o

Osmanlı Devleti

Allah Türklerin hakimiyetini ölümsüz kılsın, Allah Türkleri ebediyyen var etsin!!.
Sayfa 133Kitabı okudu
Sultanı Tanıyana Konuşma Yasağı
Tebdil-i kıyafet gezmenin de bazı hususiyetleri ve kuralları vardı. Olur da tebdil gezen padişahı tanıyan çıkarsa padişah ile konuşamaz, ona arzuhal sunamaz ve tanıdığımı belli edemezdi. Aksini yapan olursa ağır şekilde cezalandırılmaktaydı. Zira tebdil gezen padişahın yanında korumaları olmazdı ve bu sebeple hayatlarının tehlikeye girmesi söz konusuydu. Misal vermek icap ederse, Sultan Üçüncü Mustafa, sık sık Ayasofya Camii'ne sabah namazını eda etmek için tebdil gidermiş. Bir gün sefaret (elçilik) tercümanlarından biri padişahı tanımış. Sonra da gittiği konaklarda, toplantılarda ballandıra ballandıra padişahı tebdil-i kıyafet, camide gördüğünden bahsetmiş. Fazla zaman geçmemiş ki tercümanın boynu vurdurulmuş. Bu ağır cezada asıl sebep, elçilik gibi yabancı bir devlete hizmet eden tercümanın, sırrı ifşası ve istihbarat zaafı olsa gerek. Tebdil-i kıyafet gezmek, Osmanlı devlet mekanizmasının bizzat kontrolü için büyük ehemmiyet taşımaktaydı. Padişahtan tutun da yetkili devlet erkânına kadar tebdil-i kıyafet ile devlet mekanizması bizzat yerinde incelenmekteydi. Bu sayede, meydana gelen sorunlar hızlıca çözüme kavuşturulmakta, adalet tesis edilmekteydi. Tebdil-i kıyafet uygulaması, 1839 Tanzimat Fermanı ile son bulmuş ve bu kadim gelenek de tarihin tozlu sayfalarındaki yerini almıştır.
Kaynaklar: Câbî Ömer Efendi, Tarih, Hazırlayan: Mehmet Ali Beyhan, Ankara, 2003; İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Atatürk Kitaplığı, Pertevniyal Valide Sultan Evrakı, (PVS.evr.), 02877; M. Zeki Pakalın, Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1Kitabı okudu
Reklam
"Osmanlı'da aile yoktur devlet vardır " (Çelebi Mehmed kardeşi Musa Çelebi ile anlaşıp onu Süleyman Çelebi'nin üstüne yolluyor. Sonra ikinci manüel'le birlikte Musa Çelebi'yi ortadan kaldırıyor....
Sayfa 149 - Devlet-i Âl-i Osmanlı Memalik-i Osman Devleti ebed müddet.
Mana ve madde aleminin birleşimi Süleymaniye
Her türlü anlamdan soyutlanmış tek başına bir malzeme olarak taş muhakkak ki hayat ve ruhaniyet gibi kavramlardan en uzak ve hatta en nasipsiz malzemedir. Lakin ecdadın elinde bir gönül kadar müşfik ve sıcak hale gelmiş, maddi ve manevi huzur ve sükun arayanlar için Süleymaniye gibi bir melce olmuştur.
Osmanlı imparatorluğu, Selçuklular gibi OĞUZ Boyudur.
Osmanlı'yı Türkçü olmamakla suçlamanın hiçbir TARİHİ REALİTEYLE ALAKASI YOKTUR. İmparatorluklarda çağdaş ulusçuluk aranmaz, mümkün de değildir. Padişahların anneleri Türk değilmiş diyor bazıları, yani Fransız, İngiliz krallarının anneleri aynı milletten mi? Mühim olan yaşadıkları ÜLKENİN DİLİNE ve KÜLTÜRÜNE SAHİP olmalarıdır. Bu memlekette HÜRREM SULTAN ŞAİRELERDENDİR. Muhtemelen Ukraynalı veya Polonyalıdır ama Türk şiirine şairedir. Bâkî'nin ve Fuzûlî'nin yaşadığı çağda gölgede kalmayacak bir şaire hem de. Sokollu Mehmed Paşa gibi İstanbul'u yaptırdığı eserleriyle güzelleştiren kaç kişi var?
Sayfa 3 - Giriş bölümünde
Padişahın her dediği anında olur diye bir şey yok. O görünüşte öyledir. Dengeleri elden kaçırırsanız sizi ya katlederler ya da sürgüne yollarlar.
Sayfa 231 - 2.AbdülhamitKitabı okudu
Reklam
Osmanlı, fethettiği topraklara adaleti götürmüş, bu yüzden fethettiği toprakların milletlerinden teveccüh görmüştür. İnsanlar o dönemde kendi rızalarıyla Osmanlı buyruğuna girmekte ve bu adil devletin bir tebaası olmak istemekteydiler. Günümüzde bile eskiden Osmanlı'nın yönettiği fakat şimdi elimizde olamayan topraklardaki insanlar Osmanlı'nın bu adaletini özlemle yad etmektedirler. Çünkü Osmanlı "Hak kuvvette değil; kuvvet haktadır." ilkesiyle hareket etmiş, hüküm sürdüğü yerleri idare etmiştir. Bugün Ortadoğu'da huzur bir türlü sağlanamazken bu topraklar ve tüm Osmanlı mülkündeki insanlar huzur içinde ve kardeşçe yaşamıştı.
82 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.