Kuantum teorisi,bize parçadan bütüne gitmeyi, parçadaki özelliklerin,bütünün bilgisinde de yer aldığını gösterdi.sır bütünde gizliyse eğer,parçalardan bütüne gitmek anlam taşır gibi göründü.Din ise bütünü idrak etmeye götürdü bizi.Tasavvuf ehli işi şu güzel ifadeyle bitirdi: Kendini bilen Rabbi'ni bilir dedi ve iş bitti özünde farklılıkları yok etti birliğe vardı." Sen ben yok" dedi " Müslüman iki elden biridir,diğer el mümin kardeşinin elidir.
Göz ile algılanan nesnenin, aslında o nesnenin gözün retina tabakasına düşen imgesi olduğu anlaşılmıştır.yani görüntüler beyinde oluşmakta ve bu noktada holografik yapıdan bahsedilmektedir.
Düşünce boyutunda oluşturduğumuz fikir ve tahayüller yok olmaz. Bir yerlerde kayda girer daha doğrusu üretilmiş herşey, evrensel sisteme anında işlenir ve yaratılan bu düşünce,hayatiyat kazanır.ve yaratıldığı amaç ya da program istikametinde büyümeye ve beslenmeye başlar.
insanlar duygu ve düşüncelerini paylaştıkça hayat daha anlamlı hale geliyor. Günümüz insanı tek bir yöne yönelerek kendine dönük yaşama eğiliminde sistemin ve günümüz toplumunun egosal şişkinlik sorunları,ben merkezci yaklaşımları malesef hayatin gerçek anlamını teğet geçmemize neden oluyor.
En önemsiz düşünce bile çok eski çağda belirlenmişti.
Ahlâk, erdem, gurur ve önyargı birer oyundu. Siz, özgür düşünceli bir insan olduğunuzu hayâl edebilirsiniz ama bu hayâl bile çalışma şekli bir şekilde keşfedilecek olan evrensel saat mekanizmasının işleyişinden başka bir şey değildir.
Özünde kâinat, gerçek ile bilinç arasındaki ikilikten doğar. Bu ikilikte, hep büyüyen bir karmaşıklaşma süreciyle gerçek fiziği, fizik kimyayı, kimya hayatı, hayat da sonunda gerçeği yaratan bilinci üretir."