m
Modern Klasikler Dizisi
2 üyesadece yalnızlık çeken çocuklar tutkularını bütünüyle, dağılmaksızın koruyabilirler, ötekiler, duygularını başkalarıyla beraberlik atmosferinde gevezeliklerle harcarlar, yakınlıklarla köreltirler, aşk hakkında çok şey okumuşlardır, duymuşlardır ve aşkın ortak bir kader olduğunu bilirler. onunla bir oyuncakmışcasına oynarlar, tıpkı ilk sigaralarını içen erkek çocukları gibi, onunla böbürlenirler. oysa bana gelince, benim içimi dökebileceğim kimsem yoktu, kimse bana bir şey öğretmiş ve beni uyarmış değildi, deneyimsizdim ve her şeyden habersizdim.
Sayfa 12Kitabı okudu
Her biri kendince, o yakındıkları dünyaya nasıl uyum sağlayamadığını açıkladı. Hepsi de genellikle aralarına karışmak zorunda kaldıkları insanlar tarafından takdir edilmeyen çeşitli meziyetlere sahipti: onlar, ağaçların gölgelediği, huzurun hüküm sürdüğü topraklara aitti. Şimdi beşinin bir araya gelmesinden duydukları mutlulukla, yanlış anlaşılmaktan korkmaksızın en derin düşüncelerini dile getirebiliyorlardı.
Sayfa 21 - Türkiye İş Banaksı Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ufak tefek, yaşlı kadın, oğlunun gençliğine özgü kibir patlamalarını dizginlemeyi alışkanlık haline getirmişti. Onun kendisine fazla değer biçmesinden korkuyor, hiç bir şeyin oğluna bundan daha fazla zarar veremeyeceğini biliyordu. Fazla öz beğeninin her zaman pasiflik anlamına geldiğini düşünüyor, göz kamaştırıcı zihinsel yeteneklere sahip olduğuna kanısına varırsa, oğlunun olduğu yerde huzurla kalıp annesinin kendisinden beklediği mucizeleri gerçekleştiremeyeceğine inanıyordu. Buna dair en ufak emareyi bile ortadan kaldırmak için sürekli tetikteydi. Oğlu ise bu durumun genç bir adamın öfkeli, hınçla umutsuzluğuyla değerlendiriyor, annesinin onu anlamadığı kanısına varıyordu.
Sayfa 29 - Türkiye İş Banaksı Kültür YayınlarıKitabı okudu
Eh, tuhaf bir dünya.. lanet olası tuhaf bi dünya.
Sayfa 4 - Türkiye İş Banaksı Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bu düşlerle avunuyordu. Dile getirdiği takdirde kulağa gülünç geleceğini bildiği için, bu hayallerinden kimseye bahsetmiyordu. Fakat onlara sığınıyor, onlar sayesinde uzun günleri ve acınası çabaları altın renkli bir ışıltıya bürünüyordu. Yaşamın ölü mihrapları üzerinde, başka bir yaşamın cılız umut alevlerini besliyordu.
Sayfa 31 - Türkiye İş Banaksı Kültür YayınlarıKitabı okudu
