Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

makdîsli birii

makdîsli birii
@makdislive02li
Geri dönüşler hep sanadır ... القدس
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Dünyaya Geldim Gitmeye
Dünyaya Geldim GitmeyeKemal Sayar
9.2/10 · 2.992 okunma
Reklam
Hayatın kurgulanmış akışı esnasında insan bir süre sonra tatmin olmamaya başlar. Aradığı bu değildir; bir çınar ağacının dibinde oturmak, sonbahar yapraklarının dökülüşünü izlemek ve biraz üşü- mek ister o. Ardından ruh da katılır vücuda. Tabiatla kurulan ilişki, iç dünyamızı eğitmekle kalmaz, onu renklendirir de. Çöle bakmak, denize bakmak, dağlara bakmak, ufka bakmak insanın içini büyük bir sevinçle doldurur. Bizim içimiz de tabiat kadar geniş ve zengin, bunu anlarız. Biz büyük nüshayız aslında, âlemse küçük nüsha.
"Zahirdeki her hareketiniz, iç dünyanızda muhteşem yankılar uyandırır"Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hayatın içindeki rollerimiz değişiyor, yaşlarımız değişiyor. Yirmi yaşındaki benimizle kırk yaşındaki benimiz aynı olmuyor. Bir evlat olarak benimiz ayrı, bir anne baba olarak benimiz ayrı; hasta olarak benimiz ayrı, üç gün sonra sağlığa kavuştuk, o zaman benimiz ayrı. Dünyayı içinde bulunduğumuz halin şartlarına göre algılıyoruz. Geçmişle ilgili hafıza çok aldatıcı. Bu konuda nöropsikolojinin ilginç verileri var. Geçmişi hep bugünle, bugünün ihtiyaçlarıyla kuruyoruz. Bugün neye ihtiyaç duyuyorsam geçmişi öyle kuruyorum. Meşhur Sümer yazıtlarında var; "Çok ilginç zamanlarda yaşıyoruz, gençler hiç söz dinlemez oldu," diyor. İki bin sene sonra, üç bin sene sonraya mukayyed olan şikâyetler üç bin sene önce de var. Bugün bakıyorsunuz, yüz yıl öncesinin romanları, bu- günün karakterlerini anlatıyor. İnsan temel olarak çok değişen bir varlık değil; hırsları, tamahkârlığı, bencilliği, temel dürtüleri aynı. Tatbikatı değişiyor, objeleri değişiyor, meşguliyetleri değişiyor ama arkasındaki dürtü aynı.
İnsan kanatlanıp meleklerle de yarışbiliyor, birden düşebiliyor daKitabı okudu
Madem ben bir beşerim ve Cenab-ı Allah beni halifetullah olarak tahsis etmiş, ne yapabilirim diye bakıyorum hayatıma. Birçok insan bana, "Hocam sen böyle yapıyorsun fakat sen yalnızca bir noktasın," diyor. Doğru ama herkes bir nokta. Herkes kendine göre halifetullah olduğunu hissederek bir şey yapsa o finansör tıkanabilir, oysa herkes tüketim peşinde; nefs-i emmare tavan yapınca letafet, nezaket, rikkat gibi kelimeler hayattan çıkar, "hep ben" dersiniz.
Reklam
makdîsli birii

