Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Su damlasına yahut masal perisiine benziyordu Narin. Dal gibi incecik bir şeydi. Bir güvercin kadar beyazdı; mahcuptu, sessizdi, tedirgindi. Adımları minicikti, yürümüyor da ipekli bir atlasın üzerinde zarifçe süzülüyordu sanki.
Sayfa 124 - Hep Kitap
"biz her akşam döşeklerde sarmaş dolaş başlarımız en ürkek yıldıza yaslı düşlere harcarız bütün paramızı o masal her akşam sıyrılır kınından gönlünce, usul usul bitsin diye mum uyur, ölümle açarız aramızı.."
Sayfa 389 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
İnsanın hikayesi, onu beklediği değil aradığı yerdeymiş.
Hayat unutmaksa, rüya hatırlamaktır. Hayattayken unutmak zorunda kaldığını yeniden hatırladığın bir bahçe gibidir rüyalar. Gerçek dünyaya gözlerimi açtığım o sabah hayıflanmam bundandı, ben hayatı değil rüyaları özlüyorum.
Acı çekmek insanı sonsuz huzura götürür, hiç acı çekmezsen doğmazsın, doğuramazsın, ayakların kanıyor, bırak kanasın, gerçek acıyı hisset, gerçek acıyı hissetmeyenler acı olmayan şeyleri acı sanıyor.
Mevlana Pir Hazretlerinin de dediği gibi, karanlığa gitme, nice güneşler var.
Reklam
Çaresizlik ve imkansızlık dilekler diletir.
Hastalık ile baş başa kaldığınızda, medet umacak kimseniz olmadığını anlıyorsunuz.
Bin yılı ne kadar rahat telaffuz edebiliyorduk, tarih kitaplarında güncellenecek bir bilgi miydi sadece bu? Yoksa bize ne kadar önemsiz, küçük olduğumuzu hatırlatacak bir ikaz mı?
İnsanın kolu kanadı kırıkken, en hüzünlü anlarda verdiği kararlar hep en doğru kararlardı, içgüdünün seni sürüklediği yere gittiğinde ve kendini gökten inen mesajcı meleklere teslim ettiğinde hayatın rotası geri dönülmez bir şekilde değişiyor, sen altüst oldum sanırken aslında düze çıkıyordun.
Reklam
Yeri gelmişken, mektubun bir yerinde de şöyle demiştim: “Samimi davranışlarını benden esirgemeyen, yaşını başını almış, saygıdeğer sanatçılarla oturup sohbet etmişliğimiz çoktur. Onlarla gerçekleştirdiğim konuşmalardan, faaliyetlerinin kendi sağduyu ve özgürlük anlayışlarından çok toplumun talepleri ve moda tarafından yönlendirildiğini anlıyorum. İçlerinde en başarılı olanlar bile zamanında hem tragedyalarda hem operetlerde, hem Paris usulü skeçlerde hem de fantastik masal oyunlarında yer almak zorunda kalmışlar, hal böyle iken her defasında aynı şekilde, doğru yolda ilerlediklerini ve toplum yararına işler yaptıklarını düşünmüşler. Bu demektir ki, gördüğün gibi, kötülüğün nedenlerini aktörlerde değil daha derinlerde, sanatın kendisinde ve toplumun ona olan tutumunda aramak gerekiyor.”
Önce bir inanmadınız Bilirim güçtür inanmak Bu konuda yazılmış Birkaç da masal olacak.
Sayfa 57
"Gerçek mutluluk budur: hiçbir yükselme tutkun olmadan bütün o tutkulu olduğun yüksekliklere erişmişsin gibi köpekçesine çalışmak. İnsanlardan uzak yaşayıp onları sevmek ve onlara gereksinme duymamak. Noel olunca, iyice yiyip içmek. Sonra bütün tuzaklardan yalnız başına kaçmak. Yıldızlar tepende, toprak solda, deniz sağda olsun ve birden, kalbinin içinde hayatın son çabasını da tüketip masal olduğunu duyasın."
Sayfa 144 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Her gece gönlümün masalını okuyorsun Ertesi gün beni bir masal gibi unutuyorsun.
Yaşımız ilerleyip biz yaşamın "gerçekleri" ile tanıştıkça güzel masal dünyamız silindi ve muhteşem masal kahramanlar hafızalarımızın arşivlerine sürgüne gönderildi.
Sayfa 122Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.