...
"Peki, Quirrell neden dokunamadı bana? "
"Annen seni kurtarmak için öldü. Voldemort'un anlayamayacağı bir şey varsa, o da sevgidir. Annenin sana olan sevgisi kadar güçlü bir sevgi ne derin izler bırakır, bunu anlayamaz. Yara izine benzemez bu, gözle görülemez... böylesine yürekten sevilmek, seven insan gitse bile, bizi sonsuza dek korur. Tenine işlemiştir bu. Quirrell'in içi nefret, hırs, tutku doluydu, ruhunu Voldemort'la paylaşmıştı o; sana bu yüzden dokunamadı. Güzelliklerle yaratılmış birine dokunmak onun gibilere acı verir. "
...
Sayfa 263 - Albus Percival Wulfric Brian DumbledoreKitabı okudu
...
"En başta Harry, sana teşekkür etmek istiyorum, " dedi Dumbledore, gözleri parıldayarak. "Oda'da bana gerçek bir sadakat göstermiş olmalısın. Başka hiçbir şey Fawkes'ın sana gelmesini sağlayamazdı"
...
Sayfa 305 - Albus Percival Wulfric Brian DumbledoreKitabı okudu
J. K. Rowling (Robert Galbraith)
Yaklaşık 3-4 defa okudum. Her seferinde beni büyücüler dünyasında fantastik bir yolculuğa çıkararak nefesimi kesmeyi başardı. Harry Potter, Ron, Hermione ve diğer karakterler beni çok etkiliyor. J. K. Rowling'in bu serisine bayılıyorum. Oldukça akıcı ve gerçekçi bir dili var. Evet Hogwarts gerçek olamaz,Harry Potter ve
"Güzelliklerle yaratılmış birine dokunmak onun gibilere acı verir..."
Yazsam buradan köye yol olur da. O modda değilim.
Hem de şu cümleye ne yazabilirim?
"Böylesine yürekten sevilmek seven insan gitse bile bizi sonsuza kadar korur."
Ya da buna .
"Düzenli bir kafa için ölüm de büyük bir serüvenden başka bir şey değildir."
Hem,
"Hem güzel hem korkunç bir şeydir gerçek özen ister."
Ve de,
"Asıl sorun insanların kendileri için en kötü şeyi isteme tutkuları."
Bu cümleleri herkes anlayabilir. Bir de sadece bu kitaplarla bağ kurmuş olanların anlayacağı alıntılarım var. Onları kendime sakladım. Tembellikten değil de. Yorgunluktan devam edemeyeceğim.
Fudge, adını hiç duymadığı bir hapishane, 'Sıryüz' Black diye bir adam, kulağa Hogwarts gibi gelen bir şey ve Harry Potter diye bir oğlan hakkında saçmalamaya başlamıştı ki, bunların hiçbiri Başbakan'a bir şey ifade etmiyordu.
J. K. Rowling (Robert Galbraith)
Evet, sonunda bitti.
Tam 975 sayfa. Okuduğum en kalın kitap. Çok güzel bir serüvendi benim için.
Çok güzeldi. Biraz karakterler hakkında konuşmak istiyorum.
Umbirdge'den başlayalım. Okuduğum en sinir bozucu karakterdi. Ama McGonagall'ın söylediği şeyler de çok iyi. Sonu çok iyiydi.
Aslında Pis Çocuk James Değil, Snape'di. Seri İçin Güzel Bir Detay.
"Bu canına yandığımın Ruh Emici'leri de neyin nesiymiş?"
"Büyücü hapishanesi Azkaban'ın muhafızları," dedi Petunia Teyze.
Bu sözcükleri iki saniyelik rahatsız edici bir sessizlik izledi. Hemen sonra, Petunia Teyze iğrenç bir küfür etmişcesine ağzını eliyle kapadı. Vernon Enişte yuvalarından uğramış gözlerle ona bakıyordu. Mrs Figg haydi neyse de- Petunia Teyze?
"Nereden biliyorsun bunu?" diye sordu, afallamış bir halde. Petunia Teyze kendinden tiksinmiş gibiydi. Özür dileyen, korku dolu gözlerle Vernon Enişte'ye baktı, sonra elini at gibi dişlerinin önünden indirdi.
"O pis -çocuk- ona söylerken duydum - yıllar önce" dedi kesik kesik konuşarak.
"Annemle babamdan bahsediyorsan, niye isimlerini kullanmıyorsun?" dedi Harry yüksek sesle, ama Petunia Teyze onu duymandan geldi.
Sayfa 43 - Harry Potter- Vernon Dursley- Petunia DursleyKitabı okudu