Travmalar, negatif süreçlerin yanında yeni bir başlangıç, bir kırılma ve gelişme noktası, kişiler arası ilişkilerde iyileşme, hayata karşı bakışın olumlu yönde değişmesi ve bazı insanlar için parlamanın başlangıcı da olabilir.
Uzm. Psk. Dan. Erkan Yağız Koç
- Undra Psikoloji Dergisi/ Travma sayısı/ "Kırılmak ve Sonra Parlamak" başlıklı yazıdan alıntı
Travma anılarını işlemek için bir şeyler vardır ancak; icsel boşlukla karşı karşıya kalmak tamamen farklı bir konudur; istenmemek, görülmemek, gerçeği anlatmanıza izin verilmemesi gibi durumlardan kaynaklanan ruhtaki boşluklar. Anne ve babanız, sizinle konuşurken hiç kafalarını kaldırmazsa, sevildiğiniz ve el üstünde tutulup tutulmadığınızı anlamanız zordur. Sırlar ve korkuyla dolu anlaşılmaz bir dünyadan geliyorsanız, yaşadıklarınızı ifade edecek
kelimeleri bulmak neredeyse imkânsızdır. Büyüme döneminde istenmediyseniz ve ihmal edildiyseniz, etkili ve değerli olma içsel hislerini geliştirmeniz zordur."
"Anneleri tarafından görülmeyen ve tanınmayan bebeklerin, ileride bilme ve görme konusunda yetersiz ergenler olma riskinin yüksek olduğu saptanmıştır."
Afetler sırasında küçük çocuklar genellikle işaretleri anne babalarından alırlar. Kendilerine bakan kişiler, sakinliğini koruyup, ihtiyaçlarına karşı sorumlu davrandığı sürece, korkunç
olaylardan ciddi psikolojik yaralar almadan kurtulurlar."
"Tavmanın yalnızca geçmiş bir zamanda gerçekleşen bir olay olmadığını öğrendik. O aynı zamanda zihinde, beyinde ve bedende iz bırakmaktadır. Bu etkinin devam eden sonuçları insan organizmasının şu anda nasıl yaşayacağını da belirler. Travma zihin ve beyin üzerinde kökten bir değişim yaratır ve algılarımızın yönetilmesini yeniden düzenler. Yalnızca nasıl düşündüğümüzü ve ne düşündüğümüzü değil aynı zamanda düşünme kapasitemizi de etkiler."
Aile geçmisimizden çözümlenmemis travmalar sonraki nesillere yayılır ve sorgulamak hiç aklimiza gelmeyen şekillerde duygularimiza, tepkilerimize ve seçimlerimize karışır. Bu deneyimlerin bizden kaynaklandigini zannederiz.
Genellikle görünmeyen gerçek kaynağı ile
hangisi bizim hangisi değil ayırt edemeyebiliriz.
Çekirdek dil haritamızı izlemek bizi hayalet gibi yaşayan, görülmeyen ve yok sayılan aile üyeleriyle yüz yüze getirebilir. Bazıları uzun
zaman önce ölmüştür. Bazıları reddedilmiştir
ve ya unutulmustur. Diğerleri öyle travmatik
olaylardan geçmiştir ki onların nelere katlanmış olabileceğini düşünmek oldukça acı vericidir. Bir kez onları bulduğumuzda, serbest kalırlar ve özgürleşiriz.
-Ailemizdeki bireyler dayanması zor travmalar yaşadığında, suçluluk veya keder hissettiği zaman, algılanan duygular çok yoğun olabilir ve kontrol edebilecekleri veya çözebilecekleri boyutun ötesine geçebilir.
"Travma, kopmuş bağlantılardan kaynaklanır. Beden, benlik, aile, arkadaşlar, topluluk, doğa ve ruhla bağlantı kopar. Travmayı iyileştirmek için bu bağlantıları yeniden kurmak gerekir."