Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
melekyoona
melekyoona
@melekyoona
MD
Samsun
38 okur puanı
Aralık 2021 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
376 syf.
7/10 puan verdi
Potansiyeli olan bir hikaye olacakmış ama son dakikada olamamış gibi hissettim. Ana çiftin birbirine olan aşkı bana geçmedi ne yazıkki, bir olmamışlık vardı. Fazla hızlı gelişti. Ama yeniden başlangıç hikayeleri oldum olası ilgimi çekmiştir. Ana karakterin dağda yeşilliklerin içinde yaşamasını, diğer ailenin kızı sarıp sarmalamasını, kızın sincap beslemesini okumak bana tatlı bir huzur verdi. Ancak Addie’nin hikayesini, okuduğum hikayeden daha çok merak ettiğimi de söylemeliyim. Umarım yazar bizlere bunu verir
Yine de yazarın buna rağmen gelecek vadettiğini söylemeliyim. Serinin ilk kitabı sonuçta. Eminim diğer kitaplarda seriye ilgi giderek artacaktır.
280 syf.
8/10 puan verdi
Bu yılın favorilerine giren ilk kitap bu oldu, bayıla bayıla okudum. Mina gördüğüm en cesur kadın karaktersin, seni okurken gözlerimden kalpler çıktı:) Mitoloji severlere tavsiyemdir. Yazar çok güzel bir dünya yaratmış. Keşke kitabın dizisi ya da filmi çekilse. Keyifle izlerdik.
464 syf.
1/10 puan verdi
Okuduğum diğer leş kitabı (Praise) bitiremediğim için yanında bu kitaba başlamıştım. Ama hangi kitap daha leşti inanın seçemiyorum. Kitaba yönelik yapılan övgülerin oluşu, kitap kapağının sevimliliği ve zorunlu evlilik temasını sevdiğim için başladığım bu kitapta gördüğüm şey, kadını aşağılayan bir adam…. Adamı aşağılayan bir kadın. LEŞ tek kelimeyle LEŞ. Kitabı yarım bırakmak istiyordum ama hiçbir kitabımı yarım bırakmadığım için zorlaya zorlaya okudum.
Konusu, kendi ayakları üzerinde durmayı beceremeyen, tembelliği bir övgü olarak gören, koca parası harcamaya bayılan, gurursuz kızımız Dallas ile, kadınları aşağılamayı ata sporu haline getirmiş, korumalı ilişkiden bihaber ( prezervatifin varlığını bilmeyen) bir ergenin zorunlu evliliklerini okuyoruz. Bu ergen kardeşimiz henüz ergenlikten çıkamamış travmalı bir şahsiyet olduğu için babasından intikam alma planları yaparken, arka planda yaptığı her türlü şerefsizliği kendine mübah görüyor.
Okumayın gerçekten. Daha güzel kitaplar var. Zamanınıza yazık.
Keşke 0 puan verebilsem.
1 puan bile çok….
Okur Takip Önerileri
392 syf.
3/10 puan verdi
Richard Lucy gibi bir kardeşi hak etmiyor çok net. Lucy onun için fedakarlık yaparken düşünüyordum Richard tüm bunları hak ediyor mu diye? Dahası Richard ve Hermione ilişkisi hakkında tek düşünebildiğim mide bulantımdı. Gregory’e şıpsevdi muamelesi çekiyorlar ama asıl şıpsevdi Hermione…. Bilemiyorum ya bu kitapta beni irite eden birşeyler vardı. Okurken ben niye bu kitabı okuyorumki diye diye okudum. Çünkü serinin bitmesini istiyordum. Ama pişmanım. Diğer kitapları yazan kadınla bu kadın aynı mı diye şoktan şoka girerek okudum. Beğenmedim maalesef. Yazar son sayfalarda gereksiz heyecan yaratmaya çalışmış ama mantığım bazı şeyleri kabullenmekte zorlandı. İnsan şantaj materyalini görmek istemez mi? Bu kadar mal mısın be kızım diye diye okudum. Sırf seri tamamlansın diye kendime bu acıyı niye çektirdim bilmiyorum. Seriye kötü bir veda yapıyorum. Ben gideyim de Sarah Maclean okuyayım. Onun yazdıklarında en azından mantık var.
