Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mitoloji - Fantastik

Profil
son bir şans
Sen bu dünyadan ne kadar korkuyorsan o da o kadar korkuyor ama yine de doğmak zorundaydı.
Sayfa 248 - OfeliaKitabı okudu
Reklam
Lamia ilk vampir olarak geçer. Lilith'den önce vardı.
Çocuk düşmanı olan Lamia daha sonra kendisi gibi korkunç yaratıklar olan Empusalara katıldı. Bu cinler erkeklerle yatıp kurbanları uykuya daldıktan sonra kanlarını emerek onları vahşice öldürürlerdi.
Say yayınlarıKitabı okuyor
"Rae'nin biricik Mara'sı. Seni en son görmemin üzerinden asırlar geçmiş gibi." Kafasını kaldırıp tatlı tatlı gülümsedi. "Sanırım o kadar oldu," dediğinde elimi tutuşundan kurtarmaya çalışsam da bana engel oldu, diğer elini de elimin üzerine koydu. "Bu hayatında çok daha güzelsin, ölmek sana yaramış."
Karr, bana yaklaştığında ayağa kalkmam için bana elini uzatacağını düşündüm ama öyle olmadı. Yere çökerken güçlü elini omzuma bastırıp yerden kalkmama engel oldu. Kızıl gözleri parlarken suratında rahat bir ifade vardı. "Öğrenmen gereken ilk şey düştüğünde tek başına ayağa kalkman gerektiği. Sparta'da askerlere ilk olarak nasıl kolayca kalkacakları şekilde düşeceklerini öğretiriz."
Tara bana yaklaşarak nadide bir mücevheri inceler gibi beni inceledi. "Sadece görmesi yeterli mi diyorsun?" Rae gülümsedi. "Sadece istemesi yeterli." Elini belimin üzerine koydu. "Az önce benim gibi düşünceleri duymak istediğini söyledikten sonra zihnime girdi." Karr kahkaha atarak omzuma vurdu. "Bizim arsız ölümlüye bak sen. Seni gördüğüm ilk anda bu kadın hepimizin ağzına sıçar demiştim ve haklı çıktım." Bana bir dosta, müttefikine bakar gibi baktı. "Ben de mi kehanet işine girişsem acaba ne yapsam?"
Reklam
Ağzımda en az Farah'ın surat ifadesi kadar acı bir tat belirdi. "Düştüğünde şehir, ölecek ilk önce ihanet edenler. Öfkeyi kendine siper eden Tanrıça, bedeli kanında bulacak. Dikilecek cesedi en tepedeki nadide yere," derken bütün zehrimi akıttığımı hissettim. Sabah ayin sırasında gördüğüm kehanet şimdi anlam kazanmıştı. Bu sefer yalan söylemiyordum, bu kehanet bana geldiğinde anlam verememiş olsam da onun aslında Farah için olduğunu şimdi anlayabiliyordum. Farah anlamayarak suratıma baktı. "Sen bana ne söyledin?" "Bir kehanet seni kaltak," dedim öfkem ağzımın içinde birikirken. "Az önce şehir düştüğünde geberip gideceğini söyledim sana."
"Sakın onunla cüretkâr konuşma," diyerek beni uyardı. "Yoksa bu orman hepimize mezar olur." Dilimi Gorgonlar yutsun ki kesinlikle öyle bir niyetim yoktu. Şimdiye kadar pervasız davrandığım anlar olmuş olabilirdi ama gerçek tehlikenin karşısında ben bile susmayı bilirdim.
"Sen ölüsün," dedim bir nefeste. "Seni öldürmüş." Bana cevap vermek yerine başını yavaşça eğdi, suratımda benim bile bilmediğim soruların cevaplarını aradı. Hafifçe gülümsedi. "Bulduğum cevapları duymak istemezsin," dediğinde dudaklarım şaşkınlıkla aralandı. Biraz önce zihnimden geçenlere yanıt vermiş olduğu gerçeği suratıma çarptı. "Zihnimin içinde misin?" Hiç düşünmeden, "Her yerindeyim," dediğinde nefesim kesildi. Bunu hissetmiş olacak ki dudakları tatminkâr bir gülümsemeyle yukarı doğru kıvrıldı. "Demek evleniyorsun; oysa benim gelinim olduğunu söylüyordun."
Gökyüzüne bakın: Ymir'in kafatasının içine bakıyorsunuz işte. Geceleyin gördüğünüz yıldızlar, tüm kuyruklu yıldızlar ve kayan yıldızlar Muspell'in ateşlerden sıçrayan kıvılcımlar hepsi. Peki ya her gün gördüğünüz bulutlar? Ymir'in beyniydi bir zamanlar, şimdi bile neler düşünüyorlardır kim bilir?
785 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.