Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Melankoli
Melankoliğin insanı nasıl yiyip bitirdiğini gösteren eser
Dikkat! Spoiler içerir!
Werther, bir baloda Lotte ile tanışır. O günden beri Werther Lotte'ye aşıktır. Fakat Lotte'nin bir nişanlısı vardır. Werther, Lotte'nin nişanlısı Albert ile arkadaş olur -bir yandan da Lotte'ye aşık-... Werther, Lotte'ye olan akının gitgide artmasından ötürü yaşadığı kasabadan ayrılır. O ara Lotte ile Albert, Werther'e haber vermeden -haklı olarak- evlenirler. Çok vakit geçmeden Werthwer, Lotte'ye olan sevgisinden ötürü eski evine geri döner. Werther, artık günden güne yeteneklerini kaybediyor ve karamsar bir ruh haline bürünüyordu. Bir gün Lotte'yi ziyaret ettiğinde Lotte'nin artık kendisini daha seyrek ziyaret etmesi gerektiğini ve sonrasında gelen çeşitli hadiselerden sonra artık bu acıya katlanamayarak Albert'ten aldığı silahla -Lotte'nin uğruna öldüğü için duyduğu hazla- uzun zamandır aklından olan şeyi gerçekleştirdi: İntihar etti.
Kitabı okuduktan sonra Werther olarak değil de Goethe olarak çekilen youtu.be/nzUePS69-rM bu filmi izlemenizi de tavsiye ederim.
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021121,3bin okunma
Uykusuzluk değil İnsomnia!
İnsomnia, çeviri ve tanım olarak uykusuzluk kelimesine denk olsa da kitap içinde kişinin uykuya dalmasına engel olan veya uyumamasına neden olan bir uyku hastalığı olarak hayal ettiğimde anlamlı oldu.
Hayatımızı dondurduğumuz bir anın yazıya dökülmüş bir hali diyebilirim. Okurken duyguları, hisleri ön planda tutan yer yer kendi hayatınızda hissettiklerinizi anlatan cümleleri var. Kendi hayatınızdan izler taşıyan cümleleri bulduğunuz sürece kitaba kapılıyorsunuz. Kendimce hem olumlu hem olumsuz yorumlayabileceğim bir noktası; kitap bittiğinde gökyüzündeki uçağınız havada duruyor, bir noktaya varmadan ya da vardığınız noktayı algılayamadan. Devamında hissettiğinize göre uçağı siz kullanıyorsunuz ya da geçmişimizden olan o anla birlikte kendinizi orada bir süre bırakıyorsunuz. Okuduğuma pişman değilim, defalarca okuyacağımı düşünmesem de altını çizdiğim cümleleri ezber bilirim ki o cümleler geçmişimde hissettiğim duygularımı anlatmış veya geleceğimde de hissedeceğimi tahmin ettiğim duyguların cümlelerdir.
kisa surede biten akici bir kitap
Bir cokusun oykusu kisa ama cok guzel yazilmis bir kitap. Saraydan birdenbire surgune gonderilen Madame de Prie, orada yalnizligiyla mucadele etmeye calisiyor.Kadin duygu ve hislerine gercekten cok guzel yer verilmis.Yazari bu kisa ama guclu kitabindan oturu takip ediyor olacagim
Melankoli popüler bir kelime. Ancak bu kitap çok ilgi görmüş bir kitap değil; aslında iki fasikül olarak yayımlanan "Melankoli'nin Anatomisi" eserinin sadeleştirilmiş versiyonu "Melankolinin Kısa Anatomisi".
Onlarca bilim insanından alıntı yapılmış dikkatimi çeken bunların içinde İbn-i Sina da var.
Genel olarak melankoli bilimsel ve tıbbi açıdan ele alınıyor. 17. yüzyıla kadarki bilimsel eserlerden yararlanılan bir derleme formatında olduğundan doğal olarak günümüzde demode kalan çok fikir var. Ayrıca melankolinin tanrısal ve ruhlar, melekler, şeytanlar gibi doğaüstü öğelerden kaynaklanabileceği konusu da irdelenmiş. Kitabın ilk yarısı biraz sıkıcı sonlara doğru açılıyor. Konu ilginizi çekiyorsa okumanızı tavsiye ederim.
Tezer Özlü'nün dili gerçekten çok başarılı. Hatta bu zamana kadar okuduğum kadın yazarlar arasında dilini en başarılı bulduğum yazar olduğunu söylemeliyim.
Eğer yeraltı edebiyatını seviyorsanız, okumak istiyorsanız aradığınız kitap bu olabilir ancak sürekleyici bir olay örgüsü arıyorsanız okuyacağınız kitapta, bu kitap doğru bir tercih olmaz.
Tezer Özlü'nün yazmış olduğu kısa öyküleri bu kitapta toplanmış. Her öyküde bir karamsarlık, melankoli hissediliyor.
Bu kitapla ilgili daha fazla söyleyebileceğim bir şey yok. Tezer Özlü'yü bu kitabıyla tanımış oldum. Her ne kadar yer yer sıkılsam da yazarın diline bayıldığımdan başka kitaplarına da mutlaka şans vereceğim.
Keyifli okumalar...
Ölüme Fısıldayan Adam
Selam size ilk defa yarım bıraktığım bir kitap hakkında yorum yapicam.
Ben pek beğenmedim çünkü çok melankolik bir kitaptı bunu bilerek aldım fakat hoşuma gider sandım.
Gitmedi
Bunda yaşımın henüz küçük olması da etkili olabilir belki biraz büyüyünce okursam daha çok sevebilirim tekrar güncelleme yaparım buraya zaten.
Şimdilik bu kadar kitaplarla kalın mutlu kalın
Klasik bir Tezer Özlü anlatısı, yoğun cümleler, kasvetli hava, karamsarlık..iç sıkıntısı veren bir kitap. Referans yazarlarını, yol hallerini, gezdiği şehirleri ve aralarındaki bağlantıyı çok güzel kurmuş, biraz daha üzerine düşseydi güzel bir şehir anlatısı sunabilirdi..
Çocukluğun Soğuk Geceleri ve Yaşamın Ucuna Yolculuk'ta hissettiğim tek şey Özlü'nün sadece kendi derdiyle, modern dünyanın, alışılmışın içine sıkışmış kendi sancısıyla ilgileniyor olması, zaten 'Gamlı Prenses' lakabı ve tarzı da bu.. Bazı bölümlerdeki toplumsal eleştirilerini ve kendince başkaldırılarını beğensem de 'ben, ben, ben...' tavrı ve olayları dramatize etme bana hitap etmiyor.
Tezer Özlü, biyografik ögeler barındıran bu kısa romanında çocukluğundan itibaren uğraştığı hastalığını, yaşam hakkındaki görüşlerini, hayatını doğrudan yalın ve samimi bir anlatımla ortaya koyuyor. her şeyi korkusuz ve apaçık yazması Özlü'nün en önemli özelliklerinden. Snlatım çok açık olmasına rağmen olayların karışık bir biçimde olması anlamayı biraz zorlaştırıyor, kederine ve dertlerine çok üzülsem de yalnızca kişisel problemlere odaklanmak maalesef beni rahatsız ediyor, modern çağ problemleri için okunabilecek bir eser.
