Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Birlikte ağlayabileceğim kimse yoktu yeryüzünde. Kimse yoktu yeryüzünde... Sokaklar, köşeler, sokak lambaları... Hiçbir şeyi tanımıyordum.
Sayfa 81 - Can Yayınları, 1988Kitabı okudu
Yine akşam, yine gurbet, yine başımda efkar.. Ve yine içimde şarkılı sesin. Gözlerimde çizgi çizgi duraklar Duraklarda hayal meyal sen misin?
Reklam
Gurbetlik zor değil mi. Gurbeti giden mi yaşar.Kalanmı. Bunun cevabını kimse veremez Giden bir gurbet de burada bırakır Zamanla alışır insan O dakikalarda zaman da hızlanı verir Birkaç gün sonra beş dakika olur. Sonra on beş.Sonra bir de bakmışsın saatler. Sonra o saatlerin arasında öğütülmüş gitmişiz.Hepimizin payına düştü o gurbet? ... Gönül Dağı 🥀🥀🥀
Gör ki felek bize neler eyledi Attı gurbet ele pürelerimiz' Bir kimse bulmadım derdim' söyleyim Gel tabip incitme yarelerimiz' Aşkın çileleri doldu eksildi Hasiret gönlümün yayı asıldı Kime dost dedimse umut kesildi Her yandan kesildi çarelerimiz Garib'im gönlüm gamda efkarda Yüce dağlar perde oldu arada Ölürüm kurtulmam ben bu yarada Dost olan bağlasın karalarımız' ..... Neşet Ertaş 🥀🥀
360 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
1888 doğumlu yazar, o dönemin siyasi yapısından nasibini almış, Anadolu'da bir kaç şehir, Halep ve Şam'da sürgünde yaşamıştır. İnsanın bu kadar güçlü bir kalemi olup da bu gurbetin hikayesini yazmamak olmaz. Başka milletleri bilmem ama bizim toplumumuzda gurbetin acı bir çehresi vardır. Toprağının kokusunu özleyen insan, nerede nasıl yaşarsa yaşasın, gönlünde bir hüznü ve özlemi bir ömür taşır. Kitaba gelecek olursak, iki kitabın bir arada hali. Birince kitap Gurbet hikayeleri, ikinci kitap Yer Altında Dünya Var. Gurbet Hikayeleri 17 hikayeden oluşuyor. Gurbetin zorluğu ve insan hikayelerini konu alıyor. Ama en derin ve gurbetin kendisini anlatan, bir damla bile olsa anadilinin, yurdunun kokusuna hasret kalan Hasan'ı konu alan Eskici hikayesi. İnanılmaz sarsıcı ve üzücü bir hikaye. Yer Altında Dünya var aslında polisiye gibi geliyor insana ama kara sevdanın birine neler yapıp, neler yaptıracağını yine akıcı ve heyecanlı bir üslup ile anlatmış yazarımız . Kitabı çok beğendim. İlk göz atmada, evet bana biraz sıkıcı geldi ama sonuna kadar büyük bir keyifle okudum.
Gurbet Hikayeleri - Yeraltında Dünya Var
Gurbet Hikayeleri - Yeraltında Dünya VarRefik Halid Karay · İnkılap Kitabevi · 20191,570 okunma
Yalnız hastanedekilere değil hiçbir İsveçliye, hatta hiç bir Avrupalıya anlatamazdım bunu. Çünkü anlamazlardı. Onların gözünde ikimizde Türk parantezine alınmıştık. Adının başında Türk sıfatı oldu mu ister faşist ol ister komünist, ister cellat ol, ister kurban fark etmezdi.
Sayfa 170Kitabı okudu
Reklam
İlk kez duyduğum göçmen hastalığı.
Daha sonra hastanedeki doktor bunu “Göçmen hastalığı” olarak adlandıracaktı. “Fiziksel hiç bir sorununuz yok” diyecekti bana. “Zaten filmler, tahliller de bunu kanıtlıyor.” Sonra “Göçmen hastalığı” dediği şeyi anlattı. Belirli semptomları olan bir hastalıktı bu. Gıdaların iklimin ve koşulların aşırı değişikliği ve bulunduğu çevreye uyamama sonucunda gerçekten fizyolojik bozukluklara da varabilecek bir sarsılma ortaya çıkıyordu.
Sayfa 140Kitabı okudu
Ben de ülkemden nefret ederek ayrılmıştım ama aradan geçen onca yıldan sonra anlıyordum ki hiç kimsenin toprağından tamamen kopmasına imkân yoktu. Ağaçlar bitkiler gibi o toprağa dikilmiştik.
Sayfa 126Kitabı okudu
Akranı pek çok kadına göre mutlu ve rahat bir hayat yaşamamış mıydı yani? İnsan nerede doğduysa oralıdır, diyordu. Ben doğduğum şehirden ayrılırken parçalara bölündüm, o parçaları bir araya getirmek için didinmekle geçti ömrüm.
Bir yerden koparılmak zordur; veda etmek ise ondan çok daha zor...
Sayfa 103
Reklam
Bu acıttı işte...
"Fukuoka doğduğunuz yer mi? Ama siz yıllarca burada yaşadınız, burada çalıştınız, Ogata-San. Nagasaki'deki bizlerin de sizin üzerinizde hiç hakkımız yok mu yani?" Ogata-San gülüp başını bir yana eğdi. "İnsan bir yerde çalışıp oraya katkıda bulunabilir, ama bütün bunların sonunda" -omuzlarını silkip dalgın dalgın gülümsedi- "hepsinin sonunda yine de büyüdüğü yere dönmek istiyor."
Sayfa 131
"Dün görüşemedik. iki yüzyıl görüşememişiz gibi geldi. Ve üç yüzyıllık göresim geldi seni."
Cemal Süreya
Cemal Süreya
08.08.2015
Bir bulud olub dolub qalmışam mən...
Həsrət...
İnsan ən çox həsrətində qaldığı şeyi sevir. Bir gün ona əli çatsa adiləşəcək, bir ay sevincdən uçub sonra heç istəmirmiş kimi laqeydləşməyə başlayacaq. İlk dəfə onu həyəcanlandıran mahnı kimi yanaşacaq bir müddət sonra. Dinləməsi ürək bulandıracaq. Əzbərlədiyi sözləri növbəti dəfə təkrar etmək onu bezdirəcək və mahnını unutmağa çalışacaq. Həsrət bitdiyi an hər şey bitəcək, çünki istədiyi şeyə qarşı olan tək duyğu onu əldə edə bilməməyin həsrəti idi. Ona görə bəzi şeylər əl çatmadığı halda gözəldir. Bəzən bəzi şeylərə əl çatmamalıdır ki həmin dəyərdə qalsın. Çünki bəzi şeylər o dəyərə layiqdir. Necə ki, Dostoyevski deyib "Əmin olun ki, Kolumb Amerikanı kəşf etdikdə xoşbəxt olmadı. O Amerikanı axtararkən xoşbəxt idi..."
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.