Bir zamanlar biz Fatihdik. Çağ kapanmış Çağ açılmıştı Fethimize. Karalar çekilip yol vermişti gemilerimize. Sular geldiklerini açmıştı Şahi toplarımıza. Bizans kollarını açmıştı "ni'me'l-çeyş" imize
Yanardağ ruhlu, çelik iradeli kahraman Kür Şad... Bozkurt hanedanından yani kağanlar soyundan olduğu halde yeğenini tahta çıkararak Türk milletini diriltmek için kılıca sarılan Kür Şad... Bu nisbetsiz çarpışmada zafe ri sağlayacak tek yola giderek, yani düşmanın kalbine sal dırarak ruh ve irade kuvveti kadar muhakeme gücüne de sahip olduğunu belirten Kür Şad... Başarılamayan bir ih tilâle rağmen düşmanın yüreğine korku ve dehşet salarak ırkı mahvolmaktan kurtaran Kür Şad... Sonra onun 40 şanlı arkadaşı...
"Bir kere daha tekrarlayalım; bu ülkede bürokrasinin düzelmesi Avrupa Birliği’ne girerek sihirli değnekle gerçekleşecek değildir. Doğrudan doğruya idari yargının etkinliği ve nitelik değişikliğiyle mümkündür."
Efendiler, bu isimlerini saydığım guruplardan her biri, Meclis görüşmelerinde disiplini sağlamak ve oyları birleştirmek maksadıyla kurulmuş oldukları halde, varlıkları aksini gösteriyordu.
Meclis’te Belirmeye Başlayan Siyasi Gruplar -Yakamoz
YayınlarıKitabı okudu
"Temel ilke, Türk ulusunun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu ancak tam bağımsız olmakla sağlanabilir. Ne denli zengin ve müreffeh (gönençli) olursa olsun , bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık önünde uşaklıktan öte bir gözle görülmeye layık olamaz. Oysa, Türk ulusunun onur ve yetenekleri çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus, tutsak yaşamaktansa yok olsun daha iyidir. Öyleyse ya bağımsızlık, ya ölüm. İşte gerçek kurtuluşu isteyenlerin parolası bu olacaktır."