Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İÖ 1800 Babilliler kesirli sayılan Kullanır. İÖ 1650 Mısırlılar birim kesirlerden faydalanır. İS 100 Çinliler kesirii sayılan hesaplamak için bir sistem geliştirir. 1202 Pisa'lı Leonardo (Fibonacci) kesirlerin çizgiyle gösterimini yaygınlaştırır. 1585 Simon Stevin ondalık. kesirlere dair bir kuram geliştirir. 1700 Kesir çizgisi standart hale gelir (% gibi).
Sayfa 12
İki tabanındaki ifadeler çok uzun olduğu için bazen taban olarak 2'nin kuvvetleri olan 8 ve 16 kullanılır. 8'lik sistemde kullanıdığımız simgeler 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7; 16'lık sistemde ise 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, A, B, C, D, E ve F'dir. Örneğin 394 sayısı 16 tabanında (A, 10 sayısını temsil etmek üzere) 18A olur.
Sayfa 11
Reklam
Fransa kralı on dördüncü Louis, ya da standart yazılışıyla XIV. Louis, aslında adının XIIII. Louis diye yazılmasını tercih ederdi. Hatta daha da ileri giderek saatlerdeki dördün IIII şeklinde yazılmasını yasal zorunluluk haline getirmişti.
Sayfa 10
Romen sistemi Romalıların kullandığı temel simgeler "onluklar" (I, X, C ve M) ve bunların "yarılar"ıdır (V, L, D). Bu simgeler bir araya getirilerek diğer sayılar oluşturulur. Bir görüşe göre I, II, III ve IIII parmaklarımızın, V ise elimizin görünüşünden türetilmiştir. İki V'nin (veya iki elin) birleştirilmesinden ise X, yani on sayısını elde ederiz. C harfi Latince yüz demek olan centum'dan, M ise bin demek olan mil'den gelir. Romalılar ayrıca "yarım" anlamında S harfini ve 12 tabanında bir kesir sistemi kullanırdı.
Sayfa 9
İÖ 30000 Avrupa'daki taş devri insanları kemiklerin üzerine sayı işaretleri yapar. İÖ 2000 Babilliler sayıları göstermek için simgeler kullanır. İS 600 Hintliler ondalık sistemimizin. öncüsü olan bir sistem kullanır. 1200 0 ve 1'den 9'a rakamları içeren Hint-Arap sayı sistemi yayılır. 1600 Ondalık sistemin simgeleri modern biçimine kavuşur.
Sayfa 8
Reklam
19. yüzyıl Amerikan matematikçisi G.B. Halsted, Shakespeare'in Bir Yaz Gecesi Rüyası adlı oyunundan bir cümleyi uyarlayarak, sıfırın icadının cisimsiz hiçliğe bir ikametgah ve bir isim, bir görünüş, bir simge vermekle kalmayıp, faydalı bir güç kazandırdığını, bunun da bağrından çıktığı Hint ırkının bir özelliği olduğunu dile getirmiştir.
Sayfa 7
Sıfır ne işe yarar? En basit ifadesiyle, sıfır olmasa bilim de olmazdı. Sıfırıncı boylam, sıfır derece sıcaklık, sıfır enerji ve sıfır kütleçekimi bunun örnekleridir. Hatta sıfırdan başlamak, sıfır tolerans, sıfır hata gibi sayısız terimle günlük konuşma dilimize girmiştir.
Sayfa 7
*Hiçlikle ilgili her şey* Sıfırla pozitif bir sayının toplamı pozitiftir. Sıfırla negatif bir sayının toplamı negatiftir. Pozitif ve negatif bir sayının toplamı farkları kadardır. Sayıların mutlak değeri eşitse, sıfırdır. Sıfırın pozitif veya negatif bir sayıya bölümü sıfırdır.
Sayfa 7 - Brahmagupta, MÖ 628
Sonsuzluk olmaksızın matematik diye bir şey de olamazdı. Ama bunun anlamı sonsuzluk diye bir şeyin var olduğu değil. Sonsuzluk yalnızca bir kurgu ,insan ürünü bir kurgu.
Reklam
Karşı karşıya kaldığımız en ufak bir şey hayatımızı kökten etkileyebiliyor. Bunu şuan bir matematik sorusunda sadece bir nokta ile ağlayarak tekrar deneyimledim :(
İÖ700 Babilliler sıfırı sayı sistemlerinde yer belirteci olarak kullanır. İS 628 Brahmagupta sıfırın diğer sayılarla olan ilişkilerini belirler. 830 Mahavira sıfırla yapılabilecek işlemler konusunda fikirler geliştirir. 1100 Bhaskara sıfırı cebirde kullanır ve nasıl kullanılabileceğini göstermeye çalışır. 1202 Fibonacci sıfırı aynı kategoriye koymasa da 1'den 9'a kadar olan Hint-Arap rakamlarına ekler.
Sayfa 4
Genel kanıya göre Türk ismi, MÖ 3. yüzyıla dayanıyor ama yapılan çalışmalardan benim gördüğüm şudur ki, Türklerin tarihi çok daha eskiye dayanıyor. Örneğin, Türkçenin tüm dillerin anası olması hiç de hafife alınacak bir konu değildir. Türkçe, içerisinde harika bir matematik barındıran özel bir dildir. Kendi içerisinde bir disiplin sahibi olabilen dil sayısı çok azdır.
Sayfa 168 - İnkılap Kitabevi
Değişken, devingen, imgelem gibi çeşitlilik içeren bir yetiyi incelemeye girişmiş bir ruhbilimci için bir ozanla, en az bulu­nan birliklerden birine, yani imgelem birliğine sahip bir dehayla karşılaşmak, büyük bir avantajdır. İşte Edgar Poe böyle bir ozandır, böyle bir dehadır. Onda imgelem birliği kimi zaman birtakım düşünsel yapıların, mantıksal çıkarımlara olan düş­ künlüğün, bir matematik düşünce arzusunun arkasına gizlenir. Kimi zaman, birbirinden çok farklı dergiler okuyan Anglosak­son okurların aradıkları mizah, yaratıcı hayalin derin biçemini örter ve saklar. Ama şiir kendi hukukuna, kendi özgürlüğüne, kendi yaşamına kavuşur kavuşmaz, Edgar Poe'nun imgelemi de o tuhaf birliğini buluverir.
Sayfa 56
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.