Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
kundekari tekniği
Kundekari, birbirine geçmell küçük ahşaplardan meydana getirilen süslerne tekniğidir. Sabir gerektiren kundekari sanatı, beşgen, sekizgen, baklava ve çok kollu yıldız gibi geometrik şekillerde kesilmiş küçük ahsap parçalarını, çivi ve tutkal kullanmaksızın birbirine kenetlemek suretiyle yapılır. İlk kez İslam sanatında ortaya çıkan bu teknik, 12. yüzyıldan itibaren Mısır, Halep ve Anadolu'da görülmüş, Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı devrinde en ihtişamlı eserlerini vermiştir.
İslam'da üç ana sanat, ritmik tilavet ve şiir, hat sanatı ve mimaridir.
Sayfa 490Kitabı okudu
Reklam
İslâm sanatıyla ilk kez karşılaşan Batılıları çarpan şey, genel olarak naturalizm ve representasyonalizmin nisbî yokluğu, ve heykelciliğin hiç bulunmamasıdır.
Sayfa 491Kitabı okudu
Gözlemcilerin çoğu İslâmî sanatın soyut mahiyette olduğuna işaret eder; yani, İslâmî sanat nesneleri değil, fakat daha çok fikirleri temsile yönelir.
Sayfa 492Kitabı okudu
Tevhid'i ifade etmek için, artistik formların -ki bunlar mahiyetleri gereği hayalîdir, dolayısıyla teşbih'le ilişkilidir-soyut, soğuk, uzak ve belirsiz niteliklerin temsilleriyle desteklenmeleri gerekir.
Sayfa 492Kitabı okudu
İslâmî sanat, ilâhî güzelliği insanlara o güzelliği bu dünyadan koparmak sûretiyle hatırlatır; yani, tasvirî sanatların temsile koyulduğu şeylerden kopararak.
Sayfa 492Kitabı okudu
Reklam
Temsili sanat, İslâm dünyasının, başta İran ve Hindistan olmak üzere, belli bazı bölgelerinde oldukça önemli roller oynamaya başladığında bile, o nadiren naturalistik bir özellik arz eder. Tersine, tasavvur edilen sahneler genellikle fiziksel dünyada bulunmayan şeylerin temsilleridir. Bunlar genellikle Kur'ân'ın cen net, veya zaman zaman da cehennemle ilgili beyanlarına müracaat eder. Cennet de, cehennem de hayâlî dünyada yer alır. Sözgelimi, insanlar bir İran minyatürüne baktığında, sanatçının kendi gözleriyle gördüğü bir sahneyi temsil ettiğini pek ender düşünürler. O açıkça uhrevî nitelikli bir manzara, veya belki de bir portredir. Dinlerinin bildirdiği rûhânîliğe duyarlı Müslümanlara göre -yani, bütün güzellik ve bütün gerçekliğin Allah'a ait olduğu olgusuna duyarlı olanlara göre- artistik formlar, âyet ve işaretleri, doğal dünyada bulunduklarından daha dolaysız bir şekilde algılamanın bir yolu haline gelir.
Sayfa 493Kitabı okudu
Kısaca, İslâmî sanat hayalin somutluğunu tenzih'te zımnen bulunan soyutlama ile bir araya getirip bağdaştırır.
Sayfa 493Kitabı okudu
İslâm'ın görsel sanatlarda tasvirci gelenekten uzak durması Hıristiyan, Hindu ve Budist medeniyetlerin sanat gelenekleriyle kesin bir tezat teşkil eder. Bu üç büyük medeniyet resim ve heykeltraşlıktaki beşerî sûret tasvirini büyük sanat formları olarak geliştirmişir. Bu üç geleneğin üçünde de, asıl dürtü Gerçek'i beşerî tecessümü içinde tasvir etmek olmuştur.
Sayfa 493Kitabı okudu
124 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.