352 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitabı çok sevemedim. Bir adamın hayatını mahvedip üzerine kendini haklı gösterip mağduriyet edebiyatı yapan Mara’yı hiç sevemedim. Okurken inanılmaz irite oldum. Yazar da Mara’ya hak verelim diye sürekli bir mağduriyet çabalarına girmiş ama olmamış, iğreti durmuş. Özetle; 16 yaşında iken kendinden yaşça büyük dükle evlenmek istemeyip 14 yaşındaki kardeşiyle plan yapıp, dükün oğluna iftira atan ve yıllar geçse bile bundan pişmanlık duymayıp mağduriyet yaratan bir kadının hikayesi…. Yapma be Sarah’cığım, daha güzel Historical’lar yazmış yazarsın sen…..
232 syf.
7/10 puan verdi
Çocuk kitabı olduğunu düşünerek ( ki neden böyle düşündüm bilemiyorum) başladığım bu kitabın beklediğimden daha karanlık ve gerilimli çıktığını belirtmem gerekir.
Sanna, Oscar, Mila ve Pippa babaları yıllar önce onları terk etmiş, ormanda yaşayan 4 kardeştir. Bir gece kapılarında beliren yabancı ile işler hiç ummadıkları bir noktaya gidecektir.
Kitapta Mila ön planda gibi görülse de ben kardeşler arasında yaşça en küçükleri ama cesareti yaşıyla ters orantılı olan Pippayı çok sevdim.
Sannaya Oscardan daha fazla uyuz olmuş olabilirim. Oscar için sürekli ‘ O bizi terk etti, zaten içten içe de bunu istiyordu’ diyip kendisinin ailesini terk edip Geir ile maceralara atılma planları yapmasını inanılmaz samimiyetsiz buldum, kitabın bu bölümü pek geçmedi bana.
Babalarının onları terk etmediğini, ayı tarafından hayat ağacının kalbi yapıldığını fark etmemle de içimi hüzün kapladı.
Ve Rune benim üzümlü kekim….. Kitabın en en favori karakteri Kitabın kahramanı….
392 syf.
6/10 puan verdi
Spoiler içerebilir!
Kitap kendini okutsa da maalesef üzülerek söylüyorum, birebir aşk hipotezinin kopyası… Kitabı okurken aşk hipotezinde Adam’ın kankası olan bilim insanı vardı Tom. Sonrasında kötü biri çıkmıştı, bu kitabı okurken de Guy kötü çıkacak
sonrasında bunların asistanları arasında lgbt ilişki olacak ….. gibi gibi tahminlerde bulundum, tıpkı aşk hipotezinde olduğu gibi. Yazarın üçüncü kitabı çıkacakmış, korkuyorum o da aşk hipotezinin kopyası çıkmasa bari…. Yazar Aşk hipotezi tutunca aynı anlatım sırasını ve konu başlıklarını içeren kitap yazayım demiş ama olmamış bu sefer. Kafa dağıtmak isterseniz bu kitaba şans verin ama aşk hipotezi muadili bir kitap olduğunu da unutmayın bence. Orjinal arayışlardaysanız uzak durun derim!
448 syf.
4/10 puan verdi
Bu kitap nasıl 8.7 almış? Hayretler içerisindeyim. Okurken, yazarın yaptığı gereksiz betimlemelerden inanılmaz sıkıldım. Gizli bir tünelde yapılan yürüyüşü sayfalarca anlatamazsın ya…. Dahası feminist geçinen Aubrey de beni inanılmaz zorladı, tam bir drama kraliçesi. Thomasın kendisine evlenmek üzerine verdiği bir söz var da ben mi kaçırdım acaba??? Aubrey’in kendi çapında ‘ ya evlenirsek de thomas benim sınırlarıma saygı göstermezse’ dramasını okumak zorunda kaldım. Ortada Thomas tarafından yapılmış bir evlilik teklifi var da ben mi kaçırdım.
