne oluşu, seyahatleri, ayrıca şu yaşadığımız pandemi dönemine bile değinilmiş. Bazen kaybetmenin, bazı şeyleri eksiltmenin, bizi eksiye düşürmek değil de, bize avantaj sağlamak olduğunu öğrendim. Kitapta kendimi bulduğum, sanki kendi hayatımı okumuş gibi hissettiğim birçok bölümler de vardı. Kitabımıza dönersek; Adelina ya da Türkçe adıyla Nilay’ın öyküsü, ülke değiştirmenin travmalarını, zorluklarını yaşarken, zamanla işler yoluna girer ve göçmen kızımız Tıp Fakültesine girer. Burada günümüze geliriz, genç kadın hekim kahramanımız bizleri İsviçre’den Tibet’e, Güney Amerika’dan Balkanlar’a sürecek bir aşk hikayesine sürükler. Pandemi de işin tuzu biberi olur ;)) Sürprizli sonu için de kitabı okumanızı tavsiye ederim. Bu kitabı okurken, arkada hafiften şu türküyü de dinleyin: ”Ben bir Göçmen Kızı gördüm Tuna boyunda, Elinde bir besli kuzu hem kucağında...” Sizin de kitaplığınızda mutlaka bir ‘Göçmen Kızı’ olsun...
Göçmen Kızı
Göçmen KızıNuray Çalışkan · Sokak Yayınları · 202125 okunma
Yanardağlar taşları, ihtilallerde insanları fırlatır. — Victor Hugo —
Reklam
Bir Göçmen Kızından…
O an daha sonra Necip Fazıl’ın “Öz vatanında garipsin, öz vatanında parya!” dizesini hatırlatacak durumların yaşanacağından bihaber olmak.. Türkiye’de yaşamak, özgürce kimliğini, dilini, ibadetini saklamadan, ezanı duyarak, Türkçeyi konuşarak.. Nereye gideceğimizi bilmeden yol almak en can yakıcı durumdu. Dostoyevski’nin de dediği gibi: “Belirsizlik, en kötü ihtimalden daha acı vericidir”.. İsviçre, kantonlara ayrılıp yakın olduğu 3 ülkenin dilini konuşuyordu: Fransızca, Almanca, İtalyanca. Buna rağmen kendi dilleri yoktu.. Hissetmeye çalıştı Nilay 1300 yıl öncesini, ellerini Orhun Vadisinden getirtilmiş 2 anıtın üzerinde gezdirirken.. Demek o derece büyük bir korku salmış ki Türkler, Çinler bu kadar uzun ve yüksek duvarlar yapmış, hem de Uzaydan görünecek kadar.. 3 Ağustos, yoksa tarih tekerrür mü ediyordu? Yeni bir göç hikayesi mi başlıyordu? Hoş geldin, minik seyyah Göçmen Kızı!...
Sayfa 201Kitabı okudu
Ömür boyu süren hasretler vardır, ne yaşarsa yaşasın bir yanı eksik kalır insanın.
Doğan Kitap
200 syf.
9/10 puan verdi
Bu kitap Sin Edebiyat'tan hediye olarak geldi ve geldikten kısa süre içerisinde okuma fırsatım oldu. 1961 yılında bir anlaşma ile başlayan hepimizin az çok bildiği, hakkında bir şeyler duyduğu Almanya'ya işçi göçleri kitabın konusunu oluşturuyor. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra birçok vatandaşını kaybeden, sanayisi ve diğer birçok üretim
11. Peron
11. PeronGökhan Duman · Vadi Yayınları · 2018366 okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
Ufak Bir Yolculuk
Azizle ufak bir metro yolculuğuna çıkıyoruz bu kitapta. Gaziantep'in bir köyünden İstanbula gelmek zorunda kalmış anne ve çocuk. Aziz İstanbula ilk başlarda alışamıyor. Köyüne geri dönmek istiyor. Etrafında köyden izler arıyor sürekli ama bulmak nafile. Sadece beton yığını olarak gördüğü alışamadığı İstanbul bir anda bambaşka bir yere dönüyor Azizin gözünde. Metroda mendil satarken insanların farkına varıyor bir nebze. İnsanlarda sonunda Azizin farkına varıyor aslında. Yabancı olduğumuz bir yerdeyken yanımızda birilerinin olduğunu hissetmek, görmek hayatımızı nasıl değiştirir? Çevremize olan bakışımız değişir mi? Azizle öğrendik bunları, öğrenmek istiyorsanız bu güzel hikayeyi okumanızı tavsiye ederim.
Küçük Pis Yeşil Böcek
Küçük Pis Yeşil BöcekFüsun Çetinel · Günışığı Kitaplığı Yayınları · 201914 okunma
Reklam
Sanki hayatlarında bu tren yolculuğundan öncesi hiç olmamış, bir evleri, aileleri, memleketleri, hiç yokmuş gibi.Âdem’le Havva’dan çok daha önce yola çıkmış da o günden beri yeryüzünü dolaşıp duruyorlar.
bavul...
Bavul bir göçmenin dönüş umududur.
Sayfa 42 - VadiKitabı okudu
Bana bunları neden daha önce anlatmadığını sordum. Biraz şaşkın "Bunun önemli bir şey olduğunu düşünmemiştim." diye yanıtladı. Bunca zaman konuştuğum onlarca göçmenden duyduğum en acı cümle bu olmuştu. Bu insanlar, başlarına gelen şeylerin ne kadar kötü olduğundan bile habersizdi.
Sayfa 29 - Erhan İdizKitabı yarım bıraktı
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.