-Amok'un ne olduğunu biliyor musunuz?
+Amok mu?...Galiba hatırlıyor gibiyim...Malezyalılarda bir tür sarhoşluk...
-Sarhoşluktan öte bu... Delilik,insanın öfkeden gözünün dönmesi gibi bir şey...
Biliş, bir düşünce ya da algıdır. Diğer bir deyişle, bilişleriniz herhangi bir zamanda olaylar hakkında ne düşündüğünüzdür. Yani düşüncelerimizin duyguları yaratmasıdır. Bu düşünceler zihninizde otomatik olarak akar ve nasıl hissettiğiniz üzerinde büyük etkileri vardır.
Proaktivite sözcüğünün insiyatifi ele almaktan çok daha öte bir anlamı vardır. İnsan olarak, kendi yaşamlarımızdan sorumlu olduğumuzu ifade eder. Davranışlarımız, koşullarımızın değil, kararlarımızın işlevidir. Değerlerimizi duygularımızdan üstün tutabiliriz. Bazı şeylerin olması için hem insiyatifimiz vardır hem de sorumluluğumuz.
Yaşamlarımızda önemsiz değişiklikler yapmak istiyorsak, dikkatimizi uygun bir biçimde tutum ve davranışlarımıza verebiliriz: ancak çok önemli bir değişiklik yapmak istiyorsak, o zaman temel paradigmalarımız üzerine çalışmamız gerekiyor.
Karakter etiği, etkili bir yaşamın temel ilkeleri olduğunu (dürüstlük, cesaret, çalışkanlık..) ve insanların, ancak bu temel ilkeleri öğrenip kendi temel kişilikleriyle bütünleştirdikleri takdirde gerçek başarıyı ve sürekli mutluluğu yakalayabileceğini gösterir.
Neden tüm tanımlar biyolojik yönüyle ele alınır hiç anlamam mesela. Bana göre her kavramın altında derin bir duygu yatar. Tanımlar yapılırken de duygusuyla ele alınmalıdır. Duygudan noksan kalan her tanım, çokça yavan kalır benim gözümde.