Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çiğdem

Doğrusu tuhaf bir toplumuz hurafelere inanıyoruz ama sezgilerimize inanmıyoruz
Reklam
Zaman zaman yanlış yorumlandığını gözlemlediğimiz ‘kendini gerçekleştirme’ kavramına burada bir açıklık getirmeyi gerekli görüyoruz. Bu, bir insanın biçimsel olarak ya da bazı toplum normlarına göre giderek yükselen bir başarı çizgisini gerçekleştirmesi anlamına gelmez. Kendini gerçekleştirme, kendini yaşamayı göze alabilecek yürekliliği gösterebilmeyi ve kısır döngülerden özgürleşebilmeyi tanımlar.
Sayfa 150Kitabı okudu
Güçlülük yürekli olmayı gerektirir. Yüreklilikse insanın kendi gerçekleriyle yüzleşebilmesini içerir. İnsanın kendine yabancılaşması pahasına kazanılan güç, gerçek güç değildir. Güçsüzlüğümüzü yaşayabilecek yürekliliğimizi gösterdiğimiz bir anda biri bizi küçümserse , bu onun sorunudur. Aslında için için aynı yürekliliği gösterebilmiş olmayı o da ister, ama abartılmış gururunun tutsağı olduğu için bunu göze alamaz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir duyguyu nasıl yaşamakta olduğumuzu fark edebilmek, onun geçmişe dönük nedenlerini açıklayabilmiş olmaktan çok daha büyük önem taşır.
Hayatımızın kıymetini düşüren iki büyük sebep vardır: birincisi zaaf, ikincisi dağınıklıktır. Birçok olayda biz iradesiz dağınıklıklardan başka birşey değiliz. Halbuki irademizi kuvvetlendirmek ve hayatımızı dengeli bir bütünlüğe ulaştırmak idealin ayrıcalıklarındandır.
Sayfa 312Kitabı okudu
Reklam
Bir şey ararken başka bir şey keşfedin ve keşfettiğiniz bu şeyin, aradığınızı düşündüğünüz şeyden çok daha faydalı olduğunu bilin. (Lowrance Block)
Sayfa 206Kitabı okudu
Hayat kimseye karşı kin beslemez. Sizi asla kınamaz. Hayat elinizdeki bir kesiği iyileştirir. Parmağınızı yakarsanız, sizi affeder ödemi azaltır ve kestiğiniz kısmı eksiksiz ve kusursuz hale getirir. Suçluluk duygusu hayata dair yanlış bir kavramdır. Hayat sizi cezalandırmaz ya da yargılamaz. Bunu yanlış inançlarınızın, olumsuz düşüncelerinizin ve kendinizi kınamanızın bilinçaltında oluşturduğu etkilerle siz kendinize yaparsınız
Arzularınız ve hayal gücünüz çeliştiğinde, hayal gücünüz her zaman galip gelir.
Sayfa 110Kitabı okudu
Korkumuzu inkar etmek yerine bu korkuya rağmen "var olma cesareti"ni göstermeyi, manevi bahçemizin başka bir yerini ye­ şertmeyi seçersek, bir yere kıpırdamadan çalışmaya devam etme hususunda daha başarılı oluruz. Böylece iyi hissetmenin cazibe­ sine kapılmamış ve savsaklama davranışını alt etme yolunda ilk adımı atmış oluruz.
Pasif davranan birçok kişinin kötü niyetli veya kötü kişilikli kimseler olmaması üzücüdür. Ancak kötülük aktif bir kuvvettir ve pasif davranmak ile kötülüklere karşı durulamayacağımdan, böyle davranarak kötülükler ile işbirliği içine girmiş oluruz. Pasif olmak hiçbir zaman fayda getirmez.
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
Halkın belli bir kısmı için isteğe bağlı bir şey olan yetersiz uyku, gen transkripsiyonunuzu yani özünüzü ya da DNA’nız tarafından biyolojik olarak siz diye tanımlanan şeyi değiştiriyor. Uykuyu ihmal ettiğinizde günlük sağlık hikayenizi belirleyen nükleik alfabeyi kurcalayarak her gece kendi üstünüzde bir genetik mühendisliği manipülasyonu gerçekleştirmeye karar vermiş oluyorsunuz. Küçük yaştaki veya ergen çocuklarda aynısına izin verdiğinizde benzer bir genetik mühendislik deneyini onlara da dayatmış oluyorsunuz.
Sayfa 219Kitabı okudu
Mükemmelliyetçilik, aslında gerçekten kaçmamızı engelleyen şey oyken bizi koruduğunu düşünerek her yere sürüklediğimiz yirmi tonluk bir kalkandır.
Başarının karşısındaki en büyük tehdit başarısızlık değil, sıkıntıdır. Bize keyif vermeyi bıraktıkları zaman alışkanlıklardan sıkılırız. Sonuç, beklenir hale gelir. Ve alışkanlıklarımız sıradanlaşırken yenilik aramak için ilerlememizden sapmaya başlarız
Sayfa 252Kitabı okudu
Freud ayrıca, insanoğlunun çocukluk dönemlerine neden saplandığını araştırmış ve şu görüşlere ulaşmıştır: Doyum ne kadar fazlaysa, ayrılmak da o kadar zordur Özellikle ileride zorluklar belirirse, tatlı günleri aramak kolaylaşır Aç adam ziyafet sofrasından kalkmak istemez. Birkaç gün sonra karnı acıktığında o ziyafet sofrasını özlemesi ve yine orada bulunmayı istemesi normal değil midir?
Sayfa 131Kitabı okudu
Tek bir gerçek-entellektüel becerilerimizin doğuştan itibaren sabit olmadığı ama önemli ölçüde şekillendirmemize açık olduğu- çoğu zaman bizi rahatsız eden ‘Neden uğraşayım?’ sesine verilecek sağlam bir yanıttır. Çabalarız çünkü çabanın kendisi becerilerimizin sınırlarını genişletir. Yaptığımız şey, kim olduğumuzu ve neler yapabileceğimizi şekillendirir. Daha çok yaptıkça daha fazlasını yapabiliriz. Bu prensibi benimseyerek ve faydalarını gördükçe ( büyüme zihniyetiyle) ömür boyu sürdürebiliriz.
Sayfa 214Kitabı okudu
103 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.