makdîsli birii

, 2024 okuma hedefini güncelledi.
2024 OKUMA HEDEFİ
7/27 kitap - %26 tamamlandı
7 kitap okudu
27 kitap
1.272 sayfa
0 inceleme
13 alıntı
11 günde 1 kitap okumalı.
Şartların esiri olmamamız icap eder. Bir Müslüman isek, "Hasbinallah venimelvekil, bu şartlar zahirdir, riayete mecburum ama biliyorum ki şartları değiştirebilirim," demeyi bileceğiz. Cenab-ı Allah'a iltica edersek, göreceğiz ki o kudret bizde vardır. Şartları mutlak kabul etmemeniz, şartların arkasındaki şuuru görmemiz gerekiyor. Kırıp dökerek hem kendimiz inciniriz hem etrafı incitiriz. Temsil ettiğimiz pozisyon zarar görür, sıkıntıya dönüşür. Ufak ufak, yavaş yavaş şartları değiştirebiliriz.
Bu korkunç bir tezgâh. Idiotizm adında bir kitap yayımlandı. Kitapta ilk kez rastladığım bir tespit yapılıyor. Batı'nın, tefeciliği suç olmaktan çıkarıncaya kadar İslam'ı beğenmeyeceği ve İslam dünyası bu tefecilik düşmanlığı kamburundan kurtulmadığı sürece Batı'nın onu askeri yöntemlerle dize getirmeye çalışacağı anlatılıyor. Kalvinizmle birlikte Hıristiyanlık tefeciliği suç olmaktan çıkardı. İslam'da ise tefecilik, faiz ya da ribâ büyük suçlar. Acaba Batı'nın İslam'la son dönemde bu coğrafyada giriştiği kavganın ardında, sınırları yeniden çizme isteği ve her şeyin gerisinde bizi daha elverişli bir pazar haline getirme fikri mi var?
İmanın rehberliğinden azade kıldığımız zaman akıl nefsin , içgüdülerin emrine giriyor . Akıl çok güçlü bir silah ama kendi başına bir şey yapmasın mümkün değil . Ona istikamet çizilmesi lazım .Batı medeniyeti ve modernite tahlillerini enteresan bulduğum Nietzsche ," İçgüdüler benim vazgeçilmez rehberim, beni hiç terk etmediler, "diyor . İspanyollar ,İngilizler, Fransızlar ... Tüm bunlara baktığınız zaman insan olmak bakımından kategorik olarak aralarında bir fark yok ama şiddet ve istismar az veya çok hepsinde ortak. Bu ortaklığın enteresan tarafı hepsinin bunu meşru görmesi. Müslüman olarak anlayamadığımız budur . Müslümanın istismar ve zulüm olarak gördüğünü , onlar hak olarak görüyor.
Sayfa 22 - Modernite ihtiras üzerine kuruludur," Hep ben!" dedirtir.Kitabı okudu
Son itiraf
Seneler geçti, sevgili Manuel Valaders. Bugün kırk sekiz yaşındayım ve bazen kendimi hasreti öyle kaptırıyorum ki hâlâ çocuk olduğunu zannediyorum. Her an ortaya çıkıp bana sinema yıldızı kartları ya da misketler getireceksin sanki. Hayatın şefkatli yanına bana sen öğreteceksin sevgili, Portuga. Bugün çocuklara misketler ve kartlar dağıtmaya çalışan benim çünkü şefkat olmayınca hayatın pek değeri kalmıyor. Şefkat göstermek beni bazen mutlu ediyor, bazense yanıltıyor, ki bu ikincisi daha sık oluyor . O günlerde ,yani beraber geçirdiğimiz günlerde, henüz hiç duymamıştım, uzun yıllar önce bir Budala Prensin gözlerinde yaşlarla bir sunağın önüne diz çöküp ikonlara sorduğu şu soruyu: "Küçücük çocuklara her şeyi neden anlatmak gerek?" Hakikaten de sevgili Portuga ,bana her şeyi çok erkenden anlattılar. Hoşça kal!
Reklam
İnsanın affedilmez şaşkınlığı, düşmanı kendi dışında aramasıdır. Dışımızdaki düşmanın bedenden ruha geçmesi ve ruhu tam kaplayıp karartması zordur. Kimi parayı ,kimin fitneyi,kimi de kendi zevklerini kullanan bütün vasıtalı düşmanlardan en fenası ,dostların düşmanlığından da çok kendi zaaflarımız ve kendi ihtiraslarımız, aşkı kendi içimizde boğan bizdeki canavar bizi nasıl düşmanımızdır .Oscar Wilde' ın şu sözü herkes için, her zaman yerindedir;"Âlemin bana yaptığı ne kadar müthiş olursa olsun, benim bana yaptığım daha müthiştir."
Zulüm Ve Düşman
...Hayat yolunda fırsat bulup da kuvvete dayanan her insan etrafına zulüm yapmak istiyor....
... Şu halde hayat, ölümle ölüme karşı koyan kuvvetler arasında bir ömürlük mücadeleden başka bir şey değildir. Bedende olduğu gibi ruhun hayatında da emellerle ümitler ölüme karşı koymak isterlerken, günün birinde ya beden kuvvetleri tükenerek ölüme teslim oluyorlar ya da onları isteyen ruh kuvvetleri iflas ettiği için ölümün kucağına
Sayfa 48 - Ölüm SırrıKitabı okudu
Bilmek
Neden namütehani'den haber alan Büyük Hakîm" bildiğimi bilseydiniz gülmez ağlardınız" diyor?Neden "kendini bil"sözünü Sokrat hareket kaidesi edinmişti?Hepimiz bazı şeyler biliyoruz ve en çok bilenler, insanlar hakkında çok tecrübesi olan diplomatlarla insan münasebetlerinin her türlüsüne vakıf olan tüccarlardır. Buna rağmen içimizde en bedbah olan belki de onlar. Bilmekte ne var ki insanı bedbah yapıyor? Bu sebebi araştırırken görüyoruz ki gerçek ve tam bilgi, hâdiselerin akışının tanınmasından ibaret değildir bilmek seyretmek değildir, bir sırrı çözmektir. Kâinat olaylarını çok tanımak ,bilmek değildir. Bilmek, kanunu bilmektir. Dünyamızın nizamını anlamaktır. Sebepleri ve zaruretleri yakalamaktır. Büyük ük nizâmın muammasını çözmektir.
57 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.