"Budala her zaman bardağın dışından konuşur."
"Nasıl yani?"
"Böyle."İşaret parmağını tezgâha doğru uzattı. "Bardağın içindekinden söz etmek ister, ama ne yapar, ne eder, dışından konuşur."
Zihnimde uçuşan her bir yaprak,
Ey güzel, can verir seni görünce;
Aşkı duyarım geldiğimde yanına,
"Canını seviyorsan kaç" der bana.
Çehreye yansır yüreğin rengi o anda,
Yürek dayanamaz, yaslanır bir yana
Ve bir büyük raşenin serhoşluğuyla,
Yerdeki taşlar haykırır, "Öl artık" diye.
Günaha girerler beni gören o kirnseler,
Halimi görüp de huzur vermeyenler,
Bir nebze merhameti çok görenler;
Ki o merhamet de alaylarınla ölmüştür,
Ölümü de nakşolunmuştur gözlerime,
Mezanı arzulayan gözbebeklerime.