Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Artık eski ülküleri Nazizm yoktu. Sadece düşmanları vardı. Onu da zaten iyi tanıyorlardı: Komü­nizm.
Sayfa 216 - Lopus YayıneviKitabı okuyor
Demokrat Parti dö­neminde Amerikancı politika devam etmiştir. Cumhurbaşkanı İnönü, Başbakan Şükrü Saraçoğ­lu ile birlikte göğsüne İstiklal Madalyasını takarak ABD’li generallerle boy boy pozlar vermekte herhangi bir sakınca görmemişti.
Sayfa 193 - Lopus YayıneviKitabı okuyor
Reklam
Bu rezalete karşı çıkan yiğitleri astılar...
Amerikan askerleri güpegündüz yollarda, tramvaylar­da, kızlara sarkıntılık etmeye başladılar.
Sayfa 192 - Lopus YayıneviKitabı okuyor
Bağımsızlığın ve hürriyetin kurtarıcısı Türk ordusı.
Efendiler, bağımsız ve hür olmayan memlekette hür vatandaşlar, hür fikir bulunamaz. Biz fikirde ve öğretimde serbestliğimizi, her şeyden evvel aydın fikirli, hürriyetçi ve halkçı başkumandanından başlayarak, en alttaki neferine kadar milli ordumuza borçluyuz. İşte ben de, bütün arkadaşlarım adına, fedakâr ve kahraman ordumuzu burada temsil eden üstsubay ve subaylara şükran ve minnettarlığımı arz eyliyorum: Yaşasın ve muzaffer olsun, memleketimizin bütün hür ve milli müesseseleri gibi bizim ilim müessesemizin de muhafızı ve savunucusu olan sevgili ordumuz!
Demokrasinin gerçekleşmesine samimi taraftar olanlar halkın siyasi eğitim ve öğretimine çok önem verirler. Mecburi, genel ve parasız eğitim demokrasinin vazgeçilmez unsurudur.
Türk, cidden hür, cidden bağımsız olmak isterse, iktisaden hürriyet ve bağımsızlık sahibi olmaya mecburdur.
Reklam
İktisadî esaret Türk'ü, Türk milliyetçiliğine sevk etti.
Türk halkı, bilhassa aydın Türkler milli tehlikenin iktisadi yönünün, daha doğrusu iktisadi kökeninin de farkındaydı. İktisadi buhran onu milliyetçiliğe sevk ediyordu. Harbi Umumi esnasında Türk'ü iktisaden yükseltmek, orta halli bir zengin sınıfı (bir burjuvazi) oluşturmak, bunun için memlekette devletin veya Türklerin elinde büyük sanayi vücuda getirmek, üstünlük sağlamış ve rakip olan kavimlere karşı belli ve ciddi bir siyaset takip etmek bu gayeyle izah edilebilir.
Türk ordusu geçen harp zaferini nasıl parlak kazandıysa, Türk halkının Müdafaai Hukuk Cemiyeti -ki başında aynı dâhi kumandanı taşıyor- bu siyaset zaferini de öyle parlak kazanacaktır!..
Milletin hakiki ve yegâne temsilcisi: TBMM
Büyük Millet Meclisi milletin hakiki ve yegâne temsilcisidir. Ondan başka hâkim kuvvete sahip, milli mukadderata hâkim hiçbir kuvvet (ne fert ne de müessese) mevcut değildir. Büyük Millet Meclisi'nden başka milli mukadderata hâkim hiçbir fert ve müessese olmayınca, elbette bir fertten veya birkaç fertten ibaret monarşik veya oligarşik hâkimiyetler bizce reddedilmiş demektir. Türk halkının hâkimiyetini yalnızca Büyük Millet Meclisi'nin manevi şahsiyeti temsil eder. Böyle olunca Büyük Millet Meclisi yasama ve yürütme kuvvetini kendinde toplamış demektir. İşte Teşkilatı Esasiye Kanunu ile 1 Teşrinisani 38 [ 1Kasım 1922] kararının ruh ve esası budur.
Osmanlı'nın dağılmasında a'şar vergisinin etkisi
A'şar usulünün bilhassa tatbikatındaki suiistimallerin Osmanlı saltanatında birçok haksızlıklara ve ondan dolayı karışıklıklara sebep olduğu Osmanlı tarihince kaydedilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasında, sınırlarının daralmasında a'şar usulünün büyük bir mesuliyet payı vardır. Rumeli karışıklıklarında, re'ayanın ayaklanmalarında ve bunları bahane eden Hıristiyan devletlerin müdahalelerinde a'şar meselesi önemli bir yer tutar. Meşrutiyet devrinden beri iktisat ve maliye uzmanlarımızın hepsi a'şar usulünün aleyhinde bulunmuşlar, fakat diğer bir usulle değiştirilmesinde güçlük gördüklerinden ve o güçlüğü göğüslemeye kâfi gayreti kendilerinde bulamadıklarından olacak ki a'şarı yerinde bırakmışlardır. Nihayet, son İzmir İktisat Kongresi -ki memleketin çoğu tarafından kâfi miktarda gerçek iktisadi menfaat temsilcilerini toplamıştı- a'şarın kaldırılmasını kamu menfaatlerine uygun buldu.
