Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sevgi.

"En çok bizim gibilerden korkuyorlar. Kendi dünyamızı kuruyoruz çünkü. Bir karış, iki kulaç... Kök salıyoruz. Bulunduğumuz yerde karıncalar gibi dehlizler açıyoruz."
Reklam
Bazen de duman dudaklarından çıkar çıkmaz yoğun ve ağır,havada öylece duruyor, başka bir görüntüyü,metropollerin çatıları üzerinde biriken buhar ve kokuları, dağılmayan opak bir dumanı, ziftli yolların üzerine çöken zehirli havayı getiriyordu sahneye. Ne belleğin değişken sisleri ne de kuru saydamlığıydı bu,kentlerin üstünü bir kabuk gibi saran yanmış yaşamların yanık kalıntıları, artık akmayan bir yaşam cevheriyle şişen sünger, hareketin hayaliyle taşlaşmış yaşamları donduran geçmişin, şimdinin ve geleceğin tıkanmışlığıydı.
Sayfa 40
Doğru yolu bulmak için kaybolmak gerekir .... Labirent, içine giren kaybolsun ve dolaşsın diye yapılır. Ama labirent, o aynı kişiye, yeni bir plan çizmesi ve labirentin gücünü yok etmesi için bir başkaldırıyı da düşündürür. Bunu başardığı takdirde insan labirenti yıkacaktır, onu boydan boya geçen biri için labirent yoktur.
Sayfa 36 - * Çağdaş Edebiyatta Topolojik Yapılar

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Görünmez Kentler Üzerine*
Kentler takas yerleridir, tıpkı bütün ekonomi tarihi kitaplarında anlatıldığı gibi, ama bu değiş-tokuşlar yalnızca ticari takaslar değil; kelime, arzu ve anı değiş -tokuşlarıdır. Kitabım, mutsuz kentlerin içine gizlenmiş, sürekli biçim alıp, yitip giden mutlu kentler imgesi üstüne açılıp kapanıyor.
Sayfa 13
Bir Adalet Kuramı ve Mücadelesi
Suç ve ceza kavramlarını zevahiri kurtaracak şekilde ele alan ve çözümleyen bu hukuk, gerçeğin,hakikatin dili karşısında yapay ve yapmacık kalmaktan, statükoyu sürdürmekten başka bir işe yaramaz. Hakikati ve adaleti arayanlar ise başka bir dilin peşinde koşarlar: Sesleri az çıkanların, bağırmayanların, işitilmeyenlerin, konuşurken kızaranların, kekeleyenlerin, cümlelerin başını sonunu kaçıranların, uzun uzun susanların, anlattıklarından çok anlatacakları olanların, biçim ve usul tutturamayanların dili, tutanaklara geçirilemeyenler, gürültü patırtı arasında duyulmayanlar, es geçilenler, görülmeyenler, görünmeyenler, susanlar, kaçanlar, hayata Tutunamayanlar, hayata asılamayanlar, başaramayanlar, ellerinden fazlası gelmeyenler, rahatsız etmekten çekinenler...
Sayfa 56
Reklam
Örgütlü Dayanışma
Yaşamak için de, kaygı duymayacağımız bir gelecek hayalimiz için de artık örgütlü olmaktan başka çaremiz yok. En çok da bugünlerde bunu en derinden hissediyorum…
Sayfa 31 - Burcu Gülaçtı Bursa
Deprem bölgesi dışındaki illerde de online eğitimin genç kadınlar üzerin- deki etkilerini pandemi döneminde de deneyimlemiştik. Aile evine dönen genç kadınlar evin iş yükünü omuzla- nıyor, ev işleri ile dersleri arasında ba- zen seçim yapmak zorunda kalıyor. Ders saatlerinin gün içine yayıldığı ve evde kalma süresi arttığı için psikolojik bir yük olarak omuzlara yükleniyor. Evde ailenin yaşam kurallarına uyma zorunluluğu, birçok hareketin kısıtlanması da eklenince bağımsız hareket etme alanı giderek kısıtlanıyor. Evde, “evin kızı”ndan ve “evin oğlu”ndan beklenenler de farklılaşıyor. Sadece anne-babanın değil, kardeşin de beklentilerini karşılama zorunluluğu oluyor. Eğer ki genç kadın ailenin beklediği profile giremiyorsa şiddet ortaya çıkıyor. Bu şiddet kimi zaman fiziksel, kimi zaman ekonomik, kimi zaman da psikolojik oluyor. Kendi yaşam tarzını oluşturduğu üniversiteden ona biçilen rolü yerine getirmesi gere- ken bir yaşama geçme zorunluluğunu getiriyor.Özünde online eğitim ile sadece eğitimin nerede nasıl yapıldığı değiş-miyor. Topyekûn gençliğin, özellikle de genç kadınların hayatları değişiyor. Genç kadınlar yaşamlarını özgürce ku- rabilmek için de yüz yüze eğitim tale- binden vazgeçmemeliler.