Olay çok yavaş ilerliyordu, gereksiz betimleme çoktu ve katili kitabın ortalarında tahmin etmiştim zaten.
Yazar gereksiz gizem kasmaya çalışmış ama olmamış. Hele hele kitap kahramanlarının bir bela durumunda serinkanlı kalıp durumu yönetime ya da kraliyet muhafızlarına haber vermek yerine, kendilerini belanın içine atmaları yok mu? Cinnet endikasyonu yani!!!! Ki bu sorumsuzlar sonunda belalardan yine kurtarılıyorlardı.
Aslında yazarın dilini severim. Belki de kış teması içeren bu kitabı yazın okumam bir hataydı bilemeyeceğim. Yazarın bu serisine devam etmek için cesaretimi toplamam lazım ancak yakın gelecekte zor gibi.
272 syf.
5/10 puan verdi
18 yaş altı genç yetişkinlerin sevebileceği bir eser. Ama yaş olarak belirli yaşa gelmiş insanlar için reading slump sınırlarında dolaştırabileceğini söyleyebilirim. Kitaba başladığımda inanılmaz sıkıldım. Abisi kadar Zeki olmayan kızın teyzesinin sportif pazarlama şirketinde staja başlaması, akabinde rastlantı(!) eseri sonrasında beraber çalışacağı futbol yıldızıyla tanışması…. Günümüz watpad kitapları gibiydi. Kitaptaki saçma rastlantılara, olaylara dayanamayıp kitaba ara verdim, ancak kitabı yarım bırakmayı da yediremeyince tekrar başladım. Kitabı okurken içimi buhranlar bastı, bitmedi. Cidden yaş olarak artık bu tarz kitaplardan uzak durmam lazımdı. Ama yine bir booktuber gazına geliş…. Yine bir kitabı alış…. Yine hayal kırıklığı…..
336 syf.
4/10 puan verdi
Güzel konuya sahip bir kitap nasıl rezil edilir adlı çalışma…..Yazar kendi kafasında gizemli dünya yaratmış, betimlemelerle de anlatmaya çalışmış ama yazarın dışında kimse birşey anlamamış. Kitabın sonuna kadar, kitaptaki ana karakterin kendisinin de anlayamadığı gizemi çözmeye çalıştım Kitabın editörü de uyarmadı mı bu yazarı? Bacım sen ne yazmışsın diye??? Ne okudum ben? Nasıl saçma bir kitap bu diye diye okudum Zaman kaybıydı… Boş beleş kitaplara ayıracak zamanınız bolsa okuyun….
376 syf.
8/10 puan verdi
Spoiler içerebilir***
Kitabın konusunu genel anlamda beğendim, muadili çoğu Truva konulu kitaplara göre gayet başarılı. Ancak beni rahatsız eden bazı sahneler oldu onları da söylemeden geçemeyeceğim. Bazı insanlar gibi (!) Patroculos ve Akhilleus arasındaki duygusal ilişki değil kast ettiğim. O bu kitaptaki en masum şey olabilir. Ancak tarafların birbirini sevmesine rağmen birbirlerini aldatmaları, kitapta var olan tecavüz sahneleri beni irite etti. Kitabın sonunu getirebilecek miyim acaba düşünceleriyle okudum. Truva konulu kitapları sevenler şans verebilir. Ben şahsen yazarın dilini beğendiğim için Ben Kirke eserine de şans vermeyi planlıyorum.
344 syf.