Reklam
Efendiler, çok sevinerek görüyorum ki Halk Fırkası'nın asker tabiatlı ileri gelenleri mert, açık, samimi adamlardır. Seçimler işine de Anadolu'nun sarı renkli, ormansız steplerinde göz kamaştıran aydın güneş altında manevra yapan bir Türk ordusu gibi mertçe girişmişlerdir. Ve öylece galip ve muzaffer çıkacaklardır…
Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Grubu, Halk Fırkası'na intikal edecektir. Halk Fırkası'nın yalnız ismi bile milliyetçi ve halkçı bir fırka olduğunu ifade etmektedir. Senelerden beri aradığım kaynağı nihayet işte bu Halk Fırkası'nda bulmuştum. Sekiz-on yıldır Türk Yurdu'nu çıkaran, Halka Doğru fikir ve dergisini yayıp yayımlayan bir adamın yeri elbette bu fırka olacaktı.
Osmanlı'da ile yeni Modern Türk devleti arasında demokrsi ve halkçılık
Meşruti saltanat bazı kayıtlar ve sınırlamalarla güya bir nevi halkçılık, bir nevi demokrasiydi; halk, bilerek, görerek, anlayarak, -çağdaş tabiri kullanırsak- şuurlu bir şekilde fikirlerini, maksatlarını, emellerini, gayelerini temsil eden yol göstericiler seçmiş varsayılıyordu! Varsayımlar böyleydi; gerçekliğe gelince, bazı mebusların kendileri bile gayelerinden habersiz, haberli olanların da bir haylisi kararsız ve değişkendi. Az çok şuurlu seçmenlerin belli programlarla kanaatli adaylar seçememesi İstanbul Mebusan'ının devamlı dalgalanmasına yol açıyordu. İki temel fikir vardır ki onların doğruluğuna ta gençliğimden beri inanıyor ve güveniyordum; ve elimden geldiği kadar da o iki fikrin hizmetçisi olmaya çalıştım. Bu iki fikirden birisi milliyetçilik (nationalisme), diğeri halkçılıktır (démocratisme). Şimdiye kadar Türkiye'de kurulup teşkilatlanan siyasi toplanışların hiçbirisinde bu iki temel fikri açıklık ve netlikle, saflık ve kesinlikle bulamadım. Nihayet yeni Türkiye Devleti'nin kuruluşu esaslarında, yeni Türkiye Devleti doğarken milleti kendinde cisimlendiren kahramanın ulvi ve kati sözlerinde, diğer bir tabirle Türk milletinin hür ve bağımsız varlığını ilan eden gür ve yüksek sesinde aradığımı buldum. Büyük Millet Meclisi Reisi'nin tarihi nutuklarını hatırlayınız. Gazi Başkumandan'ın Akdeniz'e doğru bir kasırga şiddetiyle ilerleyen muzaffer ordusu içinde, Türk bayrağını semalara kadar yükselterek yürürken yazdığı beyannameleri hatırlayınız… Bunlarda en derin, en esaslı, en açık ve en kesin bir şekilde milliyetçilik ve halkçılığı bulursunuz.
Kapitalizm'in, müslüman dünyayı sömürgeye çevirme politikası.
Kapitalistler çok akıllı, çok kurnaz ve çok pratik adamlardır: İstismar edecekleri memleketler ahalisinden kendilerine yardakçı bulmanın işi hayli kolaylaştıracağını pekâlâ takdir ederler. Bunun için kâh fikri iknalarla, fakat çoğunlukla maddi tesirlerle, toprağından altın, halkından can alacakları memleketin ahalisinden bazılarını kendilerine kazanırlar, kendilerine şuurlu veya şuursuz tellallar, acenteler tedarik ederler… Bu zavallılar, bilerek veya bilmeyerek, Avrupa kapitalistlerinin mükellef sofralarında yere düşen kırıntılara tamah ederek onlara hizmetçilik, çığırtkanlık ederler… Dünyanın her tarafında takip olunan bu siyaset, henüz izah ettiğim manasıyla emperyalizm siyaseti, hicri 13. [miladi 19.] asır ortalarından itibaren Doğu meselesinde de tatbik olunmuştur. O vakitten beri, İngiliz, Fransız, Alman, İtalyan ve Rus kapitalistleri ve dolayısıyla hükümetleri, İslami Doğu'da bütün iktisadi kaynakları, yani gerek toprak üstünde, gerek toprak altında bulunan bütün tabii serveti ellerine geçirmeye, Müslüman ahaliyi de o servetlerin üretiminde kullanılır hayvanlar haline indirmeye uğraşmaktadırlar.
Emperyalist milliyetçilik yok olmaya mahkûmdur.
Türkçülük cereyanının gitgide iki kola ayrıldığını iddia etmek istiyorum. Bu iki cereyanı şimdi moda olan tabirlerle tarif etmek istersek, birisine "demokratik Türkçülük", diğerine "emperyalist Türkçülük" diyebiliriz. Demokratik milliyetçilik hakka dayalı ve sırf savunma amaçlıdır; gasp edilen hakkı almaya, gasp edilmek istenilen hakkı müdafaaya çalışır. Emperyalist milliyetçilik ise saldırı amaçlıdır, diğerlerinin hukukuna tecavüzü bile caiz görerek kendi milliyetini takviyeye çalışır. Saldırı amaçlı milliyetçilik dünyada henüz bitmiş değildir. Fakat zannediyorum ki bu tür milliyetçilik er geç yok olmaya mahkûmdur; Rusların, Avusturyalıların, Almanların başına gelen, bir gün olup diğer emperyalistlerin de başına gelecektir…
442 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.