t

Tefsir

2 üye
BÂTIL YOK OLMAYA MAHKÛMDUR
🥀 Yüce Rabbimiz, Hz. İbrâhîm (aleyhi’s-selâm)’ın, bâtılın temsilcisi olan putları paramparça ettiğini şöyle beyan buyurmuştur: فَجَعَلَهُمْ جُذَاذًا اِلَّا كَبِيرًا لَّهُمْ لَعَلَّهُمْ اِلَيْهِ يَرْجِعُونَ “Sonunda İbrahim onları paramparça etti. Yalnız onların büyüğünü bıraktı; belki ona müracaat ederler diye.” (Enbiyâ Sûresi,58) Bu âyeti kerîmede Cenâb-ı Hak, putların büyük olanını ifade buyururken “(Kebîran lehum) Onların büyüğünü" ifadesini kullanmıştır. Bu ifade birçok hikmeti hâizdir. Şöyle ki; bâtılın temsilcisi olan put için mutlak olarak “büyük” ifadesi kullanılmayıp diğer putlara izafe edilerek “onların büyüğü” denmiştir. Yani o put asla “büyük/yüce” değildir. Onun büyüklüğü, kendisi gibi bâtıllara nispetledir. Bu âyeti kerimedeki bu latif üslûp, bizlere şu mesajı vermektedir: “Cenâb-ı Hakk’ın tahkir ettiği hiçbir şeyi tazim etmeyin. Zira onlar, ancak kendilerini tazim edenlere nispetle büyük olabilirler. Bâtıl ve bâtıla dâir hiçbir şey ta’zîm edilemez.” (Allâh-u a’lem.) [Sa’dî, Tefsîru’s-Sa’dî] [Letâifu'l Kur'an,c.2,s.82]
Ey iman edenler, eğer Allah'tan korkarsanız O, size iyi ile kötüyü ayırt edecek bir marifet ve nur verir. {Enfal 8/29} Nitekim bir âyet-i kerimede "و يجعل لكم نورا تمشون به" Sizin için aydınlığında yürüyeceğiniz bir nur yaratır. {Hadid 57/28} buyurulmaktadır. Bu âyet, takvânın kalbi aydınlattığına, gönülleri açtığına, ilim ve marifeti artırdığına delildir. https://1000kitap.com/kitap/kitap--135927
Muhammed Ali Es-Sabuni
Muhammed Ali Es-Sabuni
Reklam
Kur'an ilimlerinin en önemlisi tefsirdir,diğer ilimler onun yardımcısı gibidir. Çünkü tefsir Kur'anı anlama ve açıklamaya yönelik faaliyetler bütünüdür.
Müthiş bir tefsir!
Tablo Jacques Joseph Tissot'a ait. "The Cup Found". Azize ait su kabının Bünyamin'e ait yükün içinde bulunmasını anlatıyor. ﴾70﴿ Yûsuf, onlar için yüklerini hazırlattığı zaman (saraya ait bir) su kabının kardeşinin yükü içine konmasını sağladı! Sonra arkadan seslenen biri, "Ey kafile! Siz mutlaka hırsızsınız!" diye bağırdı. ﴾71﴿  Kardeşleri onlara dönerek, "Ne arıyorsunuz?" dediler. ﴾72﴿  "Kralın su kabını arıyoruz; onu getirene bir deve yükü (bahşiş) var" diye cevap verdiler. (İçlerinden biri) "Ben bu söze kefilim" dedi. ﴾73﴿ Onlar, "Allah’a andolsun ki bizim bu yerde fesat çıkarmak için gelmediğimizi siz de biliyorsunuz, biz hırsız da değiliz" dediler. ﴾74﴿  (Görevliler), "Peki, yalan söylüyorsanız (sizde) bunun cezası nedir?" diye sordular. ﴾75﴿  "Onun cezası, kayıp eşya kimin yükünde bulunursa onun buna karşılık alıkonulmasıdır. Biz zalimleri böyle cezalandırırız" dediler. Bir gün bir adam "Eğer yalan söylüyorsanız, bunun cezası nedir?" "O (mal) kimin yükünde bulunursa, onun cezası yük sahibinin köle edinilmesidir dediler" ayetini okuduğunu duyunca, onu tekrarlar ve nihayet düşüp ölür. Adam bu ayetin manasını "Mahbub, habibin cezasıdır, çünkü onun yükünde ancak o vardır" Seklinde yorumlamıştı. Yani mahbubun sureti habibin nefsindedir ve şeklinin resmi kalbine nakşedilmiştir. O halde onun cezası odur. #tefsir #tefsirokumaları #yusufsuresi #yusufpeygamber #bünyamin #okudumbitti📚 #bookstagram #müziğidüşünmek #büyüyenay #yalçınçetinkaya
Hûd Suresi
"Hakiki din, şehre şeriat (hukuk) getirerek onu ormandan, insanı da hayvanlaşmaktan kurtaran medenileşme yoludur..."
Kadılık görevini kabul etmeyen Ebû Hanîfe hapse atılmış, İmâm Mâlik bazı fetvaları sebebiyle kırbaçlanmış, Süfyân es-Sevrî ise kaçarak saklanmak zorunda kalmıştır. Çeşitli sebeplerden Emeviler ve Abbasilerden gelen resmi görevlerden kaçınmışlardır. dergipark.org.tr › artic...PDF Süfyân es-Sevrî'nin Hayatı ve Eserleri1 - DergiPark
Reklam
93 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.