Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Keza kardeşlerinin el birliğiyle kuyuya atılan Yusuf as misali Anadolu'nun vicdanı ve irfanı da kardeş kavgaları nedeniyle kör bir kuyudaydı. Nasıl ki; Yusuf Nebi aşk, iman, ihlas ve olayları-sözleri tevil edebilme ilmiyle o kuyudan kurtulup Mısır'a sultan olmuşsa, Mevlâna'nın anlattığı Muhammedi Yusuf vesilesiyle o günün Anadolu'su da hapsolduğu kuyudan kurtulup üç kıtaya nizam verecek Osmanlı'ya gebe kaldı.
Sayfa 303Kitabı okudu
Aralık, aralık Türkler yerine Osmanlılar diyorum. Türk yerine Osmanlı sözcüğünü ilk, Namık Kemal kullanmıştır. Ziya Gökalp de Diyarbakır'da yazdığı yazılarda onu izlemiştir : - Çeşitli öğelerden, bireylerden oluşan ve gücünü Müslümanlıktan alan Osmanlı ulusu, tıpkı Amerikan ulusu gibi gerçek olabilir. Gökalp'ın bu sözlerini Aptullah Cevdet, Süleyman Nazif, Faik Ali de desteklemiştir. Ne var, Hilmi Ziya, 1911'de Ziya Gökalp’ın bu düşünceden döndüğünü, arkadaşlarının ise, sonuna dek aynı giysiyi giydiklerini söyleyecektir.
Sayfa 19 - ADAM yayınları, 1995Kitabı okuyor
Reklam
Osmanlı'nın bazı çöküş sebepleri
Osmanlı Devleti Batı önünde bu çekilişinin ana sebepleri üzerinde esaslı durmamıştır. Medrese ulum-i akliye denen müsbet ilimlere büsbütün kapılarını kapamıştır. Devlet zayıfladıkça, eskisi gibi doyumluk ve ulufe alamayan yeniçeriler büsbütün disiplinden çıkarak ikide bir kazan kaldırır, padişah indirir, vezir boğdurur, yeni deyimi ile, sık sık ''taklîb-i hükûmet = hükûmet devirme'' krizleri iç huzuru büsbütün bozucu olmuşlardır. On sekizinci asrın ortalarından beri kurtulmak için Batı sistemi bir ordu ve düzen kurmayı düşünenler olmuşsa da çoğu seslerini bile yükseltmek cesaretini gösterememişler, Müslüman halk yığınlarını ve iktidarları baskısı altında tutan medreseden yetişme ve gittikçe daha düşük, daha dar kafalı ve ''müteassıp'' ulema takımı ise herhangi bakımdan Batı'ya benzemeyi ve uymayı ''küfür'' saydığı için, Üçüncü Selim gibi, yeniçeriler yanında bir de ''Nizam-ı Cedid'' denen Batı sistemi ordu kuranlar da boğazlanmışlar (1808) ve kurdukları ordu dağıtılmıştır. Yabancı dil öğrenmek günah sayıldığı için dış politika hıyanetleri Osmanlı topluluğundan ayrılmak isteyen ve Fenerli denen Rumların elinde idi.
Orijinal bir Osmanlı kültürü, devlet ve hukuk düzeni var olmuştur. Özellikle Osmanlıların Balkanlar'da sosyal ve kültürel etkileri derindir. O zaman bu kültürün büyük bir çekici kuvveti vardı.
Sultan Birinci Ahmet'e, babaannesinin öldüğü haberi verilince, bir kaya hissizliğiyle mukabele etti, bir tek cümle döküldü dudaklarından: "Şerefiyle mütenasip defnedilsin"
Padişah iyi niyetli dirayetsiz, memleketin nereye sürüklendiğini görmesi için etrafını alevlerin sarmasını beklemişti. Valideye itaat bir evlât için elbette vazifedir, lakin milyonlarca validenin mesuliyetini omuzlamış biri, bunun ölçüsünü ayarlamayı bilmeliydi. Adaletin timsali olan bir devletin, adalet dağıtıcıları dahi satın aldığı makamda iş görüyorsa, bundan hayırlı bir netice beklenir mi? Gerçi isyan edenler haklıdır denemez, ama bu apayrı bir konu ve biz şimdi onların isyanına zemin hazırlayanları yargılamaktayız.
Reklam
Hasan Paşa, bir rütbe için insanın insanı sattığı o zamanda: "Vazifemden başka bir şey yapmadım ki," diyor. Vezirlik rütbesi bol keseden dağıtılıp ayağa düşürülmemeliydi Tiryaki Hasan Paşa'ya göre, böyle düşünen insan sayısı bol olsaydı!
Halbuki şartları zorlayıp gelmeliydi Paşa, verdiği cevap ihanet olarak değerlendi. Tiryaki Hasan Paşa, çok müşkül durumda kalınca her şeyi göze alarak askerin moralini bozmamaya çalışacak. Yardımın yolda olduğunu yaydı asker arasına ve çeşitli hilelerle düşmanı da buna inandırdı
Askerin dediğini yaparsa istikbalinin yıldızı kayıverir, yapmazsa olmadık mâceralar sahnelenebilir. Durum oldukça çapraşıktı; ayrıca, şimdiye kadar Osmanlı Devletinde böyle bir sahne görülmemişti. Bir kadının kellesi istenmemişti. Ve "Türk hukuk sisteminde kadınlar idam edilmiyordu." (Üç Haseki Sultan, 66. s.)
Kira, piyasadan tırtılsız akçeleri toplayıp tırtıllı hâle getirdi, yani parayı yonttu, gramajını düşürdü. Bu paralar askere maaş olarak dağıtıldı. Eksik akçe alış verişlerde "tam" yerine esnafa veriliyor, esnaf almak istemiyordu. Asker, elindeki geçmez akçeden bîzar olup, bunun sorumlusunu bulup cezalandırmak istedi. Kimin yaptığı biliniyordu. Sipahiler Sadaret Kaymakamı Halil Paşa'nın huzuruna çıkıp, Ester Kira'nın kellesini istediler.
257 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.