Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Sahih hadisler arasında olmamakla beraber Osmanlı tıp yazmalarında nakledilmiş bir hadise göre: "Resûl-i Ekrem buyurmuştur: 'Bir vilayette tabib-i hazık olmazsa orada sakin olmak haramdır. Zira beden sağ olmayınca din sahih olmaz.". Evliya Çelebi'nin de bu hadisi naklettiği söylenmiştir. (Nil Akdeniz, Osmanlılarda Hekim ve Hekimlik Ahlâkı, 1977, tez).
Sayfa 120 - Ayışığı Kitapları - KİTABEVİ (1.Baskı)
Tıptaki gelişmelerin insan ömrünün (ortalama ömür) yükselmesine hizmet ettiği iddiası da gerçek sayılamaz. Bu hususta tıbbın nefesinin ve refakatinin etkisinden uzak durmuş pek çok insanın, tipla yaşayan 'sağlıklı' insanı kıskandıracak bir ömrü bulabildiğine Anadolu toprakları şahitlik eder.
Sayfa 118 - Ayışığı Kitapları - KİTABEVİ (1.Baskı)
Reklam
185 syf.
8/10 puan verdi
emekli bir kadın doğum uzmanı doktorun anıları. 97 yılında yayımlanmış. sahaftan aldığım ve iyi ki almışım dediğim bir kitap oldu. dili akıcı, sade. 2000 öncesi tıp camiasıyla ve dönemin havasıyla ilgili güzel anekdotlar var. yazar anılarını bütün çıplaklığıyla anlatmış. tıp öğrencilerine ve 35-40 yaş altı genç doktorlara kesinlikle tavsiye ederim.
Ah Şu Doktorlar
Ah Şu DoktorlarErdinç Köksal · Bilgi Yayınevi · 200012 okunma
DEHB’nin bir de az bilinen iyi yanları var. Örneğin DEHB’li kişilerde ortalamanın üzerinde görülen ve konudan konuya atlayan , başkalarının yapamayacağı bağlantıları kurabilen bir beynin doğrudan sonucu olabilecek özgün ve yenilikçi düşünme yeteneği bulunuyor. Ayrıca , DEHB’li kişilerin ilgilerini çeken görevlere saatlerce aşırı odaklandıkları da gözlemleniyor. Aslında bazı araştırmacılar , DEHB’de dikkat eksikliği olmadığını , daha çok dikkati yönlendirmenin kontrolüyle ilgili bir sorun olduğunu yansıtmak için durumu yeniden tamamen adlandırmak gerektiğini savunuyor.
Şaraptan sağlık açısından elde edilecek menfaatleri temin için azıcık içmenin yanında, şartlarına da riayet etmek gerekir. Bu şartları insanlar, kendi başlarına uygulayamaz; çünkü azıcık içmeye kimse riayet edemez. Şarap biraz içilince, insan tabiatı daha çok içmek ister.
Öncelikle bilinmelidir ki şarâbın tesiri herkese aynı değildir. Bazı mizaçlara fayda sağlarken bazılarına sağlamaz. Hata bu durum, insanın içinde bulunduğu hal ve zamana göre değişir. Bunların her birinin ayrı ayrı şartları vardır. Bu nedenle şaraptan fayda sağlanması, ancak bu şartları iyi bilen ehliyetli bir hekimin denetiminde veya konu hakkında yeterli bilgisi olan, kendi mizacını tanıyıp nefsine hakim olması mümkün olan arif ve olgun bir şahsın, kendini denetleyip, kontrol ederek bilinçli bir şekilde kullanabilmesi ile mümkün olabilir.
Reklam
Şarap sarhoşluk veren bir maddedir. Az veya çok içmek dinen haramdır. Hatta en küçük bir katresi dahi helal değildir. Küçük bir miktar giyeceğe değse, onunla namaz kılmak caiz değildir. Buna karşılık tabipler, konuya tıbbî açıdan bakarak, şarapların insan sağlığına fayda ve zararlarını ortaya koymuşlardır. Tabiplere göre, şaraplardan bir miktar cismanî ve nefsanî yararlar sağlanmaktadır. Bedene faydası, aşağıda anlatılacağı şekilde vücut üzerinde yapmış olduğu birtakım sıhhî tesirler ile vermiş olduğu kuvvet ve enerjiden; nefse yani ruha vermiş olduğu sürûr ve neşeden kaynaklanmaktadır. Fakat, bütün tabipler, sarhoş oluncaya kadar içmenin sağlık açısından zararlı olduğu noktasında birleşmişlerdir.
Uykudan uyanıp su içmek çok zararlıdır. Özellikle gerçekten sûsâmış ise daha da zararlıdır.
Süt ve şarâbı aynı gün içinde içmek, nıkrîs (gut) hastalığına sebep olur.
Pirinç sirke ile; güvercin yavrusu da soğan sarımsak ve hardal ile yenmemelidir. Güvercin yavrusu bu sayılan üç nesne ile yendiği taktirde kanı yakıp (göyündürüp) cüzzâm yapar.
Reklam
Tuzlu ve keskin gıdalar göze zarar verir. Ekmeğin geç hazmolması, etin geç hazmolmasından daha zararlıdır.
Yemek yedikten sonra uyumak isteyenler öncelikle yavaş yavaş bir miktar yürümeli, daha sonra yatıp uyumalıdır. Yemek yedikten sonra hemen uyumamalıdırlar.
Yine bir öğünde yavaş yavaş ve uzun zaman alacak şekilde yemek uygun olmaz; belki kısa zaman içinde yemeği tamamlayıp, sofradan kalkmak gerekir. Çünkü ağır ağır ve uzun zaman alacak şekilde yemek esnasında, yenen bir lokma hazmolduktan sonra üzerine yeni şeyler yenmiş olacaktır ki bu da hazımsızlığı doğurur.
Bedenen yapılan iş güçten veya spordan sonra ki, vücut ısınmıştır, süt ve taze balık gibi nazik şeyler yememelidir. Çünkü bu durumda mide de ısınmıştır. Isınmış mideye yaş zerdali, yaş şeftali ve kavun gibi nazik yiyecekler girince kişinin mizacının temeli olan hıltları bozar.
Bütün yiyecekleri, gerçek açlık olduğu zaman yemek gerekir. Henüz iştah varken de yemekten el çekilmelidir. Gerçek iştahı olduğunda da yemek varsa ertelememek gerekir. Çünkü iştah zamanı yenen yemek iyi hazmolur.
1.094 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.