"Kadın öyle oyalar işlerdi ki bu örtüleri masaya serdiğiniz zaman ipliğin değil, ipliğin değil oraya bırakılmış gümüş bir kolyenin sesini duyardınız." diyor #farukduman eserinin 233.sayfasında. Kendisi de sözcüklerini aynı özenle işlemiş eserine. Öncelikle yazarın üslubuna değinmek istedim çünkü yazarın kalemi gerçekten kuvvetli. Eser; A. Dağı eteklerindeki Ç.ilçesinin K. köyündeki sert kış şartlarının çok canlı tasviriyle başlar. Hamile Zeynep ve eşi Kenan yoksulluktan perişan haldedir ve Kenan yaban domuzunun iyi para ettiğini duyunca bir domuz vurup ailesini rahat ettirmeye karar verir. Diğer taraftan da Öğretmen Mustafa, Aynur, Faruk, Komser Bekir penceresinde de dönemin siyasi çehresi verilir. Doktor, Kadir Ağa, Aysel ,Atalay romandaki diğer karakterler. Yazar karakterler arasında rol dağılımını öyle planlamış ki hepsi olay örgüsüne eşit katkı sunuyor. Üst kurmaca tekniğinden de faydalanarak romanın içine yer yer hikayeler de serpiştirerek muhteşem bir kurgu ortaya çıkarmış. Beğenisine güvendiğim birçok kişi eseri övünce sıralamada öne aldım iyi ki de almışım. Eserin ikinci cildi de var. O da en kısa zaman da... Eserde iyi üsluba önem veriyorsanız mutlaka okuyun, sevgiler...