Kitaplar, gösterişli bir bölmeden daha fazlası olmayan küçük odadaki raflara sıralanmıştı. Yine de umurumda değildi. Burası benim için bir sığınaktı. Bilgi edinme yeriydi. Zor, sıkıcı ya da herhangi bir günün ardından buraya gelip başka bir dünyaya geçebilir ve farklı bir hayat yaşayabilirdim.
“Bitkilerle ve bahçeyle aram iyidir ama ben bir toprak cadısı değilim. Bu bir hobi, büyü değil. Burası kıçımı donduracak kadar soğuk olmayabilir ama bitkilerin büyümesini engelleyecek kadar soğuk. Sadece biraz güneşe ihtiyacım var. Tanrıçadan dileyip duruyorum ama belli ki bizi umursamıyor. Tanrıçaymış, kıçımın kenarı. Belki de atalarımızın eski yöntemlerine geri dönmeliyiz. Belki içlerinden biri bizi dinler.”
“Çok fazla kitap okuyorsun.”
“Öyle bir şey mümkün mü?”
“O zaman çok fazla hayal kuruyorsun.”
Omuz silktim. “Bu muhtemelen doğru.”
Sayfa 14 - Olimpos yarınları/ Hannon ve FinleyKitabı okudu
‘ Bu işler böyledir’ derdi, insan var, etliye sütlüye karışmadan yaşar gider, insan var illa deşer de deşer, her bir şeyin nedenini nasılını öğrenmedikçe rahat edemez.
— Bizim işimiz okumak, okumak, mümkün olduğunca fazla bilgi biriktirmek için çabalamaktır. Zira ciddi toplumsal akımlar, bilginin olduğu yerdedir. Gelecekteki insanların mutluluğu da ancak bilgidedir. Bilime içiyorum!