7/10 puan verdi
Kızların suskunluğu adlı eseri okuduktan sonra atın üstüme Truva konulu kitapları demiştim, tam da o esnada bu kitabın yeni çıktığı haberi geldi. İmdadıma yetişen bir haber olduğunu düşünmüştüm. Kızların suskunluğu gibi feminist bakış açısıyla kadınların gözünden anlatılan bir eser daha okuyacağım demiştim. Kitap elime ulaştıktan sonra hemen okumaya başladım. Bölüm bölüm anlatılan, hem grek hem de truvalı savaş kadınlarının hikayesiydi aslında. Bu bölüm bölüm anlatımlar kitabın akıcılığını bozmuş ne yazıkki. Bir bölümde olayın öncesini okurken diğer bölümde olayın sonrasını okuyorsunuz. Ya da bir bölümde penelope’yi okurken diğer bölümde truvalı kadınları okuyorsunuz.
Üzülerek belirtiyorum akıcılığı pek istediğim gibi gitmedi ne yazıkki.
Bu kitap nasıl 9.2 puan aldı diye hayretlerle okuyorum kitabı.
Kesinlikle kötü değil ama akıcı da değil.
636 syf.
·
Puan vermedi
Spoiler uyarısı***
Hastanede yeni doğum yapmış bir şekilde eşi tarafından terk edilen Claire yaralarını sarmak için evine İrlanda’ya döner. Ailesinin desteğiyle kendisini toparlayan Claire artık eskisi gibi olmayacaktır. Eşi James pişman olup tekrar hayatına girmeye çalıştığında ise beklemediği sürprizle karşılaşacaktır.
Kitaba beklentisiz bir şekilde başlamıştım belki de bu yüzden sevdim. Özellikle kendisini aldatan, sonrasında da iğrenç bir şekilde hayatına girmeye çalışan eşi James’e söylediği alıntı (Bkz; rüzgar gibi geçti) bende ‘yürü be kızım’ etkisi yarattı. Kendi ayakları üzerinde duran güçlü kadın hikayelerini sevenler bu kitabı da sevecektir.
Söz konusu güzel alıntıyı da şöyle bırakayım;
‘Bir daha asla beni korkutmana izin vermeyeceğim. Kendimde doğru bildiklerimden asla vazgeçmeyeceğim. İyi ya da kötü ben olarak kalacağım. Herhangi bir erkek, Ashley bile, beni değiştirmeye kalkarsa, o kadar hızlı bir şekilde kurtulacağım ki, başları dönecek.’
646 syf.
7/10 puan verdi
Kitaba çok sevdiğim birisinin zorlaması ile başlamıştım, Lisbeth, güçlü karakteriyle beni inanılmaz etkiledi. Kitabı okurken; bu kitabı okuyan
genç kızları yazılımcı olmaya itmiştir dedim. Ancak kitapta Harriet karakterine inanılmaz derecede sinirlendim. Kardeşinin istismarlarından kaçmak için kuzeni Aniette’nin pasaportuyla ülke dışına kaçıp evleniyor, zavallı Aniette sistem üzerinde evli görüldüğü için sevdiği bir adam olsa da olmasa da hayatı boyunca evlenemiyor. Dahası en rezili de daha akılcı planla babasını hatta yerine geçen potansiyel katil kardeşi Martini engelleyecekken, kaçtığı için 37 yıl boyunca birçok kadının ölümünün dolaylı sebebi aslında. Öyle bencil bir karakterki her sene manevi babası sayılan Henrik’e doğum gününde her sene çiçek yollamak neyin kafası… O yaşlı adamın kafadan sıyırmasını mı istiyorsun? Madem öldü bilinmek istiyorsun, ona göre davranmalıydın….Konuya Canım Lisbeth’in cümlesiyle son noktayı koyuyorum.
‘Harriet Kaltak Vanger….’
400 syf.
5/10 puan verdi
Türk yazarlara şans vermek için ve historical romance türünü okumayı sevdiğim için şans verdiğim yazarın okuduğum son kitabıyla karşınızdayım.
