Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Avrupa'da Devrimler Dönemi
Siyasal ilişkiden tanrı yerine birey sorumlu olunca, yöneticiler egemenliklerini sorgusuz sualsiz kabul ettirme durumundan çıktılar. Tam aksine, yeni yeni ilkeler, programlar ve çeşitli vaatlerle kendilerini halka kabul ettirmek zorunluluğunu duydular. Yönetenler ve yönetilenler arasındaki bu yeni bünyesel bağ. Amerikan ve Fransız devrimlerinin gerçek gizidir.
Uğur Mumcu ve Eşref Bitlis’in ölüm tarihlerine dikkat ediniz. Mumcu ölmeden birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Özal’dan gizli bir konuyu gö­rüşmek için randevu talep etmiş, konu hakkında Eşref Bitlis’e telefonla bilgi vermiştir. Mumcu bu görüşmeden birkaç gün sonra suikasta uğramış.
Sayfa 287 - Lopus YayıneviKitabı okudu
Reklam
Mumcunun ölümünden 12 gün sonra Adnan Kahve­ci trafik kazası geçirdi ve hayatını kaybetti. Kaza sıradan bir olay değildi.
Sayfa 299 - Lopus YayıneviKitabı okudu
Artık eski ülküleri Nazizm yoktu. Sadece düşmanları vardı. Onu da zaten iyi tanıyorlardı: Komü­nizm.
Sayfa 216 - Lopus YayıneviKitabı okudu
Milletin hakiki ve yegâne temsilcisi: TBMM
Büyük Millet Meclisi milletin hakiki ve yegâne temsilcisidir. Ondan başka hâkim kuvvete sahip, milli mukadderata hâkim hiçbir kuvvet (ne fert ne de müessese) mevcut değildir. Büyük Millet Meclisi'nden başka milli mukadderata hâkim hiçbir fert ve müessese olmayınca, elbette bir fertten veya birkaç fertten ibaret monarşik veya oligarşik hâkimiyetler bizce reddedilmiş demektir. Türk halkının hâkimiyetini yalnızca Büyük Millet Meclisi'nin manevi şahsiyeti temsil eder. Böyle olunca Büyük Millet Meclisi yasama ve yürütme kuvvetini kendinde toplamış demektir. İşte Teşkilatı Esasiye Kanunu ile 1 Teşrinisani 38 [ 1Kasım 1922] kararının ruh ve esası budur.
Türk, cidden hür, cidden bağımsız olmak isterse, iktisaden hürriyet ve bağımsızlık sahibi olmaya mecburdur.
Reklam
Demokrasinin gerçekleşmesine samimi taraftar olanlar halkın siyasi eğitim ve öğretimine çok önem verirler. Mecburi, genel ve parasız eğitim demokrasinin vazgeçilmez unsurudur.
Sorunu teşhis etmek bir meseleydi, çözmek ayrı bir mesele.
Sayfa 299 - Kronik KitapKitabı okudu
Barbarossa
“Alman İmparatorluğu’nun ve halkımızın kader ve istikbalini askerlerimizin ellerine bırakıyorum.” Hitler, 21 Haziran 1941
Sayfa 305 - Kronik KitapKitabı okudu
Osmanlı'nın dağılmasında a'şar vergisinin etkisi
A'şar usulünün bilhassa tatbikatındaki suiistimallerin Osmanlı saltanatında birçok haksızlıklara ve ondan dolayı karışıklıklara sebep olduğu Osmanlı tarihince kaydedilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasında, sınırlarının daralmasında a'şar usulünün büyük bir mesuliyet payı vardır. Rumeli karışıklıklarında, re'ayanın ayaklanmalarında ve bunları bahane eden Hıristiyan devletlerin müdahalelerinde a'şar meselesi önemli bir yer tutar. Meşrutiyet devrinden beri iktisat ve maliye uzmanlarımızın hepsi a'şar usulünün aleyhinde bulunmuşlar, fakat diğer bir usulle değiştirilmesinde güçlük gördüklerinden ve o güçlüğü göğüslemeye kâfi gayreti kendilerinde bulamadıklarından olacak ki a'şarı yerinde bırakmışlardır. Nihayet, son İzmir İktisat Kongresi -ki memleketin çoğu tarafından kâfi miktarda gerçek iktisadi menfaat temsilcilerini toplamıştı- a'şarın kaldırılmasını kamu menfaatlerine uygun buldu.
451 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.