“Tarih hafızadan kağıda geçerken bile tıpkı kulaktan kulağa oyunundaki kelimeler gibi girdaplara kapılır. Hallerden hallere dönüşür. Kaybolur.
Gerçek hep kaybolur.”
“Kendimle insanlık arasında kaybolacağım bir çukur kazıyorum. Aklımdaki, dilimdeki tüm soruları o çukura atıyorum. Üzerine biraz talaş, biraz toprak, biraz talaş, biraz toprak, biraz, biraz, biraz...”