Spoiler içerebilir…
Okurken beni dehşete düşüren, yer yer sinirden kitabı bir kenara atmama sebep olan eserdir kendisi…. Fahişe olduğunu sandığı (!) kızı uygunsuz bir şekilde kuytu köşelerde taciz ettiren ya da iyi niyetle doktora yardım eden bu kıza o adam senin aşığın mı diye sordurtan yazara da bir parça kırgınım…
Yapmayın böyle şeyler. Biz kadınlar bu kitapları okurken mutluluk hissetmiyoruz. Çok yanlış. Yazarın eserlerinin çok başarılı olduğu söyleniyor, konu anlamında beni üzse de dili oldukça başarılı, yazara belki ilerleyen zamanlarda bir şans daha verebilirim.
496 syf.
5/10 puan verdi
Drama queen Jasmine… herşeyin en kötüsünü düşünen, kendine güveni zayıf bu karakteri okurken çok yoruldum. Karakterin yorucu, upuzun betimlemeli iç sesleri bitmek bilmedi. Adeta kitabı uzatmak için yapılmış, tüm bunlara bu kadar gerek yoktu, kitabı 300 sayfada da anlatabilirdi yazar. Galiba konuyu yavaş yavaş işlemek istediği için böyle yaptı. Ivan Lukov karakterinin kitaptaki bölümlerini okurken çok keyif aldım, ancak kendime de şu cümleyi kullandım; ‘booktuber gazlarına gelip kitap almamak lazım.’
424 syf.
·
Puan vermedi
Niye övüldü anlamadım, bilindik bir konuya (bkz; Outlander) sahip bu kitap beni reading slump sınırlarında dolandırdı, 2 haftadır kitabı bitirmeye çalışıyorum. Bu kitabı bir ben mi sevemedim. Kitapta anlatılan siyasi olaylar yer yer kitaba olan ilgimi kaybettirdi. Olaylar çok yavaş ilerledi, aldığı puanı hak ettiğini düşünmüyorum maalesef. Zaman yolculuğu temasını sevenler bu kitabı sevecektir.
168 syf.
·
Puan vermedi
Yazarla simyacı eseriyle tanışmıştım ve dürüst olmam gerekirse sevememiştim. Ancak başka bir kitabına şans vermek istedim Okçu’nun yoluna başladım, çok kısa sürede bitebilecek bir kitap. Kişisel gelişim kitabı gibiydi ve maalesef bu eserini de beğenmedim. İlerleyen zamanlarda yazarın başka bir kitabına şans verir miyim bilemiyorum. Bana kağıt israfı yapılmış gibi geldi, bomboş sayfalar…. Çizimler başarılıydı, bunu da söylemeden geçmek istemiyorum. Türünün sevenleri belki kitabı sevebilir.
137 syf.
9/10 puan verdi
Tüm kitap kurtlarının, içinde kendini bulacağı inanılmaz tatlı bir eser… Ben İngilizcesini tükettim, dili oldukça kolaydı ve kısa sürede bitti
Okuyun, okutun efem…
364 syf.
9/10 puan verdi
Spoiler içerir
Az önce kitabı bitirdim, oldukça kolay okunan bir manga. Gelgelelim okurken beni irite eden noktaya. Sınıfta bir öğrenciye ‘var olmayan kişi’ şeklinde davranışlar bana inanılmaz derecede zorbalık gibi geldi. Mangayı okurken, 26 yıldır gerçekleşen ölümlere bu zorbalığı yaparak mı çare aradınız? diyip durdum. Bu durum mangayı okurken beni rahatsız etti.
Mangayı okuyacaklar için şiddet içeriğine sahip olduğunu belirteyim. 18+ bireyler okursa çok daha iyi olur.
272 syf.
1/10 puan verdi
Kitaba başladığımda tek hissettiğim mide bulantısıydı, kız kardeş ve eniştesi arasında yaşanan ilişki ve bu ihaneti affeden ‘geniş’ yürekli abla…. Tek hissettiğim mide bulantısı… Ah be Kristin senin kitapların güzeldi ancak bu olmamış be kuzum…