Sayfa 29 - Cemre Kavuker Kocaeli
Online eğitim, üniversite öğrencileri için verimsizliğe işaret ederken üniversite okuyan kadınlar için yalnızca verimsiz bir eğitim hayatına işaret etmekle kalmıyor. Aynı zamanda baskı ve şiddet dolu,özgürlükten yoksun bir yaşama da işaret ediyor.
Sayfa 27 - İrem Taçyıldız
KADINLARA DAHA ÇOK BASKI
Online eğitim kararıyla beraber yurtların bir kısmının kapanması ile üniversiteli kadınlara aile evine dönmekten başka bir seçenek bırakılmıyor. Pandemi döneminde de deneyimlediğimiz gibi, aile evine dönen üniversiteli kadınlar kendine ait bir alan bulmakta zorlanıyor, özgür bir yaşam sürmek için mücadele vermek zorunda kalıyor, kendi hayatı üzerindeki hakimiyetinin yerini ailesinin tahakkümü alıyor. Dışarı çıkmak için izin almak zorunda olmak, çıktığında ne yaptığının ve kimle olduğun gibi sorularla sürekli sorgulanmak, istediği saatte eve dönememek, dilediği vakitte istediği şeyi yapamamak bu tahakkümün yansımaları olarak karşımıza çıkıyor. Toplumun kadına yüklediği roller de bu tahakkümü besliyor. Ev halkına hizmet etmek, ev içi işleri gerçekleştirmek, varsa kardeşlerine bakmak gibi işler kadına yükleniyor. Kampüsünden evine dönen üniversiteli kadınlar, ev içi işlerin yükünü sırtlanmaya mecbur bırakılıyor. Evin yemeği, kardeşlerinin bakımı, çayın ne zaman getirileceği gibi konular ondan sorulur hale geliyor. Bu koşullar altında ders çalışmaya, online ders girmeye vakit bulunamadığı zamanlar oluyor. Bırakın ders çalışmayı, bir kitap okuyup bir dizi izlemeye veya sosyal medyada gezinmeye dahi vakit olmuyor. Kadınların çoğunun evinde yalnız kalabileceği bir özel alanı bulunmuyor. Özel bir görüşme gerçekleştirmek ya da hijyen açısından gerekli bir işlemi gerçekleştirmek için ev içinde bir mü- cadele gerekli hale geliyor.
Sayfa 27 - Genç kadınlar için online eğitim ne demek? İrem Taçyıldız/ODTÜ
evimizde miydik? sığınmış mıydık? güvende miydik? devlete niye baba diyorduk biz? çocukluğum, her yıl başkasına taşın- dığımız kiralık evlerde geçti. babam müzmin evsizdi. arada oturduğumuz ev- lerde bizi terk eder, birkaç ay dış dünya- da, kim bilir nerede nasıl yaşar ama ha- va soğur soğumaz yeniden yanımıza dö-nerdi. genelde bizi
Sayfa 25 - Filiz Gür
Reklam
Evimiz, sığındığımız, güvendiğimiz....
“Öyleyse ev de dünyada olma durumunun, insan varoluşunun diğer bir kanıtıdır ya da tersi bir önermeyle evsizlik ya da evin kaybedilişi korkusu da bir yok oluşa, kişisel uzamın yitimine karşılık gelir.” Gaston Bachelard, Mekanın Poetikası
Sayfa 25
Halk seferber oldu,devlet ortada yok
Elif-İzmir Büyükşehir Belediyesi süpürge işçisi: Devletin üniversite öğrencilerini sokağa atmaktan başka alternatifi de olmalıydı, neden ilk önce eğitim engelleniyor? O çocukların da gele-ceklerini çalmamalıyız.
Sayfa 21 - Günseli Uğur İzmir
Evet umutsuzuz Evet umutsuzum Koşullarınızın vaat ettiği umutların Ufkundan başlıyor umutsuzluğum
Felaketin Ortasında İki Sınıf
Bu büyük depremin sonrasında da aynı siyasal tercih devam ediyor; en ufak eleştirel ses çıkarana gözaltı, gözdağı, baskı, dayanışmaya engel çı- karmak için hızına yetişilmeyen, bütün kurumlarıyla holdingleşmiş iktidar sahada. Bir yanda sermaye öte yanda emekçiler; sahada bir kez daha tüm çıplaklığıyla ayyuka çıkan iki sınıf arasındaki karşıtlığı şiddetle yönetmeye çalışıyor. O karşıtlık; işçiler ellerini araç yapmış can kurtarmaya çalışırken patronların elindeki büyük beton kalıplarını kaldırabilecek iş makinalarının kontaklarını açmadığında görüldü. Hiç ihtiyacımız olmayan çılgın projeler, otobanlar, santraller, azami kâr hırsı için var olan o iş makinaları, hayat kurtarmak için yoktular. Şimdilerde aldıkları hafriyat ihalelerinden sonra yeni inşaat piyasasının rantı için tam teşekkül bölgedeler
Satı Burunucu
462 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.