Ama nasıl?
Nasıl yapacaktım?
Bulutlanan kalbime nasıl eski netliği, kararlılığı kazandıracaktım?
Kırılan ümidimi nasıl tazeleyecektim? Kaybettiğim şevki nasıl canlandıracaktım? Beni kendi özüme, Tanrı'ya götürecek bir yol nasıl bulacaktım?
Ben gerilim ve korku izleyebilenleri gerçekten anlamıyorum. Hani izliyorsunuz bunun sebebi korkmanız veya gerilmeniz ama valla yapamıyorum. Kalp atışlarım hızlanınca her şey boka sarıyor. Benim bunu halletmek lazım. Gençkurgu diye girdim 14. Bölümdeyim son 3 bölüm var gerilim diye bırakmak istemiyorum. Ayrıca korkuya kaçan gerilimler var ya ondan bahsediyorum. Gerim gerim gerildim burda oof.
Bir video izledim, beynime deli sorular üşüştü. Soru: Bir insan, "azimli ama başarısız" olabilir mi? Yoksa azim göstermesi, "başarılı sayılması" için yeterli midir?
Başarı bir işi tamamlamak mıdır yoksa birinci bitirmek midir?
Başarı yorulsa da vazgeçmemek midir yoksa kıyaslama havuzundaki rakiplerinden açık ara üstün performans göstermek midir?
instagram.com/reel/CsJy2g8NcR...
Endişelerin yok sayıldığı, anlam arayışlarının kahırlı, insanca merakların yorucu bulunduğu, temel gayesi heveslerin tatmini olan bir dünyanın taç tane mutlu insanı var peki?
Hevesler yorulunca, ışıklar sönünce, eğlence bitince kaç insan sürur içinde kendi hayatına geri dönebiliyor bu dünyada?
Daha fazla eğlenebilmek, daha fazla tatmin olabilmek, daha fazla konfora sahip olabilmek ve daha fazla tüketebilmek için kurduğumuz bu dünya, günden güne bizi de o öğütmedi mi, öğütmüyor mu içinde?
Biz çılgınca tüketirken tükenen ne?
Hayat ve insan ve anlam değil mi tükenen, her şeyden önce?