Eller, uzak durulması gereken şeylerdi. Taş fırlatır, değnek, sopa ve kırbaç sallar, bedenine dokunmayı başardığında tokat ve yumruk atar; çimdikleyerek, sıkılarak, bükülerek ustaca acı verirdi o eller.
Hayatın malzemesi olan kalıtımı, hamura benzetilebilirdi. Birçok olasılığa açık, bir sürü kalıba girebilen bir malzemeydi. Ona belli bir şekil verense çevreydi.
Adamların daha adil, çocukların daha zalim, kadınlarında daha iyi kalpli olduğunu ve kendisine en çok onların et veya kemik atabileceğini biliyordu artık.