Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktığımda ağaçlardaki sonbahar renklerinin ona yazdan daha çok yakıştığını düşünmüştüm. Yaz bu yüzden sevmezdi beni ben de onu. Neyseki yenilmişti zamana da bitmişti kavgamız. Yaz bana neşeli şarkılar önermişti fakat ben Sezen seviyorum demenin onu üzeceğini düşünmüştüm. Afişlerde "Seven yanılmış, sevilen yabancılaşmıştı" dizesini okuduğum gün Yazın da bir akşamı olduğunu aklıma getirmiştim. Soruşturunca kendi gerçeğini meltem rüzgarlarında aradığını fark ettiğimi söyledim ona, oralı olmadı. Yaz unuturdu, kahkaha atmak hep daha cazip gelirdi. Giderken mutluydu biraz da şımartılmış. Yerini alan sonbahar; hükümdü, Anadolu'ya benzerdi, severdi söz geçirmeyi lakin merhameti elden bırakmazdı. Uzun vadeli işlerden hoşlanmaz, yapılacak varsa derhal halleder ve giderken elveda demez Allah'a emanet ederdi insanı. Seviyordum Bu yüzden en çok sonbaharı şarkılar daha anlamlı artık, gün de öyle. Battaniyeler temiz kokulu hurçlarından çıkarılıp serildiği an daha kıymetli. Saat geç olmuş, erken başlamıştım oysa ne ara serzenişine sarılmışım bir kere bitmeyecekti... Biliyordum..